İster kadın, ister erkek olsun, geçmişinde birden fazla yara izi, gözlerinde belli belirsiz bir hüzün ve yalnızlık, ruhunda görünmez kırık çıkıklar olan insanlar ilgisini çekmişti hep.
Ne kadar korkutucu bir şeydi Tanrı'yı böylesine intikamcı, katı, cezalandırıcı bir varlık olarak algılamak. Tanrı'nın dili sevginin dili miydi, yoksa korkunun dili mi?
"Benim de herkes gibi tamamen herkes gibi olduğumu söylemek istiyordum ona ama aslında bütün bu sözlerin pek de faydası yoktu, ben de üşenerek bunları söylemekten vazgeçtim."
"O zamanlar sık sık şöyle düşündüm; beni kuru bir ağacın gövdesine hapsetseler de başımın üstündeki gök parçasına bakmaktan başka yapacak işim olmasa da yavaş yavaş ona da alışacaktım. Kuşların geçişlerini, bulutların birbirlerine rastlayışlarını bekleyecektim."