Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
Munevver ayaşlı nin otobiyografik kitabı . Ben çok beğendim . Çok akıcı. Eskiki zamanların yasayisini anlatıyor. Aynı zamanda cumhuriyetin ilk zamanlarında yaşanan olaylara şahit oluyoruz .keyifliydi .
Kitabın ismi kedilerle ilgili olduğu için bir kedi sever olarak ilgimi çekmişti. İyi ki de çekmiş diyorum çünkü hikaye aslında sadece kediler değil ailenin ve aslında hayatın anlamını anlatıyor. Sürükleyici ve ilginç bir olay örgüsü ile anlatılan hikayeydi. Bitirdiğimde ben de anlatılmak istenen konuyla kendi hayatımı sorguladım. Hayata bakış açınızı değiştirecek, farklı yönde bakıp düşündürecek bir kitap.Kısa ve özdü. Mutlaka okunmalı fikrimce. Ben çok beğendim.
Doğum günümde hediye olarak gelen bu kitabı beğendim mi beğenmedim mi bilemiyorum. Hikaye amacına hizmet etmiş, ülkenin sınıfları arasındaki fark, hayatı anlayış şekli ve bakış açısı tüm gerçekliğiyle anlatılmış. Her Livaneli kitabındaki gibi bir çok bilgi de hikâyenin içine yedirilmiş. Ama ne kadar popüler, başarılı olarak bilinen bir yazar olsa da kitapları bana genellikle yavan geliyor. Bitmesi için sayfa saydım durdum.
Kitapla ve sevgiyle...
Romantik komedi türk sineması tadında.
Öncelikle çok beğenerek okuduğum bir kitap oldu yani bir dizi gibi hemencik işimi bitirip yer fırsatta kitaba koştum gerçekten etkileyici ve akıcı bir kitap olmuş.
Sorun olarak gördüğüm 3 şey vardı birincisi iki karakterin konuşmasında bazı yerlerde tekrarlanması (sonradan kısa tekrarlar olmuş)
İkincisi son kısmı kısa olması biraz daha uzatılabilir hatta ikinci kitap da çıkabilirdi
Üçüncüsü ise yazıların ufak olması benim gibi gözleri sıkıntılı insanlar bi tık zorlanabilir genelde büyük yazıları daha rahat okuyabiliyorum onun dışında cok beğendim hatta acaba şunun mu işin içinde parmağı var acaba bu mu intikam peşinde gibi hep bir merak ve şüphe içinde okudum heyecanlı ve tum duyguları hissettim kendi adıma
Özet ise
Ecrin adlı sıradan ve çılgın deli dolu yasayan bir kızın hayat hikayesi ve şaşırtıcı gerçekleri , demir adında mafya babasının yaşadığı hayat hikayesi ve birbirlerine aşık olmaları bu süreçte yaşanan komik sürtünmeliri, evlilik süreçleri ve arada bir başlarına gelen belaları ,geçmişlerinin acımasız bir şekilde çakışması vs komik romantik, maceralı guzel bir ask hikayesi vardi farklıydı iki karakterin zit ama ayni gibi olmasi hersey çok güzeldi aklımda kalan sayılı kitaplardan olacağına kuşkum yok sonu türk sineması tadında olmuştu hala sonundan tereddüt edemeden duramıyorum acaba biraz daha farkli ve uzatılmış olmasi daha mı iyi olurdu ki neyse elinize emeğinize sağlık bayıldım yinede..
Geçmişten günümüze uzanan çocukluk aşkı
Babaları asker olan Murathan ve Gökçen' in aileleri aynı lojmanda karşılıklı dairelerde oturmaktadır. Bu sebeplerle doğduklarından beri arkadaşlardır. Birbirlerini en iyi onlar anlar, hisseder hatta. Ancak her ikisinin babasının aynı karakol baskınında şehit düşmeleri bu ikiliyi ayırır.
Aslında birbirlerini hiç unutmayan ve hep kavuşmaya çalışan Kepçük ve Pamuk bi yerden sonra kaderlerine razı gelirler ve gel zaman git zaman birbirlerini unuturlar. Yani unuturlar mı acaba?
Kızımız tıp fakültesini 6 yılda bitirmenin verdiği gururla daha da okuyup uzmanlık yapamayacağını anlayınca pratisyen hekim olarak Şırnak Silopi de göreve başlar. Bilin bakalım başka kim oradadır ve özel harekat komandosu olarak çalışmaktadır?
