Pirinç tanesi, beyaz. Pirinç pilavı, et suyuna pirinç pilavı, nohut, mis. Şimdilerdeyse ketçap ve ton balığı. Dur bakalım daha neler göreceğiz? Belki dünya yıkılacak başımıza, ah belki çok sıcak olacak ondan emin değilim, ben hep üşüyorum.
Günaydın sevgilim, işe gitmiyor musun? Neden? Kırgınlık mı var?Ne kadar rahatsın? Ben olsam giderdim. Sen yat sıcacık yatakta. Çarşaf buruş buruş, yorgan darmadağın. Geleyim mi yanına? Dudakların sıcaktır senin şimdi. Seni seviyorum. Gidiyorum işe, niye gidiyorum, gitmek istemiyorum. Bırakma ellerimi, parmak uçların sıcacık. Seni seviyorum. Çıkma yatağından, sen çıkarsan ben üşürüm, daha çok! Yolcu etme beni kapıdan, yataktan uğurla. Seni bıraktım sıcacık, güvende. Seni seviyorum.
Bıraktığım halindeki ana mıhlıyorum kendimi; sıcak dudakların, parmak uçların, uykulu gözlerin. Ve artık çok özlüyorum o günlerimizi, ev boş, ev soğuk, İstanbul soğuk. Küresel ısınma bitti, küresel soğuma başladı parmak uçlarımda, duduklarımda, gözlerimde.