yarasa'nın 21 şiiri
youtu.be/hkJQWf8MfDw?si=... 1 ölüm rengine bürünmüş bir Ahmet Erhan portresi gibi dolaştım kendi kıyılarımda
Jan ( Sızı )
maktulüydün doğurduğun bütün aşkların gözlerinden vuruluyordu gece sığınacak gök bulamayan göçmen kuşların kanatlarıyla alacakaranlığında tenimin
Reklam
yarasa'nın 21 şiiri
1 ölüm rengine bürünmüş bir Ahmet Erhan portresi gibi dolaştım kendi kıyılarımda yalnızlığı çileden çıkaracak kadar yalnızdım elimi düğmelediğim ayağımla bir çağdaş ve müslim olarak kendime sığındım
Aşk Şiirleri
büyükse unutmaksa yaşamak karşıtlara yenilip beslemekse sarsılmalarını aklın öyleyse yapamıyorsam düşlerden öte bırak kalsınlar anıların benimle senin böyle yavaş yavaş çözüldüğünü görmek birşeylere bir yerlere kaydığını görmek seni böyle zihnin çaresiz hüznüyle kurmak yoksa değil anılar bile biçimle yendim seni aldattım kendimi şimdi
Dantel tepsi örtülerinden mutluluk üretiyor kadınlar, Sanki bir evi ev yapan tek şey buymuş gibi, dantel tepsi örtüleri olduğu sürece seviyorlar evlerini.... benim evim kalbimdir ! Ben kalbimi severim. katlanmak oldukça güç oluyor , herkes üzerinde bir kaç kimlik taşıyor sanki, offff insanlar öyle çoğul oluyor ki bazen, yalnızlık en sevilesi
Soylu bir yalnızlık için, onlarca çoğul yalnızlık gerekmezdi. Nisan Yaman
Reklam
Yalnızlık hanemde çoğul bir kavramdın..
Arabesk kavramda ya da donanımsız insanlara empoze edilen yalnızlık daha çok bir içe çekilmek, üretimden düşmek hatta düşünmemek bile ve asosyelleşmekle ilgili verilir.. Ve yalnız insanlar genellikle arpacık kumrusu gibi düşünen ya da karamsar olan bireyler gibi tanımlanırlar. Hayır! Benim anladığım anlamda yalnızlık; kendi özeleştirini , içindeki insanla konuşma kabiliyetini geliştiren de bir şey. Dolayısı ile neye tosladığını, niçin tosladığını bu moral, motivasyon kaybını yeniden nasıl yapılandıracağını bu yalnızlık hanende şekillendirebilirsin. Bu yanıyla yalnızlık benim için çoğul bi kavram tekil değil..
Yağmurla karışık yağıyor üzerime esaret Üç kuruşa bir işverene satılan bir özgürlük Kaldırımlarda yorgunluk atıyor adımlarımı Mesaide kanı emilmiş,eti yenmiş bir işçi kadın ölüsü Bu şehrin her köşe başında,hepinizin ,her gün evine dönerken gördüğünüz ölüsü Ardı sıra yaşanmamışlık, ardı sıra yılgınlık, ardı sıra bitkinlik... Ağır geliyor bazen
Şimdi özlediğim yerden uzanayım sana Sustuğum şiirden sarılayım Tamda şimdi; Unuttuğum şarkıdan öpeyim seni.” En çok seni beklemeyi seviyorum artık, senden daha uzağa gidemiyorum. Yine kapına geldim bu yazıyla, seninle yine bir sabah aynı yatakta uyanırsak eğer yüzünle yüzümü yıkamama izin verir misin? Saçlarında güneşin doğuşunu izlememe
Reklam
1 ölüm rengine bürünmüş bir Ahmet Erhan portresi gibi dolaştım kendi kıyılarımda yalnızlığı çileden çıkaracak kadar yalnızdım elimi düğmelediğim ayağımla bir çağdaş ve müslim olarak kendime sığındım
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.