İşte Kepçğk ve Pamuk'un hikayesi böyle yeniden başlar-kaldığı yerden devam eder- .
Peki bundan sonra sizce bir araya gelirler mi?
Metak ettiyseniz okuyup öğrenmeniz gerekiyor.
Arkadaşlar eski bir wattpad okuyucusu olarak böyle çıtır kitapları çok severim.
Konu ağır değil, işleniş sade ve eğlenceli. Resmen pek çok yerde kahkaha attırdı bu kitap bana.
Net bir şekilde reading slump kurtarıcısı bir kitap. Fazla düşünmeden kafanızı çok güzel de dağıtıyor.
Bazı okurlar yavan bulmuş kitabı, bence değil. Süslü püslü cümleler yok, sayfalarca betimleme yok -ki ben çok sıkılırım böyle kitaplardan- gayet okuma keyfi veren bir kitaptı. Gayet beğendim.
Yazarın okuduğum bu serideki ikinci kitabı. Kitaplar bağımsız okunabilir ve ben bu kitabı çok daha fazla sevdim.
Özellikle evli insanların sorgulamalara düşeceği ve bazı durumlarla yüzleşeceği hatta sarsılacağı kitaplardan. Salt kurgu değil. Kişisel gelişim, psikolojik roman gibi kategorilere de alınabilir. Yorumlarda netflix dizisi gibi yorumu yapanlar olmuş ama kitabın detayları, mesajları ve sorgulamaları çok çok ötesinde ve gerçek. Salt aldatma hikayesi gibi bir beklenti ile okuyacak olan okumasın. Kitapta öyle bir hikaye yok. Var olan kısmın veriliş amacı da anlamak için okunduğunda elbette ki anlaşılır. Hak verirsin, katılırsın ya da hak vermez ve katılmazsın o okurun sorunu. Ancak yazar yapmak istediğini başarıyla inşa etmiş. Evlilik üstüne aşk dersleri vermiş ve hikayeyi bu eksende derleyip toplamış.
Bir çift üzerinden anlatılanlar o çiftin yaşadıklarının çok ötesinde. İlla öyle ya da böyle kendinizden bir şey bulup bakış açınızı değiştirebileceğiniz türde. Yok daha neler de diyeceğiniz yerler de olacak. Nitekim kitabın sonunda daha anlaşılmış bir yaşantınız olduğunu anlayıp kendinizle yüzleşeceksiniz.
Ben çok beğendim.
1 puan da kırmazdım da bazı cümleleri zorlamama rağmen anlayamadım. Muhtemelen çeviriden dedim. Ya da cümle yapısı bana çok uzak ve alışmadığım türdendi.
gerçekten sevenin yapısı elmas gibidir: sert ve ölümsüzdür.
Bilgi dolu ve hayatımıza yön vermeye yardımcı olan çok güzel konulara deginilmiş çok beğendim çok güzel bilgiler elde ettim.okumanizi tavsiye ederim.
Kitabı 10 dk önce bitirdim ve kitap hakkında bir şekilde birileriyle konuşmam,en azından iletişime geçmem gerektiğini fark ettim . kitabın genel konusunu spoiler (bu kelimenin Türkçe karşılığını bilen var mı ?)vermeden yazmam gerekirse : sakin bir Karadeniz kasabasında bir cinayet işlenir , işlenen cinayetin ardından cinayetle ilgili araştırma yapmak isteyen bir gazeteci kız bu kasabaya gelir ve olayla ilgili bildiklerini öğrenmek için emekli ,hayatının geri kalanını kitap okumaya adamış yaşlı bir adamla konuşmaya karar verir .Bu konuşmalar esnasında adam ve ikizinin hayatına doğru bir yolculuğa çıkarız . Kitabı genel olarak beğendim .2 günde bitirdim , boş günlerimdi ama genelde 300 sayfalık bir kitabı 2 günde okuyamam ,yani akıcı olduğunu söyleyebilirim . Tavsiye ederim ,kitapta geçen bazı fikirler beni okul hayatımın tamamının toplamında düşünmediğim kadar düşündürdü .Kitabı okumak istiyorsanız pek fazla inceleme okumadan , direkt okumanızı tavsiye ederim . Ve kitap hakkında yazarken aynı yazarın "Serenad" adlı eserini önermeden geçmek istemem ,özellikle az da olsa tarih okumayı seviyorsanız beğeneceğinizi düşünüyorum. Şimdi kitap hakkında konuşmak istediğim asıl kısmı konuşmak için isteyenleri biraz-spoilerlı kısma davet ediyorum :
----------------------------------------------------------------------------------------------
Kitabın sonunu asla asla asla asla aslaaa öyle beklemiyordum . Psikolojimi bozdu .Nasıl yaaaa (999x) diye tekrarlayıp durdum kitabı bitirdikten sonra.Ve hala durup durup Nası yaaa diyesim geliyor.Kitabın sonu kitabı çok ayrı bir yere taşımış bence. (kitabın sonundaki berbat Türkçe için kusura bakmayın :)
“Amber Yıllıkları” serisi 10 kitaptan oluşuyor. Bu 10 kitap 5-5 şeklinde ayrılmış durumda. İlk 5 kitapta Corwin’in maceralarına tanık olacağız.
