Sana kullanılmamış bir gök getirsem haftalar ellerimde ufalanıyor ne yapsam ne tutsam nereye gitsem ben sana mecburum sen yoksun belki Haziranda mavi benekli çocuksun ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden belki Yeşilköy’de uçağa biniyorsun bütün ıslanmışşın tüylerin ürperiyor belki körsün kırılmışsın telâş içindesin kötü rüzgâr saçlarını götürüyor ne vakit bir yaşamak düşünsem bu kurtlar sofrasında belki zor ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden ne vakit bir yaşamak düşünsem sus deyip adınla başlıyorum içim sıra kımıldıyor gizli denizlerin hayır başka türlü olmayacak ben sana mecburum bilemezsin..
Bir çocuksun sen, bedeviler gibi ezberindeki şiirlerle bulmak zorundasın çölde yitirdiğin yolu; yeryüzü şenliğinin azımsanamaz bir parçasıdır yaktığın ateş, kıvrıldığın dönemeç, açtığın şemsiye, kucakladığın yaşlı ağaç; iyi çocuksun; tuhaf çocuksun; ağzını burnunu tıkasalar gözlerinle soluk alırsın; gözlerini bağlamaya kalksalar el ve ayak tırnaklarınla; kalsiyum ve kalker destekler seni, yeraltı suları destekler seni
Sayfa 90
Reklam
Ben sana mecburum bilemezsin..
ben sana mecburum bilemezsin adını mıh gibi aklımda tutuyorum büyüdükçe büyüyor gözlerin ben sana mecburum bilemezsin içimi seninle ısıtıyorum ağaçlar sonbahara hazırlanıyor bu şehir o eski İstanbul mudur?
Çekip gidiyorlar, kalanlar o kadar azız ki, O kadar azız ki mutluluk bile bizden çok.
Anasının ayıbını reklam etti kendini de kepaze etmiş oldu
Gayri meşru çocuksa kendisini gizlemesi gerekirdi ne kurcalayıp duruyor TV lerde diye baştan demiştim.Birinin annesine bu lafı edeceği beklenen bir laf.Sen gayri meşru çocuksun madem çeneni tut kendini niye ifşa edersin tüm millete.Babam Metin Akpınar ablamın babası Uğur Dündar diye sayıp duruyor.
·
Puan vermedi
Bir yazar, bir kelimeyi bin kurşun yerine kullandı!
Nasıl geçti gitti çocukluk, nasıl oldu bütün bu acılar İnsan acılarını nasıl kalem ile dertleşerek ağıtlar? Ahmet Telli çok bilinmese bile şiirde bir üstad, bir markadır.Çocuk Sen şiiri beni çok etkiledi.Tüm şiirlerinin toplandığı bu esere Veda Divanı adı verilmiştir.Okunmaya değer, kütüphanede yer alması gereken bir eserdir. . “Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum. Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan. Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil. Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm. Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan. Çocuksun sen, çocuğumsun..”
Vedâ Divânı
Vedâ DivânıAhmet Telli · Everest Yayınları · 2018100 okunma
Reklam
Yoruldum yoruldum yoruldum Gereklilik kipinde yaşamaktan
Sayfa 73 - Everest
Yüreğim diyorum, kekeme Alıngan, serseri yüreğim Sen nerden bilebilirsin Bir şiirin nasıl yazıldığını
Sayfa 70 - Everest
Hep kendini yineliyorken sesler kokular Gittikçe birbirine benziyorken dünle bugün Ölümsüz olmak kadar ürkünç bir şey Bu dünyaya alışmak duygusu
Sayfa 61 - Everest
Reklam
Bu dünya dünya mıdır hani ... Bir cansıkıntısıydı önceleri
Sayfa 59 - Everest
Ayağı kayan bir çocuk Kadar şaşkınım, bilemedim Düz yolda yürümenin imlâsını Kanayan dizlerime bakıp da Ağlamayı öğrenemediğim gibi
Sayfa 43 - Everest
Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç Gülüşünün kokusuyla yeşerdi bir elma ağacı (Soluğunun elma kokması bundandı belki) Bir elma kokusuna tutuldum düşerken Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Çocuksun sen, çocuğumsun
Sayfa 38 - Everest
Uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna Tutunabileceğim tüm umutları görmiyeyim için Gözlerimi bağlıyorum geceyi mendil yaparak (Gözlerim bir yerlerde daha bağlanmıştı, bunu Unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç)
Sayfa 38 - Everest
Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin Sonsuz bir uykuyla dalıyorum sonra ve sen Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum. Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil
Sayfa 35 - Everest
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.