Çocukların cinsel istismarında hükümlülerin yüzdesi; 2006 yılında %42,5 iken 2016 yılında %58,8'e yükselmiştir. İstismarcıların %20'si çocuğu tanımayan kimseler iken, %80'i çocuğu tanıyan kişilerdir. İstismara uğrayan çocukların %75'i kız çocukları, %25'i ise erkek çocukları oluşturmaktadır. Avrupa Konseyi'nin rakamlarına göre; Avrupa'da her 5 çocuktan 1'inin cinsel istismar riski altında olduğu bilinmektedir.
Duyarlı bir üyenin olduğu ailelerde,ailenin farklı psikolojik donanıma sahip diğer çocukları aynı şekilde muamele görseler bile kendilerini eziyet görmüş gibi hissetmeyebilirler. Çocukların farklı ihtiyaçları ,farklı ‘deri kalınlıkları,acıyı algılamada farklı kapasiteleri’ vardır. En az ‘alıcıları’ olan çocuk ,istismarı bilinçli olarak en az hissedecektir. En çok duyargaları olan çocuksa ,herşeyi bilinçli olarak hissedecektir. Bu gerçek olma ya da olmama meselesi değil, etraftaki iletileri alma yeteneğine sahip olma meselesidir.
Sayfa 389Kitabı okudu
Reklam
Birini küçümsemek için hemen yaşı kullanarak "dünkü çocuk "demek ,sık yapılan bir başka düşünce istismarı.Böyle söyleyerek ,insanlara yaşları bizden küçük olduğu takdirde saygıyı hak etmedikleri,ne yaparlarsa yapsınlar kendilerinden yaşca büyük birinden akıllı olamayacakları ,ondan daha başarılı bir iş yapamayacakları fikrini alayla ve aşağılamayla dayatmış oluyoruz ve bu ifadenin kendisi tek başına da ağır şekilde rencide edici.
Çocuk istismarı hakkında bir konferansa katıldığımı ve bu alanda çalışan bir İngiliz ve bir Amerikalı uzmanın yaptığı tartışmaya şahit olduğumu hatırlıyorum. Amerikalı kadın çocuklara cinsel istismarda bulunan genç erkeklere yönelik bir rehabilitasyon merkezinin yöneticisiydi. Bu merkezde sonuçlanması birkaç yıl alan çok yoğun bir tedavi programı uygulanıyordu. Bu program titizlikle uygulanıyor ve çok çaba gerektiriyordu, ama aynı zamanda çok yüksek bir başarı oranına sahipti. Gerçi, İngiliz ile Amerikalı arasındaki tartışmanın söz konusu program hakkında bilgi alışverişinde bulunmakla ilgisi yoktu. Özünde, sosyal temsiller çarpışıyordu. İngiliz kadın tamamen çocuk istismarcılarının tutumlarını değiştiremeyeceklerine inanıyor, Amerikalı kadın da kendi tecrübelerine dayanarak değiştirebileceklerini biliyordu. Öyle ki bu tartışmaya çok sinirlenmiş ve yerinde hoplayıp zıplamaya başlamıştı (pek sayılmaz, neticede bu profesyonel bir konferanstı!); çünkü görüşünü neden karşı tarafa aktaramadığını anlayamıyordu. Bu iki kadın gibi farklı sosyal temsillere sahip insanlar genellikle en sonunda birbirlerine aldırmadan konuşmaya başlarlar.
Dünyadaki herkes "Çocuk istismarına dur de!" diyen bir görsel paylaşsa ve yine herkes bu görsellerden en az onunu okusa, dünyada çocuk istismarında hiçbir değişiklik olmayacaktır; zira çocuk istismarının yanlış olduğu, bu istismarı yapanlar da dahil olmak üzere herkes tarafından zaten açık seçik bir gerçek olarak bilinmektedir. Bunun yerine çocuğu sürekli olarak ezen gizli, gündelik istismara odaklansaydık, çocukları büyüyünce başka çocukların tacizcisi ve tecavüzcüsüne dönüştüren yaklaşımı durdurabilirdik.
Büşra Sanay-Bilip söylememenin, üstünü kapatmanın sivil, kamu ve sağlık çalışanları için TCK'daki yaptırımı nedir? -Kemal Arslanboğan/Izmir Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı-Sivil vatandaş,mesela"hali hazırda işlenmekte olan tacizi, istismarı yani suçu gördüğü halde"ihbar etmemiş olması halinde, 1 aydan 1 yıla kadar hapis cezası alabiliyor.Istismara uğrayan kişi 15 yaşını bitirmemiş bir çocuk ise, bu ceza yarı oranında artırılıyor.Diğer yandan beden veya ruh sağlığı yönünden engelli olan ya da hamile olanlara yönelik işlenen suçun bildirilmemesi halinde de, yine söylediğimiz ceza yarı oranında artırılıyor. (TCK.278.madde)
Sayfa 333Kitabı okudu
Reklam
699 öğeden 521 ile 530 arasındakiler gösteriliyor.