Hayat niçin bu kadar acımasız, bu kadar kör? Çocuk dünyaya geliyor, Aliman dünyayı terkediyor terkediyordu. Biri doğuyor biri ölüyordu.
Sayfa 127Kitabı okudu
Hayat niçin bu kadar acımaz , bu kadar kör ? Çocuk dünyaya geliyor.Aliman dünyayı terkediyordu.Biri doğuyor, biri ölüyordu.
Reklam
'' ... fakat șu muhakkak ki bugün olduğum gibi olmak da istemiyorum. Büsbütün başka bir hayat, daha az gülünç ve daha çok manalı bir hayat istiyorum. Belki bunu arayıp bulmak da mümkün... Fakat içimde öyle bir șeytan var ki... Bana her zaman istediğimden büsbütün başka şeyler yaptırıyor. Onun elinden kurtulmaya çalıșmak boș... Yalnız ben değil, hepimiz onun elinde oyuncağız... Senin dünyaya hakimiyet planların bile eminim ki onun mahsulü...''
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 10 hours
Cengiz Aytmatov | Toprak Ana
Toprak Ana, Cengiz Aytmatov'un ilk romanıymış. Aytmatov, savaş zamanı tüm erkeklerin teker teker cepheye çağrılmasını ve geride kalanların yaşadığı zorlu mücadeleleri anlatmış. Bir yanda 3 oğlunu ve kocasını savaşta kaybeden Tolganay ana, bir yanda ise genç yaşta dul kalan gelini Aliman. Tolganay ana, öyle güçlü bir kadın ki yaşadığı onca acıya rağmen dimdik ayakta durmuş. Özellikle şu cümlesi beni yüreğimden vurdu resmen: "Bari ben, oğlunun yolunu böyle gözleyen anaların sonuncusu olsam... Allah hiç kimseye demir rayları kucaklatmasın, hiç kimsenin başını traverslere vurdurtmasın." Bu cümlenin üzerine daha ne söylenebilir ki Peki sonuncusu oldu mu? Maalesef... Betimlemeleri ve dili o kadar güzeldi ki. Okuduğum her sahne film şeridi gibi canlandı gözümde. Aytmatov, az sayfayla çok şey anlatmış. Yaklaşık 2 sene önce farklı bir yayınevinden okumuş olmama rağmen tekrar gözlerim dolarak okudum ve sanki ilk kez okuyormuş gibi ayrı bir tat aldım. Okumadıysanız mutlaka okumanızı tavsiye ediyorum.
Toprak Ana
Toprak Ana
Cengiz Aytmatov
Cengiz Aytmatov
Toprak Ana
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202262k okunma
77 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 25 hours
Bu kitaptan beklentim büyüktü. Nitekim ilk hikaye çok sert ve vurucuydu. Sonraki 5-6 hikayenin bir kaçında beklediğim pırıltı vardı, fakat yeterli değildi. Kitabın ikinci yarısındaki hikayeler, özellikle “Bilardo Şartı”ndan sonrakiler ise çok başarılıydı kanımca. Yazar, final hikayenin de yine vurucu olmasını istemiş ancak bu hikayenin yazılmasına vesile olan, muhtemelen de dramatik/romantik olayı anlamamız için yeterince done vermemiş. “Diğer hikayelerinde de herşey net mi sanki” denebilir, ancak orada verilmek istenen verilmiş sanki de bu boşta kalmış gibi. Son hikayede climax beklerken malesef böyle olması hayal kırıklığı oldu. Neyse, yazarın kendi tercihidir saygı duyarım, vardır bir bildiği. Yazarın kurguladığı saçma-komik durumlar epey yaratıcı. Hikayeye dahil olma işini fazla kullanmış ama yine de sevdim. Mahlas kullanan bu arkadaşın diğer kitaplarını da okuyacağım.
Konteyner Zaafı
Konteyner Zaafıİsahag Uygar Eskiciyan · Sel Yayıncılık · 2017121 okunma
Klasik dönem Osmanlı eğitim kurumları / Ünal Taşkın
İslam dini belki de dier dinler içerisinde bilginin önemine ve elde edilmesine en çok atıfta bulunan bir konumdadır. Öyle ki Hz. Peygambere gelen ilk vahiy inanmak ve ibadet etmek için okumanın gerekliliine vurgu yapan “yaratan rabbin adıyla oku” dur. Devam eden ayetlerde rabb, kalemle yazmayı ve insana bilmediklerini öreten olarak tanımlanmaktadır (Alak/1-5). Yine “hiç bilenle bilmeyen bir olur mu? Ancak akl-ı selim sahipleri, saduyulu olanlar düşünüp ibret alır” (Zümer/9) ayetiyle bilmenin veya bilginin ve aklın önemine atıfta bulunulmutur. Diğer yandan İslam peygamberinin “Rabbim benim ilmimi arttır; Bir saat ilme çalımak, bir gece ibadetten hayırlıdır; Ya bilen, ya öğrenen, ya dinleyen veya ilmi seven ol” gibi hadisleri İslam ümmetinin eğitime ve öğretime duruşunu oluşturmasına yardımcı olmuştur.
Reklam
1,000 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.