Aman, ne rahatlık! Ne derin, ne sevimli, ne pişman­lıksız bir rahatlık bu! İçinde hiçbir pişmanlık duyma­dan birisiyle ilgiyi kesmek... O ilginin her günkü kül­fetlerinden kurtulmak... ...O güzel pişmanlık hissi çocuklukta kaldı. Şimdi nerede? Ara ki bulasın. Sonuna kadar küsüp yeni dost­luklar kuracağız. Bu iş sonuna kadar böyle gidecek.
Sayfa 120 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Şimdi düşünüyorum da, Güzel günler hep çocuklukta kaldı , büyümek herkese sirayet etti.
Sayfa 200Kitabı okudu
Reklam
"Çocuklukta büyüktüm oyunlara girmedim... O bahçelerde kaldı oynanmamış oyunlar. Ben şimdi anlıyorum oyunda çocukları; Ne zaman,nerde,baksam, beni de oynuyorlar."
1750'de, İngiltere'deki ortalama bir insan, çalışmak için günde sadece 800 kaloriye sahipti; Fransa'da ise bunun yarısından biraz fazlaydı. Bu nedenle en yetersiz beslenen yüzde 20'lik kesim, günde yalnızca birkaç saat yavaş yavaş yürüyüş yapmaya yetebilecek kadar enerjiye sahipti. Küçük bedenler daha az yiyeceğe ihtiyaç duyar. Bugün tipik bir erkek 1.77 cm boyunda ve 78 kg ağırlığındadır. Böyle bir vücut, herhangi bir iş yapmadan sadece kilosunu korumak için günde 2280 kaloriye ihtiyaç duyar. 250 yıl önce bu kadar bü­yük bir insan açlıktan ölürdü. O zamanlar mevcut olan yetersiz gıda kaynakları, gıda alımının bir parçası olan parazit ve ishal enfeksiyonlarının yanı sıra, insanların küçük ve zayıf olması gerektiği anlamına geliyordu. Çocuklukta ve anne karnında sürekli yiyecek eksikliği, küçük yetişkin bedenleriyle sonuçlandı. Küçük bedenler daha az yiyeceğe ihtiyaç duyuyordu ve bu nedenle açlığı önleyebilirdi. 1750'de Avrupalılar modern standartlara göre ciddi şekilde bodurdu. Örneğin, 1705'te ortalama bir Fransız, 1.61 cm boyunda (5 ft 3 inç), 46 kg ağırlığında ve 18'lik bir Vücut Kitle Endeksi'ne sahipti; bu, şimdi endişe verici derecede düşük olduğunu düşüneceğimiz bir değerdi. 1967'de Fransızlar ortalama 12 cm daha uzun (5 ft 10 inçe ulaşan) ve 27 kg daha ağırdı. İnsanlar artık 200 yıl öncesine kıyasla yüzde 50 daha büyük bedenlere sahipler.
Sayfa 228 - Beyaz Baykuş yayınevi
Öyleyken biz insanlar ölümün bir türlüsünden budalaca korkarız: Ölüm çok geçirdiğimiz, durmadan geçirmekte olduğumuz bir haldir. (...) İhtiyarlık gelince olgun yaş ölür gider; gençlik olgun yaşta biter, çocukluk gençlikte, ilk yaş çocuklukta; kaldı ki dünkü gün bugün ölmüştür, bugün de yarın ölmüş olacak.
Çocuklukta büyüktüm, oyunlara girmedim.. O bahçelerde kaldı oynanmamış oyunlar.
Reklam
511 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.