sararmış parmaklar ve kül renkli yüzüyle gece acele ediyor marazlı yanlarımızı ele vermekte. nefes almakta güçlük çekiyoruz belki sonra yolda dünyaya soluk veren çocuklar için yürüyoruz.
Ne zaman tek başıma kalsam,endişelerim ve sorumluluklarım,tıpkı ebeveynlerinin dikkatini çekmek için ortalığı ayağa kaldıran çocuklar gibi beynimde kaos oluşturuyorlardı.
(...) Toplumun iyi öğrenim görmüş, siyasal hayatla ilgilenebilen, örgütlenmiş kesimleri arasında okunan çizgi romanların, daha iyi edebiyata yöneltici olumlu bir rol oynayabilen türleri olmakla birlikte, günümüzde tecimsel başarı kriterine bütünüyle bağımlı "kitle kültürü" içinde yer alan çizgi romanlar için bunu söylemek zor gürünmektedir. Hatta öyle ki, toplumsal konumundan memnun olmayan umut kırıklığı içindeki kesimlere seslenen kimi çizgi romanların hayatı tasvir ve anlamlandırma biçimlerindeki söylem ve faşizmin hayatı ve realiteyi tasvir ve anlatım biçimindeki söylem arasında semantik bakımdan önemli bir fark bile bulunmamaktadır.
Sayfa 140
Özentilerle ömür geçmez halbuki.. "Kendi yolunu bulmalısın" ...
Çok okunma şansı bulabilen kitaplar, insanların "etrafındaki insanlar okuduğu için okuduğu" kitaplar olmaktadır. Bu kitapların yeğlenmesinin nedeni ise, insanların etraflarındaki insanlara uyarak verili topluma adapte olmalarını kolaylaştırmak; bu kitapları topluma uyumlanmada bir "eylem haritası" olarak kullanmak istemeleridir. Buna sosyal bilimlerde band wagon ya da "sürünün dışında kalmama" güdüsü gidoruz.
Sayfa 135
Türk Katliamı
23 Nisan çocuklar için çok önemli bir bayram buna hiç şüphemiz yok. 24 Nisan tarihinde yaşanmış olan bu gibi acılarımızı unutmamak gerekir.Dilini,dinini, tarihini bilmek içerden ve dışardan gelecek düşman unsurlara karşı bilinçli bir duruş sergilemimizi sağlar. Sağlıcakla kalın. aa.com.tr/tr/turkiye/erme...'%C4%B1n%20Arpa%C3%A7ay%20il%C3%A7esinin%20B%C3%BCy%C3%BCk,%C5%9Fehidin%20yak%C4%B1nlar%C4%B1%2C%20ge%C3%A7mi%C5%9Fte%20ya%C5%9Fananlar%C4%B1%20unutam%C4%B1yor.
Bir şair benim gibi çocuklar için yazmıştı: Mektuplarınıza böyle mufassal tarih atın. Öyle bir dünyada yaşıyoruz ki en kalın kitaptan çok yazısı var: ayın, günün ve saatin. Merhaba, çocuklar. Bir geniş, bir büyük "Merhaba," demek, sonra bitirmeden sözümü yüzünüze bakıp gülerek –kurnaz ve bahtiyar– kırpmak gözümü... Biz ne mükemmel dostlarız ki kelimesiz ve yazısız anlaşırız... merhaba, çocuklar, merhaba cümleten...
“Çocuklar bakmak için resimlerine Sonundan başlar ya bir kitabın, Ben de öyle bakıp geleceğe Düşler kurmak istiyorum bugün. Neden olmazmış? Şükür düşlere sansür yok.”
Sayfa 129 - Sanat Emeği YayınlarıKitabı okudu
YAZMAK İÇİN
Bu akşam ben Yazmak için yazacağım sadece İyi insanlardan biri olduğum için Ya da bir amaç uğruna değil Siyah, beyaz, alev rengi Ya da içimden geldiği gibi değil Günahlarımdan kurtulmak Geçmişi unutmak için hiç değil
Çocuklar sağlam bir zemin arıyordu büyümek için. Dünyanın tekinsiz halleri karşısında yanlarında durunca kendilerini emin ellerde hissettikleri birini. Onları bırakmayacak, onlara "Merak etme, ben buradayım" diyecek biri. Gönülsüz ebeveynlik bir çocuğun başına gelebilecek en fena şeydi. Ben Elif'in talihsizliğiydim. Mehmet ise onun başına gelmiş en güzel şeydi.
