Din uğruna yapılan saçmalıkların sınırı yok...
Çocukların Haçlı Seferi Haçlı Seferlerinin en ilginçlerinden biri 1204'teki IV. Haçlı Seferi ile 1217'deki V. Haçlı Seferi arasına denk düşen "Çocukların Haçlı Seferi"dir. Teşebbüs Etienne adında bir Fransız çocuğun gördüğü rüya ile başlar. Etienne Fransız kralı Philippe Auguste'e giderek Hz.İsa'nın kutsal toprakları kurtarma vazifesini günahkar Haçlılar yerine kendisine ve kendisini takip edecek masum çocuklara verdiğini ifade eder. Delikanlının anlattığına göre Marsilya'ya ulaşıldığında deniz Hz.Musa'ya olduğu gibi ikiye ayrılacak ve çocuklar kutsal topraklara yürüyerek gideceklerdi. Yolda açlıktan pek çok çocuk ölür, Marsilya'ya ulaşıldığında beklenildiğinin tersine denizin yarılması mucizesi gerçekleşmez. Herkesin umudunu kaybettiği bu noktada devreye Demir Hugue ve Domuz Guillaume adında iki tacir girer. Çocukları Tanrı 'nın rızasını kazanmak için kutsal topraklara götürmeyi teklif ederler. Yedi gemiye doldurulan çocuklardan on sekiz yıl haber alınamayacaktır 1230'da doğudan gelen bir papaz çocukların Kuzey Afrika'da köle tacirlerine satı ldığını söyleyecektir.
Sayfa 168Kitabı okudu
"Bu vatan yalnız erkeklerin değil ki efendim. Mutlaka benim de payıma düşen bir görev vardır. Kağnı süremem ama hasta bakıcılık yapabilirim, asker için dikiş dikebilirim, kimsesiz çocuklara bakabilirim…"
Sayfa 92
Reklam
_EVLENMEK! Kadınlar sanki hipnotize edilmiş gibi gözlerini yaşamın bu noktasına dikerler. Özellikle Nevrotik kadınlar, sevme yetisinden tümüyle yoksun olmalarına ve erkeklerle ilişkileri dillere destan ölçüde zayıf olmasına karşın, bu tutkudan vazgeçemezler. Evlenme arzusunun zorlanımlı bir nitelik aldığı kadınlar grubunu da anmak gerek. İşte bu
Altta yatan bencilliğe bak
"Erkek çocuğun ileride kendi ailesinin geçimini sağlayabilmek için iyi bir eğitim alması gerektiğine ve bunun bütün ailenin ba­şarısı ve saadeti anlamına geleceğine inanılan yıllardı ve kız çocuklara düşen de çalışarak erkek kardeşlerine canı gönül­den maddi destek sağlamak."
Sayfa 27 - A7 Kitap
İnsanlar bazen hata yaparlar. Bunu herkese söylemeye gerek yok. Rabbimiz, başkalarının yaptığı yanlışları araştırmamızı, duyurmamızı hiç sevmez. Çünkü Allah Gaffâr’dır, günahları örtendir. Bize düşen de kimsenin kusurunu başkasına duyurmamaktır.
_Mustafa Kemal, bir Türk’tü; Türk olmaktan gurur duyuyor; “Türkiye Türklerindir” parolasıyla yaşıyordu. Ne Tanrı’dan, ne bir kişiden ne de kurumdan çekinmeyen, tam bir devrimciydi. Onun için resmi ya da kutsal olan hiçbir şey yoktu. Türkiye’yi Padişah’ın ehliyetsizliğinden ve despotizminden olduğu kadar, yabancıların pençelerinden kurtarmakla
Reklam
579 öğeden 501 ile 510 arasındakiler gösteriliyor.