Uygarlığımızın ortasında, fakir semtlerimizde, işçi mahallelerimizde bir barbarlar, yabaniler ırkının doğmasına neden olmuştuk ve şimdi biz felaketi yaşarken onlar da vahşi hayvanlar gibi üstümüze saldırıyor, bizi yok ediyorlardı.
O karanlığın içinden bir kadının yardım isteyen tiz çığlıkları geldi. Ona da yardıma gitmedim. Her yandan yardım isteyen çığlıkların geldiği bu tür sahnelere fazlasıyla tanık olmak, insanın kalbini taşa çeviriyordu.
Yöneten sınıflar olarak bizler bütün toprakların, bütün makinelerin, her şeyin sahibiydik. Yiyecek getirenlerse bizim kölelerimizdi. Ellerindeki bütün yiyecekleri kendimize alır, aç kalmayıp çalışarak bize yicek getirmeye devam etsinler diye onlara da azıcık bir şeyler verirdik..