Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Herkesin olduğu gibi Magnet'in de çift soyadı var­dı. Kadınların yasal eşitliği doğrultusunda çocuklar hem annelerinin hem de babalarının soyadını taşı­yorlardı; evlendikleri zaman ise kızlar babalarının, oğlanlar da annelerinin soyadını isimlerinden çıkara­rak eşlerinin soyadını alırlardı.
Saat 03.35 koca bir ağrı ve davul gibi şiş bir damak. Evde benden başka sadece bir şey olsa çok da yardıma koşmayacak biri var. Bir de kedim o da zaten :) bugün dişcideydim benim için acı ama okuyanlar için aman disci mi abartma denilecek durum için. Stresli bir dönemden mi geçiyorsun dedi. Stres bir dönem ve içinden mi geçiliyor ben onu genel
Reklam
Birçokları anlamayacak olsa da anlatmak zorunda olduğumuz, gecemizi gündüzümüze katarak insanlara hatırlatmakla yükümlü olduğumuz şeyler var. Her ne kadar menfi duyguların coştuğu bir hengâmda, akıl ve analiz gözden düşse de bir okuyan, bir lahza olsun üzerine düşünen birileri olur diye anlatmamız gereken şeyler var. Zira menfi galeyan, tarih
"Bedenim ben, hem de ruh" - böyle konuşur çocuk. Neden çocuklar gibi konuşmayalım ki? Ama uyanmış, bilen kişi der ki: Bütünüyle bedenim ben, başka hiçbir şey değilim onun dışında; ruh da bedendeki bir şeye verilen addır sadece. Beden büyük bir akıldır, tek bir duygusu olan bir çoğulluktur, bir savaş ve bir barıştır, bir sürü ve bir çobandır. Senin küçük aklın da bedeninin aletidir, kardeşim, şu senin "tin" dediğin, senin büyük aklının küçük bir aleti ve oyuncağıdır. "Ben," diyorsun ve gurur duyuyorsun bu sözcükten, inanmak istemeyeceksin ama - senin bedenin ve onun büyük aklı daha da büyüktür oysa; o Ben demez, ama Ben'i oluşturur.
Sayfa 27
Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik. Bin atlı o gün dev gibi bir orduyu yendik.
Öyle mi gerçekten?
"Ben seni niçin seviyordum ki? Bilincine varmadan da olsa benden daha üstün yanların için, gerçekten benden daha yukarılarda, daha seçkin, daha zarif ve ışıltılı olduğun için. Ben yoksunluktan, karanlıktan ışığa gelir gibi geldim sana. Ayrıca niye olmasın ki? Bizi ruhumuzun ıssızlaşmasından kurtaran, mesleğimizin tekdüzeliğini dengeleyen böyle kadınlar değil midir? Meslek hayatında, orada üstün olabiliriz; karar veren, emreden, altımızdakileri yönlendiren biz olabiliriz; fakat sevdiğimiz kadının karşısında, orada bu kötü hırs kalmıyor, inan bana. O zaman yine çocuklar gibi sade ve iyi oluyoruz; armağanlarımızı almak, başımız kucağınızda en güzel düşleri dinlemek istiyoruz.”
Reklam
"Küçük çocuklar gibi olmazsanız, Göklerin Egemenliği'ne asla giremezsiniz."
Çocukların bir şeyi niçin istediklerini bilmedikleri konusunda derin bilgi sahibi bütün öğretmenler ve eğitmenler hemfikir; fakat yetişkinler de çocuklar gibi bu dünyada oradan oraya sürükleniyorlar ve onlar gibi nereden gelip nereye gittiklerini bilmiyorlar, onlar gibi gerçek amaçlar doğrultusunda hareket etmiyor ve onlar gibi bisküvi, pasta, yerine göre şeker, yerine göre sopayla yönetiliyorlar: Genellikle buna kimse inanmıyor, ama bana göre bu çok açık bir şey.
