Seriyi genel olarak seviyorum ve yazarın dili konusunda hemen hemen memnunum. Bu seri hem güldürdü mü dibine kadar güldürüyor hem de ağlattı mı sonuna kadar darma duman ediyor; ortası pek yok. İkinci kitap ise duygusal olarak zorlayıcı bir şekilde bitmişti, haliyle karakterlerin birbirlerine geri dönüşü nasıl olacak aşırı merak ediyordum.
Kitap, biraz geçmiş daha çok günümüz şeklinde. Helin'in Yankı'ya farklı bir bakış açısıyla bakmasını ve aslında herkesin önceliklerini ya da kişiler konusunda duygusal düşüncelerini netleştirdiği bir kitaptı. Koza, düşman kisvesinde hayatlarına girmiş olsa da, artık kendisini bile bunu yeterince inandıramıyordur. Herkesin sırları biraz daha ortaya dökülürken hem birbirlerine daha bi' kenetlenip hem de bazı kopukluklar yaşamalarına sebep oluyor. Bir de asıl düşmanların tamamen gün yüzüne çıkmasıyla artık yeni planlar kuruluyor.
Yazarın her kitapta bize çok fazla belirttiği gibi yetişkin olmak zorunda kalmış çocuklar hepsi. Bu sebeple bazen fazlasıyla absürt şeyler yaşarlarken bazen de fazlasıyla yıkıma dönüşüyorlar. Her bir karakter geçmişiyle yüzleşiyor. Bazı yerlerde fazlasıyla iç monolog okumak zorunda kalmak sıkmadı, desem yalan olur, açıkçası bu kadarına gerek yoktu bana kalırsa. Onun dışında kitabı tabii ki beğendim ve artık tam anlamıyla savaşmalarını umuyorum.