Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.31
Uzun zamandır kitaplığımda duran bir kitaptı ve nedense çokta sevmeyeceğim gibi geliyordu(neden aldın o zaman diye soruyorum kendime ara sıra merak etmeyin). Aslında düşündüğüm gibi olmadı. Kitabı gayet sevdim, akıyor. O kadar akıyor ki ilk eline aldığımda kendimi kaptırıp yarısından çoğunu okudum. Bu aralar zor kitap okuyordum ve beni o durumdan kurtardı diyebilirim.
Yaşadığı travmatik bir olaydan sonra kaçmak isteyip küçük bir kasabaya yerleşen kızımız Bree, burada kendine bir iş buluyor, hemen arkadaş ediniyor ve onu gören her erkek ona yürüyor neden çünkü baş kız o! Tabiki herkes ona yürüyecek ve hatta onun için dövüşecek. Ama travmaları olan her kadın gidip normal olan, sevilen adamı değil de herkesin hakkında canavar dediği, dışladığı adamı seçeceği için Bree'de aynen öyle yapıyor. Yalnız bu durum erkolarda hiç yok heee. Onlar hep gidip normal olan kızları seçme eğilimindeler. Bu enayilik neden bir tek bize yüklenmiş bilemiyorum yani neyseee.
Bilirsiniz ki bir bakanın bir kere de aşık olduğu, kasabaya yeni gelen büyüleyici kız gidip king konga bile aşık olsa kasaba halkı "canavar bu be" deyip dışladığı king kongu bile aralarına alır. Üç günlük kızlarda herkesi hemen değiştirir falan filan. Ya aynen böyle oluyor olaylar yani.
Travmalı Bree, gidip travmalı olan, saçı sakalı birbirine karışmış olan Archer'a aşık olur. Ve tabili Archer'ın saçı sakalı kesince falan kesinlikle çok yakışıklı olduğu çıkar ortaya :D
Ya böyle anlatınca beğenmedim gibi görünüyor ama valla beğendim :D güzel yani alınır, okunur.
Bir bütünüyle narsizm nedir?
Klinik psikolog Şule Öncü bu kitabında, güncel hayatta sıkça duyduğumuz ve kullandığımız “narsirst” kelimesinin ne olduğunu, narsizmin kendi içinde ayrıldığı kolları, kullandığımız anlamla, aslının farklı olduğunu, nasıl mücadele edeceğimizi, nasıl farkedeceğimizi anlatıyor.
Ben kitabı genel anlamda beğendim, narsizm çağımızın en popüler ruhsal bozukluğu, bunu kapitalist sistem ve sosyal medya körüklüyor, şule hanımın dediği gibi en çokta kadınlar etkileniyor, sosyal medyada kendi tabiriyle “narsistlik yakıt ikmali” bol bol yapabiliyorlar. Sosyal medya sahte benlik üretmenin, bol bol onay almanın, ben her şeyi hak ediyorumu bağırarak söyleyebileceği bir ortam. Narsist kişi sürekli onay isteyen, onay gelmeyince benliği sarsılan, her şeyi hak ettiğini düşünen, negatif eleştiriye kapalı, çok savunmasız biri. Günümüzde kadınlarda gördüğümüz, dışarıda olduğunu belli etme, fotoğraf atma, fotoğrafa gelen beğenilere takılma, sürekli kusursuz olma çabası, spotların altında bir ben olmalıyım hissi, anı yaşamak değil anı pazarlama, bir erkekten aldığı ilgiyle yetinmeme, tam tersi ilgi almadığı tek erkeği hedef olarak belirme, üzüm yemekle değil bağcıyı dövmek isteme, sevginin değil hazzın peşinden koşma isteği, günümüz narsistliğinin en popüler versiyonu, velhasıl narsizm üzerine merak ettiğiniz ne varsa bulabileceğiniz bir eser.
910 syf.
10/10 puan verdi
Herkesin bildiği hatta herkesin okuduğu bu kitabı nasıl olur da ben hiç okumamış olabilirim? Öyle ki ben bu kitabın roman olduğunu bile bilmiyor, çocuklar için ufak bir öykü sanıyordum. Bir tanıdığımın önerisiyle aldım kitabı ve okudum. Don Kişot’u çok övmüş ve kessinlikle okumam gerektiğini, çok beğeneceğimi söylemişti. Gerçekten de öyle oldu.
Kitap sarıyor. Beğendim. İlk 100 sayfasına kadar sıktı ama sonrası çok iyiydi. Yazarın kalemi yine harikaydı. Ters köşe doluydu.Ve sonda (SPOİLER UYARISI) Nathanın eurianın ablasını öldürdüğünü öğrencince şok oldum. Öneririm herkese. Okuduğunuz için çok teşekkür ederim. Sağlıkla kalın. Kitapla kalın.