İlk kitap olan “Amber’de Dokuz Prens”in başlarında hiçbir şey anlamadım. Çünkü ana karakterimiz Corwin de geçirdiği trafik kazasından dolayı hafıza kaybı yaşadığı için pek bir şey anlamıyor yaşadıklarından. Onunla beraber sayfalar ilerledikçe biz de neyin ne olduğunu yavaş yavaş anlıyoruz.
Orta kısımları pek beğenmedim. Yazar Roger Zelazny konuyu, karakterleri, olayları derinlemesine işlemek yerine yüzeysel işlemeyi tercih etmiş. Yaşanılanlar çok hızlı aktı bu bölümlerde. Oysaki daha fazla detay vererek daha güzel bölümler yazabilirmiş Zelazny.
Son 40 - 50 sayfayı ise çok beğendim. Serinin sonrasını okumak için beni fazlasıyla isteklendirdi ve beklentimi yükseltti. Bu son kısım olmasaydı serinin devamı için ümitsizliğe düşecektim.
Eser genel olarak Amber adı verilen bir yerin krallığını ele geçirmek isteyen kardeşlerin kanlı mücadelelerini anlatıyor. Bu yolda ittifaklar kuruluyor, ihanetler ediliyor. Bunların yanında fantastik ögeler de var tabi ki. Tanıdık geldi mi bir yerlerden ? “Taht Oyunları” serisine ne kadar benziyor değil mi ? Zaten “Amber Yıllıkları” serisi “Taht Oyunları” serisine ilham kaynağı olmuş bir seri.
Böyle bir kitabın daha fazla görülüp duyulması, okunması gerek diye düşünerek inceleme yazısı yazmak istedim.
İsminden dolayı sadece cennette hayat nasıl onu anlatacak herhalde düşüncesiyle başlamıştım ama girişi biraz yanılttı beni. Kitap Hz Adem in yerleştirildiği cennet ebedi kalınacak olan cennet mi yoksa orası başka bir cennet mi görüşlerine yer vermiş giriş kısmında. İki tarafın görüşlerini ve birbirlerine verdikleri cevapları okuyoruz 100 sayfaya yakın. Herhalde bu şekilde cennette dair görüşleri okuyacağım derken cennete dair ayetler ve hadisler eşliğinde cennet anlatılıyor. Okurken sürekli bir gülümseme hali hasıl oluyor yüzde, mest olmuş vaziyette okunan çok akıcı bir kitap.
Cennet ehli cennette nasıl vakit geçirecek, neler konuşacaklar birbirleriyle, en son cennete giren kişinin Allah Teala ile konuşması sonra cennet ehlinin meleklerle olan konuşmaları, hurilerle olan konuşmaları, birbirlerini ziyaretin nasıl olacağı gibi insanın amellerine iştah kabartacak bir kitaptı. Sık rastladığımız bilgilerin yanında ilk kez karşılaştığım bilgilerde vardı. Tertibini çok beğendim aynı hadisin farklı rivayetlerine de yer vermis ve zayıf hadislerin altına zayıf olduğuna dair görüşlerin olduğunu yazmış.
Ben çok sevdim kitabı, okuması cok keyifli ruhu dinlendiren bir kitap. Rabbim razı olsun yazan çeviren yayınlayan ve bize ulaştıran herkesten
