368 syf.
·
Puan vermedi
·
27 saatte okudu
Felix Evi’nde Neler Oldu? ~ Cara Hunter . Dedektif Adam Fawley serisinin ilk iki kitabını büyük bir heyecanla ve merakla okumuştum. Şimdi serinin ikinci kitabında bambaşka bir vaka ve gizemle buluştuk. Öncelikle kitabın içindeki polis görüşmeleri, haberler ve dava özetlerinin böyle belgelerle verilmesi detaylarını çok seviyorum! Dedektif ve diğer memurlar için en zor davalardan biri. Zor ve rahatsız edici. Gelen yangın ihbarı ver arkasından çözülen olaylarla yanan evin enkazında iki çocuğa ulaşılmıştı. Şimdi bir yangın ve o yangında ölen üç yaşındaki bir çocuk ve ağır yaralanan on yaşındaki çocuğu buluyoruz. Peki ya her şey yangının ötesinde olursa? İki çocuk yangın sırasında neden tekti? Annesi ve babası nerdeydi? Yaşanan ölüm yangından dolayı mıydı yoksa başka nedeni de var mı? Yangın kaza mı gerçek mi derken merakla çevirdim. Gerçek bir davanın tanığı gibi hissettiğim dava dosyalarıyla yine hiç tahmin etmediğim bir yere sürüklendiği. Özellikle yazarın bu seride her kitapta yaptığı finallerle polisiye gerilimlere yeni bir bakış geliyor resmen. Felix evi, çocukların annesi Sam ve babaları Michael gizemiyle kitap zirvedeydi. Özellikle çocukların oynadığı bir oyun ve onun görevleri konusu beni şoka uğrattı. Bir yandan olayın gizemi diğer yanda Adam Fawley’in özel hayrıyla keyifli merak dolu bir kitaptı. Birçok yerden zekice bağlanan kurgu ve sonuyla bayıldımmm Polisiye seven herkese şiddetle tavsiye ederim •
Felix Evi’nde Neler Oldu?
Felix Evi’nde Neler Oldu?Cara Hunter · Olimpos Yayınları · 202422 okunma
Oyun
Oyun, kazanılan olumlu özelliklerin pekiştirildiği, geliştirildiği bir ortamdır aynı zamanda. Olumsuz niteliklerin de değişmeye uğradığı bir deneme alanıdır. Bu nedenle oyunun çocuk için eğitici, düzeltici bir işlevi vardır. Kendi hakkını korumak, başkalarının hakkını gözetmek, iş birliği ve paylaşma evde değil, ancak oyun ilişkilerinde kazanılan toplumsal özelliklerdir.
Reklam
"Üstbenlik" (süperego) denen kendi kendini denetleme ve dizginleme yetisi çocuklarda zayıftır. Anne-babanın koyduğu yasaklara ve kurallara başlangıçta, korktuğu için uyar. Onlar yokken yasakları çiğneyebilir. Olgunlaştıkça, -özellikle oyun çağının sonuna doğru- denetlenmediği zaman da kural- lara uymayı başarır. Yani kendi kendini denetleme ve yönetme becerisi gelişir.
Sayfa 29 - İnkılâp YayınlarıKitabı okuyor
Erzurum Askeri Lisesinde çocuklar ara sıra gizlice oyun oynar beş, on kuruş alır verirlerdi. Beni de bir gece aralarına katmışlar bir arkadaşımın on beş kuruşunu kazanmıştım. Zavallı çocuk, parası o kadarmış boynunu bükmüş kalmıştı. Gece uykum kaçmış «bu arkadaşımın parasını neden aldım» diye sıkılmıştım. Şimdi O parasız ne yapacaktı? İşte bu olay beni hayatım boyunca kumardan alıkoymuştur. Harbiye de babam bana haftada bir mecidiye (20 kuruş) tahsis etmişti. Beyazıt'ta bir dostuna gönderir gider ondan alırdım. Mecidiye şimdiki 2,5 liralığa benzer bir görünüşte idi. Bir hafta başı son paramı da tramvaya vererek gitmiş, adamı bulamamış, parasız kalmıştım. Mektebe yayan dönmek çok zaman alacak, yoklamaya yetişmeyecek ceza görecektim. Küçük kehribar teşbihimi Mahmutpaşa da bir tespihçiye satmak istemiştim ki beş kuruş ancak vermişti. Mektebe tramvay parası yapacağımı söyleyince adamcağız merhamete gelmiş te yedi kuruşa almıştı. Bu hal bana yeni bir irat olmadan elimdeki parayı bitirmemeyi öğretmişti. Hayatım boyunca da para sıkıntısı çekmedim...
