Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Sonra perde kapandığında ve müzik frenlerin se­sini hâlâ devam ettirdiğinde insan şiir sanatının neler yapabildiğini görüyor. Bense zavallı bir grunzuleyi Al­mancaya çevirmeyi bile beceremiyorum. "Ama pek çok ruhu hayatın aleladeliğinden kurtar­mayı ve çoğunluğun karmaşık yargılarından bağımsızlaştırmayı beceriyorsunuz. Ve bizim sanatımızda benim övdüğüm de işte budur."
Sadece sevdim seni. O kadar çok sevdim ki bırak senin gibi capcanlı bir kadının kalbini, taşı bile eritmeye yeterdi aşkım.
Sayfa 207 - Yinede başaramadıkKitabı okudu
Reklam
Kendimize bile itiraf edemedediğimiz ne çok şey var
Alın size kılavuz/reçete
Yok, o senin için her şeyden değerliyse, gözünü yum­duğun anda onu görebiliyorsan, o bütün şarkılarda, bü­tün şiirlerde, bütün resimlerde ise, ona muhtaç olduğunu söylemekten utanmıyorsan, senin içten ve büyük sevgine karşılık vermeyeceğinden korkmuyorsan, bütün bencil duygularından sıyrılabilmişsen onun için her şeyi, ama her şeyi yapacak gücü kendinde buluyorsan, her hali sana ayrı ayrı güzel geliyorsa, karşısında kendini bir çocuk gi­bi hissediyorsan, istediği anda onun için ölebileceksen, onun için yaşıyorsan ve yine bir gün onun için bildiğin bilmediğin bütün düşmanlıklara karşı koyabileceksen, o her geçen dakika sende biraz daha büyüyorsa ve kendi kendine onu kendinden bile çok sevdiğini bütün samimi­yetinle, inanmışlığınla itiraf edebiliyorsan, bir dua gibi adını söylüyorsan, bir gün o seni hiç, ama hiç sevmediği­ni söylese bile, senin sevginde azalma olmayacaksa ve ölünceye kadar onu aşkların en ölümsüzü ile sevebilecek­ sen; işte o zaman onu seviyorsun demektir.
Everest Yayınları Yayın No 601 Şiir 64 (Epub)
İçinde ‘nasıl anlatılır’ını bilmediğin bir boşluk. Ruhunda sana ait ama sana benzemeyen bir alan. En çok onu arıyorsun. En çok ondan kaçıyorsun. Bir tanımı yok. Kitaplarda yok, şarkılarda, şiirlerde yok; gündelik yaşamın içinde en ufak emaresi yok. Onu bulamadığından bileğin kağıtlara düşüyor. Onu bulamadığından aydınlıklardan siliniyor
Schiller'in dediği gibi, elbette hepimiz Arkadia'da doğduk: Yani dünyaya mutluluk ve haz istemleriyle dolu olarak geliriz ve bunları gerçekleştirme yolundaki budalaca umudu besleriz. Oysa, aslında çok geçmeden yazgı gelir, bizi haşince yakalar ve hiçbir şeyin bizim olmadığını, salt tüm malımız ve mülkümüz, çoluğumuz çocuğumuz üzerinde değil, hatta kolumuz ve bacağımız, gözümüz ve kulağımız ve hatta yüzümüzün ortasındaki burnumuz üzerinde bile tartışılmaz bir hakka sahip olduğu için her şeyin kendisine ait olduğunu öğretir bize. Ama yine de, bir süre sonra deneyim gelir ve mutluluğun ve hazzın, yalnızca uzaktan görünen, yanına yaklaşıldığında yitip giden bir serap olduğu, buna karşılık dertlerin ve acıların gerçeklikleri olduğu, kendilerini dolaysızca temsil ettikleri ve ne yanılsamaya ne de beklentiye gerek duydukları kavrayışını getirir. Bu ders yararlı olursa, mutluluğun ve hazzın peşinden koşmayı bırakırız ve daha çok, acının ve dertlerin giriş yolunu olabildiğince daraltmayı düşünürüz. Ondan sonra, dünyanın sunabileceği en iyi şeyin, acısız, dingin, katlanılır bir yaşam olduğunu öğreniriz ve bu yaşamı, daha güvenli bir biçimde gerçekleştirebilmek için istemlerimizi bunlarla sınırlarız. Çünkü çok mutsuz olmamanın en güvenilir yolu, çok mutlu olmayı istememektir.