"Her yaşam formu doğduğunda sıfırdan başlıyordu. En temiz haliyle. Güçlü ve çok kıymetli aurası ile. Çocuklar bu yüzden her zaman güçlüdür. Eğilip bükülebilirler. Düşüp kalkabilirler. İçten kahkahalar atabilirler. Büyürken sahip olduğumuz o enerji bariyeri yaşanılanlarla birlikte darbeler alır. Karanlık yanlarımız, üzüntülerimiz, öfkelerimiz, hayal kırıklıklarımız, gerginliklerimiz üst üste binen darbelerle güçlü bariyerimizi aşmaya başlar. Mutsuz bir yaşam sürdürdüğümüz müddetçe bariyerimiz hasar görmeye devam eder. Kötü beslendikçe, düzensiz bir hayat sürdükçe. Yorgun uykularla. Yetersiz uykularla. Emanet değil de bir kum torbasıymış gibi davrandığımız bedenimizle. Yaşam boyu bütün bu yanlışlar sebep olduklarımız veya olmadıklarımız, barıyerimizi yormaya ve yıkmaya devam eder. Akıl, beden, ruh, kalp ve zihin birdir. Ve o darbeleri hepsi birlikte alır. Kalbimiz kırıldığında sadece hissettiğimizi biliriz ama bedenimizi nasıl etkilediğini düşünmeyiz. Kötü uyandığımız bir sabah yaşadığımız kas ağrılarının gün boyu zihnimize neler yaptığının farkında olmayız. Bilseydik yapmazdık. Fark etseydik engel olmaya çalışırdık. Zaman bir aldatmacaydı. Saatler de öyle. İhtiyacımız olan her şeyi doğa bize söylüyordu. Güneşle birlikte uyanmak, gece sağlıklı ve kaliteli uyku çekmek. Doğada yaşayan besinleri tüketmek. Bedeninle tıpkı görünen yüzünle ilgilendiğin gibi ilgilenmek. Kafanın içinde nelerin dolaştığına dikkat etmek...Bunlar iyileştiğinde su berraklaşır ve gerçek görüye sahip olursun."
Gitmek Biraz Ölmektir
Biliyorum gideceksin. Bir eylül ayında ve günün herhangi bir vakti gideceksin. Ne eski bir şarkı engelleyebilecek gitmeni ne de yalnızca gözlerimde sakladığım aşkım. Usul usul ve ağır başlı adımlarla gideceksin. Her adımda gitmenin acısı yankılanacak sokakta. Bir törendeymişçesine göze batan bir yürüyüşle gideceksin ve ben çocuklar gibi bakacağım ardından. Sen geriye dönüp bakmayacaksın...
Tarık Tufan
Tarık Tufan
Reklam
Halbuki korkulacak hiçbir şey yoktu ortalıkta Her şey naylondandı o kadar Ve ölünce beş on bin birden ölüyorduk güneşe karşı. Ama geyikli geceyi bulmadan önce Hepimiz çocuklar gibi korkuyorduk. Geyikli geceyi hep bilmelisiniz Yeşil ve yabanî uzak ormanlarda Güneşin asfalt sonlarında batmasıyla ağırdan Hepimizi vakitten kurtaracak Bir yandan
Sayfa 20 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okuyor
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Okuyun, okutun ve çocukların ulaşabileceği bir yere koyun
Çok sevdiğim İyi Yaşa Sağlıklı Ol serisinin son güzelliği "Sen Bir Yıldızsın" ile geldim Daha önce okuduğumuz "Cesur Ol" ve "Kendin Ol" gibi harika bir deneyim oldu benim için. Serinin diğer kitabı "Güçlü Ol"da gündemimde #senbiryıldızsın içine kapanık, utangaç ve sosyalleşmekte zorlanan tüm çocuklar için eğlenceli bir rehber olacak. Diğer kitaplarda da olduğu gibi yine yol arkadaşımız bir canavar ve bu sevimli canavarın adı Deniz Öz saygı üzerine çalışan kitap, yine ebeveynler ve bakım verenler için bir rehber başlıklı yazı ile bizlere yol göstererek başlıyor. Öz saygıyı tanımak, arttırmak ve mutsuz düşünceleri yönetmeyi öğreterek; kendine zaman ayırmak gibi kıymetli kazanımların altını çizerek ilerliyor ve gelecek