Depremin ardından tam 1 sene geçti. Onlarca kişi, onlarca aile yok oldu. Ben de üniversiteden en yakın arkadaşlarımdan birini kaybettim. Onu anlatmaya kelimeler yetmez ama aklımda kalan en bariz özelliği Malatya şivesiyle o tatlı konuşması ve çocuksu ruhuydu. En büyük hayali atanmak ve bir aile kurmaktı. Ne atandı ne bir aile kurabildi. Üniversitede çok samimi bir grubumuz vardı, bir gün muhabbet ederken kızlarla sırf gırgır olsun diye kim kaç yıl içinde evlenecek diye tahminlerde bulunmuştuk. Sıra ona geldiğinde senin en az beş yılın var, çünkü çok çocuksun sen diye takılmıştım. Baya gülmüştü bana, sonra da dostum şunu biraz düşür bari beş yıl da çokmuş demişti gülerek. Ben de asla olmaz seni anca 5 yıl kurtarır demiştim. Üniversiteden sonra da hep arayıp sordu. Arada kaç yılım kaldı dostum, diye takılırdı. Ben de daha var var deyince dakikalarca gülerdik. O kadar vefalı bir dosttu ki... Deprem gecesi kızkardeşi ile birbirlerine sarılı halde bulundular. Bu dünyaya tertemiz geldi, tertemiz gitti. Onu o kadar çok özlüyorum ki.. Ruhun şad olsun, güzel kalpli arkadaşım. Sen bu dünyada tanıdığım en güzel insanlardan birisin🥀