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Giriş:Modern Siyaset Bilimi kurucusu olarak kabul edilen Machiavelli'nin bu kitabında o dönemki İtalyan siyasi bölünmüşlüğe karşı 'birleşin' niteliğinde bir çağrıdır. Özellikle bu çağrı o dönem İtalyan yarımadasında bulunan güçlü karakterlerden olan Borgia ve Sforza'ya yöneliktir. Çünkü bir dönem İtalya hem Fransız hem İspanyol
Prens
PrensNiccolo Machiavelli · Remzi Kitabevi · 201414,7bin okunma
Herşeyin geçici olduğunun bilincine varıp da olgunlaşınca baharın gelişine bile sevinemez oldum.. Taze taze açılmış mis gibi kokan çiçeklere birkaç gün sonra sıcaklar gelip solduracak diye bakıyorum çünkü burası dünya çünkü her şey geçer.. Çiçekler de solar, sevgiler de biter, yağmurlar da diner fırtınalar da.. Bir ayette Allah svt diyor ya sana verilene sevinme senden alınana da üzülme diye bu ayet o kadar çok hikmeti barındırıyor ki.. Şimdi gidip uzun uzun bu ayeti düşünmek istiyorum..
Akrabalarımı insandan saymayın; hayvandan da saymayın, çünkü daha alçaktadırlar. Ruhlarını şeytana esir etmenin lanetini taşıyorlar. Sakın ha! Hiçbirine selam bile vermeyin; bu lanet, sonra size de bulaşacak diye, çok korkuyorum. Deniz Sarıtop
Bugünlerde farkettiğim bir şey
Evden dışarı adımımı attığım andan itibaren tanımadığım bir sürü yüz ile karşılaşıyorum. Hepsi de soğuk, duvarlı. Ama bunlar en iyileri sayılır. Çünkü çoğunun bakışı, duruşu bile nefret uyandırmaya yetiyor.Üstüne bir de duyarsızlaşıyoruz. Gördüğümüzü duyduğumuzu bilmemezlikten geliyoruz. Eve dönebilmek çok kıymetli geliyor böyle zamanlarda
Reklam
Unutulmaz Dayak
“Hak ettiğim zaman beni dövmelerine aldırmam. Ama bu kez hiçbir şey yapmamıştım.” “En acısı da, balonumun başına gelenler. Ne güzel olacaktı.” “Eminim. Çok güzel olacaktı. Ama sen merak etme. Yarın Dindinhalara gideceğiz ve ipek kâğıdı alacağız. Dünyanın en güzel balonunu yapmana yardım edeceğim. O kadar güzel olacak ki yıldızlar bile kıskanacak.” “Boşuna zahmet etme, Godóia. En güzeli ilk yapılan balondur. İlki başarılı olmazsa bir daha iyi yapamaz insan ya da yapmak istemez.”
Sayfa 135 - Can YayınlarıKitabı okuyor
292 syf.
7/10 puan verdi
·
19 günde okudu
- Bir Masal İyi Gelir :) -
Masal anlatıcısı
Judith Malika Liberman
Judith Malika Liberman
ile
Masal Terapi
Masal Terapi
kitabı İle tanışmış masallara çok önem veren bu pozitif ruhlu şahsiyeti takip etmeye başlamıştım. Bu kitabı da hep dikkatimi çekmiş ama fiyatından dolayı alamamıştım (ki hala alamadım çok pahalı maalesef kitaplar) neyseki kitabı okuma şansım oldu. Masal Terapi ile ilgilenmeye başladığım bu dönemlerde
Bir Masal İyi Gelir
Bir Masal İyi GelirJudith Malika Liberman · Destek Yayınları · 2020271 okunma
Eskisi gibi olamamak çok ağır. Biri sana içten gelse bile hiçbir samimiyete inanmıyorsun artık, inanmak istemediğinden değil, içinden gelmiyor.
Biz hiç ağlamazdık :)
Bu baba, oğul ve kız yahut kız kardeş, üçü bir yerde bulundukları zaman baba oğul eğer Mihrihan Hanım'ın bir çiçeğini veya eldiven giyişini beğenmeyecek olsalar kızcağızın üç gün üç gece ağlayacağını bildikleri için başına bir çiçek değil saksıyı giymiş olsa bile çok yakışmış olduğuna yemin etmeye mecburdular.
Sayfa 11 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, Çevirmen: Emrah Balcı, V. Basım 2019Kitabı okuyor
reşit galip..
Türk aydınlanmasının Kuvvacı fedaisiydi. Rodos doğumluydu. İtalyanlar Trablus Savaşı sırasında oldu bittiye getirip Rodos’u işgal edince, henüz 17 yaşındayken doğduğu toprakları kaybetmenin acısını yaşadı. Kayıkla Marmaris’e geçti, İzmir’e geldi. Bugün Swissotel Büyük Efes’in hemen karşısında yeralan ve Ticaret Lisesi olarak eğitim veren Fransız
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.