planları yaptırarak sonuçlanıyor. Evet, tüm bunları yaptırıyor. Çünkü kitap sadece anlatmıyor. Çocuğu interaktif deneyimlerle kitaba dahil ediyor. Mesela duyguları tanıttıktan sonra okuyucunun anlık duygularına kulak veriyor. Öz saygıyı tanıtıp, o an ki öz saygıyı puanlatıyor gibi bir çok deneyim var. Bunları yaparken de örneklendirmesi çocuğa destek oluyor. Zorluklarla baş etmeyi dahi kitabın yönlendirmesi ile öğrenebiliyorlar. Böyle böyle kitap, benliği ortaya çıkarıp; utangaç bir çocuğa gelecek planları yaptırarak amaca ulaşıyor. Çocuklarla iletişimde her ebeveyn aynı başarılı sonucu alamayabilir ama kitaplar bu konuda oldukça yardımcı. Daha önce de dediğim gibi okuyun, okutun ve çocukların ulaşabileceği bir yere koyun
Sen Bir Yıldızsın
Sen Bir YıldızsınPoppy O’Neill · Hep Kitap Yayınevi · 20241 okunma
Çocuklar gibi
Sözün şiirlerin mükemmelidir, Senden başkasını seven delidir. Yüzün çiçeklerin en güzelidir, Gözlerin bilinmez bir diyar gibi.
''Silah nasıl taşınır, düşman nasıl vurulur... öğretir herkese, yarınlarda doğacak çocuklar... ister siyah, ister beyaz, ister kan gibi kırmızı, isterse geceyi aydınlatan ay kadar parlak! Şatafatı ve rengi önemsizdir insanın; gölgede bulur seni, parıldayan toprağa uzanmışken... hayallerini düşünürken ansızın. Cesetlerin üzerinde kokuşmuş bedenini saklamak isterken, ufalanırken kırağı, düşerken yaprak, parçalanırken gökyüzü, damlalar feryat olup akarken gözlerinden... tehdit gibi düşeriz biz, anlarsın içilirken parmaklıklardan özgürlük, derini sarsar yalnızlık seremonisi. Anla, anla ki, baş koyduğumuz özgürlüktür bu, çalacak kapını. Yokum deme sakın, sakın!''
200 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
#OkudumBitti #SöylemeBilmesinler #ŞerminYaşar Bir kitap insanın canını nasıl acıtır bu kadar? Böyle yazdım ama arabesk vari vıcık vıcık, üzerinize yapışan bir dram değil bu. İnceden inceye yüreğinizi dağlıyor. Aile adı altında kimlerle yaşıyoruz, ben kimim aslında, annem niye sevmedi beni, niçin hep yalnızlık çektim de ısınamadım bir türlü aileme, sarıp sarmalamadılar beni? Üstelik annem, babam, kardeşlerim, yeğenlerim kalabalık bir aileyiz. Kazım Baba üç erkek çocuk sahibidir, eşi Mürüvvet Hanım vefat edince büyük oğlu Emin 'in üst katında yaşamaktadır. Gelini Hülya, babası gibi benimsemiş bakımını üstlenmiştir kayın babasının. Emin, Ekrem, Ethem üçü de evli, her cuma babaları da dahil birinin evinde toplanıp yemek yerler. O yemekte geçmişin peşine düşülür. Her üç çocuğun, özellikle de Ethem'in içindeki boşluklar doldurulur. Evlenip aynı çatı altında yaşıyorlar diye karı koca olur mu insanlar? Aynı anadan babadan oldular diye birbirlerine sahiden kardeş olur mu çocuklar? Şermin Yaşar'ın iki kitabını okudum ama çok sevdim kalemini. O kadar yalın o kadar akıcı bir nefeste okuyorsunuz ama bir anda nefessiz kalıyorsunuz. Tam "oh be atlattık derken", hoppp yüreğiniz yine mengeneyle sıkıştırılıyor "yok artık bu da olamaz", ama olmuş. Bir de ailenizi sorgulamaya başlıyorsunuz, acaba? Mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Kitapla kalın sevgili dostlar
Söyleme Bilmesinler
Söyleme BilmesinlerŞermin Yaşar · Doğan Kitap · 20233,945 okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.