Beautrelet, Arsen Lüpen’in zeki ve genç bir rakibi ve kitapta onun üzerine daha çok yoğunlaşılmış gibi geldi bana. Bir rakibi olması iyiydi, akıcılığı arttırmıştı. Ganimard ve Sholmes yine ünlü hırsızın peşinde, bir cinayet ve değerli tabloların çalınması çözülmeye çalışılıyor. Serinin son kitabıydı ve diğerlerinden biraz daha az beğendim, genel olarak üçü de çok akılda kalıcı kitaplar olmaktan ziyade vakit geçirmek için tercih edilebilecek kitaplardandı.
Çok bilmek de iyi değil
Söyleme Bilmesinler kitabında Şermin Yaşar sıradan bir ailenin sıradan insanlarını işliyor. Bu aile; dışarıdan bakan birinin, her hafta birbirleriyle mutlaka görüşen, onca işin gücün arasında birbirlerine mutlaka zaman ayıran, birbirlerini seven geniş bir aile diye düşüneceği bir aile.
İşlerin öyle olmadığını ise tek tek her bir aile üyesi kendi hikayesini anlatırken fark ediyorsun.
Aile ne demek? Evlenip aynı çatı altında yaşayan insanlar sahiden aile olur mu? Aynı yastığa baş koyan eşler sahiden birbirlerini tanırlar mı, severler mi, isterler mi? Anne baba olunca insan, hata yapma hakkı yok olur mu? İnsanları dışarıdan bize gösterdikleri halleriyle biliyoruz ve o kadar çok yargılıyoruz ki? Anlamak istemiyoruz. Özünü tanımak, bilmek istemiyoruz.
" İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, insan yok da , işte kimisi üstünü iyi örtüyor. " diye geçiyor kitapta.
Kemal Sayar hepimiz dünyaya düşüp başı yarılanlarız. İyileşirsek eğer birlikte iyileşeceğiz diyor. Sadece dinlemek, gerçekten dinlemek bile iyi bir adım iyileşmek için.
Ben kitabı çok beğendim. Kitabın başlarında gülümseyerek okurken kitabın sonuna doğru göz yaşlarımı tutamadım. Çok keyifliydi.
Evvet. Fiyatıyla olay yaratan kitabımızın yorumuna hoş geldiniz. Direkt başlıyorum. Konusu; 2. kitabın sonundaki olay yüzünden Daren ve Nova dünyaya dönmüşlerdi ve hatta dünyadaki hallerini anlatan kitap olan "HGOİ 2,5: Ejderha ve Yıldız" da DvC ile birlikte çıkmıştı. Dünyadan tekrar diyara geri döndüklerinde artık Daren ve Nova değil,
baya iyii
Kitabı öncelikle çok beğendim herkese tavsiye ediyorum ancak sonu çok tatmin edici değildi Yani gayet normal bir sondu ne olabilirdi ki başka diye düşünüyorum aklıma birşey gelmiyor ama keşke daha etkileyici olsaydı onun dışında hikaye çok güzeldiii
84 syf.
·
Puan vermedi
9 farklı öykü, 9 farklı hayat ama hepsi birbirinden güzel, hepsi birbirinden anlamlı... Her birini ayrı ayrı çok beğendim.
Bizlerin de başımıza gelebilecek hayat hikayeleri anlatılmış. Kim bilir belki başımıza gelmiş bile olabilir. Kendinizi bulabileceğiniz öykülere denk gelebilirsiniz.
İyi okumalar.
Olmasaydı sonunuz böyle..