Toplum eşit derecede güçlü bireylerden oluştuğu sürece durum basittir. Ortak yaşamın güvenliği garantilenmek isteniyorsa, her bireyin gücünü şiddet içeren kullanımlara yönlendirme amacıyla kendi kişisel özgürlüğünden ne ölçüde vazgeçebileceği, bu kurumun yasaları tarafından belirlenecektir. Fakat böylesine sükünet hali ancak teorik olarak mümkündür. Gerçekte toplum başlangıçtan itibaren eşitsiz güçlere sahip unsurlar içerdiği için erkekler ve kadınlar, büyükler ve çocuklar durum karmaşıktır ve bir süre sonra savaşlar ve fetihlerin sonucunda efendilere ve kölelere dönüşen galipleri ve mağlupları da kapsamaya başlar. Bu noktadan sonra toplumun adaleti, o toplum içinde eşitsiz ölçülerde güce sahip olanların dışavurumu haline gelir; yasalar yöneten unsurlar tarafından ve onlar için yapılır ve boyunduruk altında olanların haklarına pek yer vermez.
Arayış
ve dönüş, hiç de acı verici olmuyor. Çünkü sana (bana) kavuşuyorum. Bir an için, kolluk güçleri de engel çıkarmıyor. Susarak bakıyorlar. Yol bitiyor. O kent bitiyor. Çocuklar görüyoruz, yagılanma dersi çalışıyorlar. Suskun bakıyoruz onlara. Ve kanatlarını kimsenin çırpamadığı bir sevda, yazgının duvarlarını ayna sanıp ağıyor oraya, çarpıyor, yıkıldıkça yıkıyor, yıkıldıkça yıkıyor.
Bugün 23 Nisandı. Plazanın önünde ki parkta üç çocuk bir kartonun üstüne serdikleri ayakkabı, elbise vb eşyaları satmaya çalışıyorlardı. Parkın yukarısında ki okulda 23 Nisan şenlikleri hız kesmeden devam ediyordu. Belediye başkanın makamında küçük bir kız oturuyordu. Üstü başı ışıl ışıldı. Bir roman kahramanı değildim, zaten içinde bulunduğum durumda romandan bir alıntı değildi. Herşey acı bir şekilde gerçekti. Okula gidemeyen çocuk neden 23 Nisanı kutlayamıyordu? Veya 23 Nisan sadece okula giden çocuklara mı armağan edildi.😕 Okula gitmeyen, çocuk işçilerin 23 Nisanı neden yoktu veya bu çocuklar için eğitimciler, gerekli merciler neden bu çocukların da dahil olacağı bir kutlama yapmıyordu? Her 23 Nisan'da neden sadece okulda bu kutlama yapılıyor? 23 Nisanlar okullarda kutlanılmak zorunda diye bir yasa mı vardı? Neden fragman, film senaryo hep aynı? Neden ekleme, çıkarma veya bu bayramı daha iyiye taşımaya yönelik bir eylem yok! Makam koltuğuna her 23 Nisan'da neden bir 'öğrenci' oturulur. İşçi çocuğun makamda o gün yer almamasının gerekçesi neydi? Üstelik siyasetçi olmak bu ülkede eğitimden geçmezken 🤦‍♀️😕 Siz bugün okullarınızda neyi kutladınız bilmiyorum. Ama ben her 23 Nisan'da kutlamaya dahil olmayan çocukların işçi olma başarısını kutladım yine.!! H.
Bazı çocuklar için 23 Nisan…
göremediğimiz, duyamadığımız, anlamak istemediğimiz, bu yüzden hep suçlu kalacağımız acılar için küçük bir bedel ödeyeceğiz.
Resim