Çocuk ve Savaş
Oyuncağın alınmasının korkunç algılandığı bir zihinde bombaları, yıkımları, kayıpları, yaralanmaları, açlık, susuzluk, okula gidememek, oyun oynayamamak, arkadaşlarını görememek vs. nasıl bir korkunçluktur.
Sayfa 26
Biz altı yetişkin. Yaşlarımız yirminin üzerinde. Biz altı çocuk. Yaşlarımız onun altında. Biz her ikisiydik. Onlar benim ilk oyun arkadaşlarımdı. İlk çocukluk hayallerimin mimarları ve ilk gerçek eğlencelerim. Sokak Nöbetçileri benim ilk parçam olmaya başlamıştı, minnettarlığımın ölçüsü artık olamazdı.
Reklam
Kedileri seven kadınlar yalnızlıktan korkarmış, köpekleri ise aslında kendilerini güvende hissetmek istediklerinden severlermiş... Sen filleri severdin ve bir fil kalbi kırıldığında ölebilirmiş. Sen filleri boşuna sevmiyorsun güzel kadın. Sen kalbinin kırılmasından korkuyorsun da haberin yok. Korkmasın kalbin çünkü o artık benim de kalbim... - Benim korkak kalbim size âşık oldu... - Kutu kutu pense oynamıyoruz küçük bey, aşkı çocuk oyunu mu sandınız siz? - Aşkın bir oyun olmadığını öğrenecek kadar büyüdüm ama şayet aşk bir çocuk oyunu olsaydı ve o oyunun adı da kutu kutu pense olsaydı tüm dünya size arkasını dönse bile ben size arkamı dönmezdim küçükhanım... - Böyle konuşursan kilitlenirim ben ama... - Eğer kilitlendiğiniz yer kalbim olacaksa bundan memnuniyet duyarım. - Susuyorum. - Ben de size...
İşte, yazmak biraz da bir Irmağın akıntısına katılmaya benzer. Bizimle ve suyla birlikte akan başka pek çok şey vardır, bunlardan bazısını yakalarız, bazısını boşveririz; önemli olan, karşılaşmamak, yargılamamak, erken karar vermemek ve oyun oynayan bir çocuk gibi dingin ve hafif olmaktır.
Hermione'nin arkasında bıraktığı mektuplardan birini okudu: 'Harry Potter'a nasul oyun oynadığını Cadı Gündemi'nde okudum, o çocuk zaten çok çekti, yeterince büyük bir zarf bulur bulmaz bir dahaki postayla sana bir lanet yollayacağım.'
Bu ben.
Bazı insanlarda, çocuk varoluşu boyutunun, nasıl olup da sistemin istilasına direnen tek özgün benlik parçası olarak kalabildiği sorusunun cevabını bilmiyorum. Ama böyle insanların var olduğunu kendimden biliyorum. Birden fazla "ben"imiz olduğundan, çocuk varoluşu hayatın akışı içinde zaman zaman ortaya çıkıyor. Ancak, sistemin egemen
Sayfa 15 - MetisKitabı okuyor
Reklam
496 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Biz bir kukla sahnesindeyiz : Kuklacı Felek usta,kuklalar da biziz. Oyundayız birer, ikişer; Oyun ,bitti mi sandıktayız hepimiz . Ömer Hayyam. #evreniyutançocuk #trentdalton Aldığı ödülleri sonuna kadar hak eden harika bir roman . İki kardeş öyle bir hayatın içinde varolmaya çalışıyorlardı ki
Evreni Yutan Çocuk
Evreni Yutan ÇocukTrent Dalton · Salon Yayınları · 201988 okunma
Çocuğunuz; – Varsın, bir çivi bile çakamasın ama dersleri iyi olsun. – Varsın omuzlarda cenaze taşıyanlara bön bön baksın ama matematiği düzgün olsun. – Varsın evin çalan telefonuna cevap veremesin ama notları yüksek olsun. – Varsın eve gelen misafirlerinizle üç kelime konuşamasın ama fen lisesine gitmiş olsun. – Varsın ağlayan bir çocuk görünce
Masumiyettir çocuk ve unutuş, yeni bir başlangıç, bir oyun, kendi kendine dönen bir çarktır, bir ilk hareket, kutlu bir evet deyiştir.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.