Daha öncelerde Sabahattin Ali'nin bütün kitaplarını okumuştum. Yalnız aradan seneler geçtiği için artık hatırlayamıyordum. İlk olarak Kürk Mantolu Madonna kitabını okumaya başladım ve tabi ki çok beğendim. Ah Raif Efendi, sen neler çektin böyle Raif Efendi! Kendini bildi bileli düşünceleri dilsizdir. Ya konuşmaya değer bulmaz ya da paylaşmaya sevk edecek bir başkasıyla henüz karşılaşmamıştır Raif Efendi. Sonunda Berlin,de karşına çıkan Maria Puder ile bu sessizliğin bozulmasını sağlar. Yalnızlığından silkinir ve bu tatlı sevdaya bırakır kendini Raif Efendi. Maria Puder'i çok sevmiştir, ona çok aşık olmuştur. Maria da bu aynı şekilde Raifi çok sevmiştir. Ama gel gelelim yaşananlar onları bir araya getirememiştir. Gerçekten beni çok etkileyen bir kitap oldu Raif Efendi'nin hayatı, belki de hayatın anlamını buluşu ve ona kavuşamaması. Biraz da bizim dünyamızı da anlatmıyor mu, biraz da içinde bulunduğumuz durumları anlatmıyor mu? Resmen kitabı bitirmemek için uğraştım, kitabı ağırdan aldım isaretleyerek cümleleri, kelimeleri okudum. Biraz da kendimi Raif Efendi'nin yerine koyup düşünmeye çalıştım. Belki de ben de bu yollardan geçtim. Raif Efendi seneler sonra Ankara'da hayatının belki de en çarpıcı anı ile yüzleşmek zorunda kaldı. Daha çok yorum yaparım ben kitap için de daha fazla kitabın heyecanını kaçırmak istemiyorum ama kitap gerçekten ama gerçekten beni çok derinden etkiledi tam olmasa bile Genc Werther'i de bana hatırlattı.
Ne yapalım ne edelim, bugün de Raif Efendi'ye yakalım..
“ Hanımefendi çok güzel olsa ben zaten almam. Ben kıskanç bir adamım. Zekâsını, bilgisini, terbiyesini beğendim. ”
Sayfa 820 - Alfa yayınlarıKitabı okuyor
#cadılarıncenneti #ledendessorcieres
Size kalbimi çalan bir Manga ile geldim bugün normalde Manga çok fazla okumuyorum ama okuyunca da bunun gibi harika konusu olanları tercih etmeye çalışıyorum. Öncelikle ben çizimlerini çok beğendim kapakta da kullanılan renkler harikaydı iç kapak da bence çok güzeldi.
Konusuna gelecek olursak insanların ne
Dünya hayatına karşılık ahireti satın alanlar
Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh! Allahu Ekber!
Kitabı çok beğendim. Emeği geçenlerden Allah razı olsun. Kitapı kesinlikle ama kesinlikle ben Müslümanım diyenlerin kendini Müslüman bilenlerin okuması gerekiyor. Kitapta bol bol ayetlere ve hadislere tabiki sünnetlerede yer verilmiş. Özellikle Ahirette kendine yer edinmek isteyenler için kılavuz niteliğinde bir kitap. Cihat ayetlerine sıkça yer verilmiş ve nasıl bir şuurla cihatın yapılacağı devam ettirileceği bölüm bölüm anlatılmış. Bu kitaplarda sözü uzatmaya gerek yok okuyan pişman olmaz ama Uyarı!!! Bu kitap dünya sevgisi içermez. Allah sevgisi içerir:)
Beni bu hediyeye laik gören ve bu nimetten faydalanmama vesile olan mücahid kardeşimden Allah Razı olsun. Allah kendi yolu üstünde sabit kılsın. Ona Şehadeti nasip eylesin, Ahirette şehitlerle beraber eylesin Rabbim ona şehit sevabı versin İnşallah.
560 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu seriyi henüz bitirmedim ama şimdiden adım adım kalbimde yer edindi. Senenin okuduğum en iyi kitap olarak kabul ediyorum kendisini o derece. Öyle bir kitap ki sizi ilk sayfasından son sayfalara kadar şaşırtıyor. Her seferinde ters köşe oluyorsunuz. Ben çok beğendim. Yazarın dili de çok iyi sizi asla yormuyor. Kitabı elinizden bırakamıyorsunuz. Seriye veda etmeye hazır değilim. Ama öyle bir yerde bitti ki koşarak üçüncü kitabı okumaya gidiyorum. Eğer fantastik aksiyonu bitmeyen bir kitap arıyorsanız şans verebilirsiniz. Yazarın başka kitaplarını da görmüştüm. Onları da merakla bekliyorum.
#kitapyorumum
Kitabın Adı: Kuru Gürültü
Yazarın Adı: William Shakespeare
Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sayfa Sayısı: 113
Shakespeare'ın bu eserini ilk defa okudum ve çok beğendim.
Kuru Gürültü yazarın olgunluk dönemine ait eserlerindendir.
En başarılı üç komedyasindan biri olarak görülmektedir.
Bu eserde iki farklı aşk anlatılıyor.
Kişilerin zıtlıkları ve insan doğasının değişmez tarafları yazarın dahiyane kalemi ile birleşerek olağanüstü bir eser ortaya çıkmıştır.
Yazarın bu eserini okumamış bütün okurlara tavsiye ediyorum..
Kitapla kalın...
