Kalp, ezelden beri sevginin en kuvvetli sembolü ve duygularımızın merkezi olarak kabul edilirdi. Ama sonra tıp ve modern bilim ortaya çıktı ve bize, kalbin sadece vücudumuzda kanın dolaşımını sağlayan bir pompa olduğunu yutturmaya çalıştı. Biz "normal insanlar" ise, elimizde hâlihazırda bunun aksini kanıtlayacak herhangi bir delilimiz olmamasına rağmen, kalbimizin duygularımızın merkezi olduğu inancımızı asla kaybetmedik. "Kalbi bu acıya daha fazla dayanamadığı için öldü." ya da "Çok yürekli bir çocuk." gibi kullandığımız birçok deyim bunu gözler önüne sermeye yeter. Burada "yürekli" sözcüğü, "cesur" anlamında kullanılır. "Cesur" kelimesinin Latince karşılığı, "yürek sahibi" olmaktır ve "yürek" kelimesi de yine "inanç" kelimesiyle anlam bakımından bağlantılıdır. Bu bağlantının ne kadar doğru olduğunu ve bilimin ne derece yaıldığını, ta 1993 yılında yapılan ama asla tam olarak kamuoyuna açıklanmayan şaşırtıcı buluşlar gösteriyor. Bilim, yanıldığını kabul etmekte bazen zorlanıyor işte. :)
Kamelyalı Kadın
Okuduğum en sürükleyici aşk hikayelerinden biri olduğunu söyleyerek başlamak istiyorum. Kendimi kaptırdığım, sayfaları nasıl çevirdiğini bilemediğim ve saatler içinde bitirdiğim bir eser oldu. Yazıldığı döneme göre harika bir kitap olduğunu düşünüyorum. Yazar bu kitabı 24 yaşında yazmış ancak betimlemeleri ve dili öyle ustaca
Değerli kitapsever arkadaşlarım, hepinize keyifli okumalar ve iyi günler dilerim. Bugünkü inceleme konusu kitabımız Yeşil Yol, bu kitabın filmi de çekilmiş olup filmi hayatımda en beğendiğim filmler arasında diyebilirim. Kitabını da çok beğendim, kurgusu çok etkileyici ve sürükleyici bir kitap. Stephen King gerçekten iyi iş çıkarmış. Haksız yere hapishaneye atılmış idamla yargılanan bir mahkumun hikayesi, spoiler vermemek için daha fazla detaya girmiyorum.Ama insanı gerçekten etkiliyor duygusal olanların yer yer gözyaşlarını tutamayacağı bir kitap
Yeşil YolStephen King · Altın Kitaplar · 20218k okunma
Hakan Bıçakcı Hakan Bıçakçı'dan okuduğum ilk kitap. Tarzını çok sade ve akıcı buldum. Kitap, yönetmen olmak isteyen ancak filmlerdeki "sakıncalı" sahneleri kesen bir sansürcü olan karakterimizin yaptığı sansürcülük işi yüzünden psikolojisinin bozulması sonucu gördüğü, kendi tabiriyle "tuhaflıkları" anlatıyor. Karakterimizin