Gerçekten sevdiğinizi sandığınız birisini acaba gerçekten seviyor musunuz? Bir kişiyi ya da bir nesneyi o olmadan yaşayamam, hayatın bir anlamı olmaz diye mi seviyorsunuz? Kendinizi tanımadan ve sevmeden başkasını sevmeye kalkıyor musunuz? Cevaplarınız tereddütlüyse sevme, sevme sanatı hakkında öğreneceğiniz çok şey var derdi Erich Fromm. Kitap sevme konusunda takınılan üç yanlış tutumun açıklamalarıyla başlıyor. İlki, çoğu kişinin sevmeyi; kendini ya da başkasını sevmekten çok, kendilerini sevdirme olarak görmesidir. Yani bunlar için sevmek yerine nasıl sevimli olabilecekleri önemlidir. İkinci yanlış tutum ise sevmenin kolay olduğu ancak sevilecek ‘nesneyi’ bulmanın zor olduğudur. Satın alma odaklı gelişen toplumlarda erkekler ya da kadınlar birbirlerini çekici yapan şeyin dönemin kafa ve vücut modası olduğunu düşünürler. Bu bağlamda sevme bir nesneye dönüşeceğinden gerçek anlamda bir sevmeden bahsedemeyiz. Üçüncü ve kitapta bahsedilen son yanlış tutum ise âşık olmanın sürekli sevme olarak görülmesidir. Birbirlerine başta âşık olan insanlar birbirlerini daha yakından tanıdıklarında aradaki bağlılık umut kırıklığına, düşmanlık ya da bıkmaya götürüyorsa burada da sevmeden bahsedemeyiz.
Sana acımasızca davranan birisini düşünüp; bana nasıl böyle şeyler yapabilir tekrar üzülüyorsun belki de. Ancak acımasız insanlar, kendilerinden başka kimseyi düşünmez, diğer insanları önemsemez, önemsenecek bir şeymiş gibi görmez.
Duygularınızın sizi bir kukla gibi yukarı-aşağı sağa-sola sürüklemesi cehennem azabına benzer. Bu canavarı andıran duygular tarafından ezildiğinizde; gözlemlemeyi öğrenmek, onları evcilleştirmek için merkezinize geri dönmek ve davranışı seçmek sizin için önemli olan şeyleri doğru ilerlemenizi yardımcı olacaktır: Değerlerinize.
Sevgili çok hissedenler siz "bozuk" değilsiniz bir ıssız ada da değilsiniz. Limbik sisteminiz mizacınız ve öğrenme geçmişiniz nedeniyle oldukça hassassınız. Sizin yerinizde olmak ve duygusal mekanizmanız açıldığında karşılaştığınız şeyle yüzleşmek cesaret ister. Kronik duygularınız ne kadar bunaltıcı olursa olsun sizi tanımlamaz; Tıpkı sokakta yürüyen bir savaş gazisinin baktığı her yerde tehlike algılamasının onu tanımlanmadığı gibi. Sadece öyle olur.
İstediğiniz hayatı yaşamamız mümkündür. Bu kitapta edineceğiniz becerileri tek tek uygulayarak size yardımcı olmasını sağlayabilirsiniz. Yıllar boyunca küçük çocuklardan yetişkinlere kadar çok hisseden olmanın zorluklarına şahit oldum ben de. Size şunu söyleyebilirim ki sabır, tutarlılık ve kendinize bağlılıkla hayatınızı daha iyi hale getirebilirsiniz.
Siyasetçilerle seçmenler yeni teknolojiler ve bu teknolojilerin çığır açıcı potansiyellerini işlevsel kılmak şöyle dursun, ne olduğunu bile zar zor anlıyorlar. İnternet devrimi siyasi partilerden ziyade mühendisler tarafından yönlendirilmiş olsa da internet dünyayı 1990'lardan bu yana herhangi başka bir etkenden çok daha fazla değiştirdi denilebilir. İnternet hakkında bir oylamaya kalktığınız oldu mu? Demokratik sistem, başına ne geldiğini anlamakta hala güçlük çektiği gibi yapay zekanın yükselişi ve blok zincir devrimi gibi yeni sıçramalara neredeyse hiç hazırlıklı değil.
Biyoteknoloji ve bilgi teknolojileri insanlığın daha önce karşılaşmadığı zorluklar çıkarırken, insanlık geçtiğimiz onyıllar boyunca küresel siyasete hâkim liberal anlatıya inancını getiriyor.