Çok geç öğrenmek için yeniden yaşamayı Tek ses olmuş ağlıyor yüreğimiz gecede Mutsuzluğu istiyor en küçük şarkı bile Her titreyiş payını alıyor yaşlar ile Her gitar havasına nice hıçkırık gerek Mutlu aşk yoktur.
Sayfa 16 - Charles BaudelaireKitabı okudu
OKUNDUĞUNDA İZ BIRAKAN HARİKA BİR AŞK HİKAYESİ DAHA.... Mutluluğun Anahtarı Bu akşam eve geldiğimde Eşim Akşam yemeğini servis ediyordu. Elini tuttum ve ona söyleyeceğim şeyler olduğunu söyledim. Masaya oturdu ve sessizce yemeği yemeye başladı. Ve yine Gözlerinde o korkuyu gördüm. Bir an da kasıldım ağzımı açamıyordum ama düşüncelerimi
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Üzerimdeki tamirci tulumunu çıkarmadan, yıkanmadan, tıraş olmadan, dişlerimi fırçalamadan bütün bir hafta geçirdim, çünkü insanın üstünü başını birisi için düzelttiğini, birisi uğruna giyinip kokular süründüğünü aşk çok geç öğretmişti bana.Benim hayatta hiçbir zaman böyle bir kimsem olmamıştı.
Akşam olmadan evine dönen uslu bir çocuk gibi, başka bir hikâyeden çok geç olmadan dönüyorum hep sana...
Duygusal not: Ne yap et ve en sevdiklerini her gün en az bir defa da olsa mutlaka ara, seslerini duy!Bu senin ilken olsun, bizim ilkemiz!..Annemizi ve babamızı ya da diğer sevdiklerimizi, işin gücün arasında unutmak ve aslında kendi içimizde bunu düşündüğümüzde acı çekmek yakışmaz bize!Mesela şimdi, bırak okumayı da anneni ara, babanın sesini duy!Yanındaysalar git sarıl, bir şeyler yap onlar için çok geç olmadan!
Sayfa 299Kitabı okudu
Şanslıyız ki onun gibi acayip kişiler çok sık olmuyor. Onların birçoğunu geç olmadan, daha tomurcukken nasıl ayıklayacağımızı biliyoruz. Bir evi çivisiz ve ahşapsız inşa edemezsin. Eğer bir evin yapılmasını istemiyorsan, ahşap ve çivilerini sakla. Eğer politik bakımdan mutsuz bir adam istemiyorsan, kaygılandıracak bir soruda ona iki bakış açısı verme, birini ver. Daha da iyisi hiç verme. Bırak savaş gibi bir şeyin var olduğunu unutsun. Eğer Devlet yetersizse, havaleliyse ve vergi delisiyse, insanların Devlet üzerine endişelenmesindense bırak böyle olsun. Huzur, Montag. Onlara yarışmalar düzenle, en popüler şarkıların sözlerini, devletlerin başkentlerini veya Iowa'da geçen yıl ne kadar mısır yetiştirildiğini bilerek kazansınlar. Onları patlamalarına neden olmayacak bilgilerle doldur, öyle lanet olası 'olaylarla' tıka basa yap ki, kendilerini bilgileriyle gerçekten 'zeki' hissetsinler. Sonra düşündüklerini hissedecekler, hiç kımıldamadan hareket ettikleri hissine kapılacaklar ve mutlu olacaklar, çünkü bu tür olaylar değişmezler.Olayların bağlantılarını kurmak için onlara felsefe ve sosyoloji gibi kaypak şeyler verme .
Reklam
Boş konuşmalarla zamanımızı harcamayalım! (Bir an, şiddetle) Fırsat varken bir şeyler yapalım! Her gün birilerinin bize ihtiyacı olmuyor. Aslında özellikle bize ihtiyaç duymuyorlar. Başkaları da daha iyi olmasa bile, aynı derecede bizim yaptıklarımızı yapabilirlerdi. Kulaklarımızda çınlayan şu yardım çığlıkları bütün insanlığa yöneltilmiş! Ama burada, zamanın bu anında, istesek de istemesek de bütün insanlık biziz. Çok geç olmadan bundan yararlanalım! Zalimce bir alın yazısının bize layık gördüğü iğrenç güruhu hakkıyla temsil edelim! Ne dersin? (Estragon hiçbir şey söylemez) Kollarımızı kavuşturup yardım etmenin iyi ve kötü yanlarını hesaplarken cinsimize kötülük etmediğimiz doğru. Kaplan hiç düşünmeden hemcinsinin yardımına koşar ya da çalılıkların kuytularına siner. Ama sorun bu değil. Sorun burada ne yaptığımız. Ve cevabı bildiğimiz için mutluyuz. Evet, bu uçsuz bucaksız karmaşada kesin olan tek bir şey var. Godot’nun gelmesini bekliyoruz. Ya da gecenin çökmesini.
Bak Kayra,biz herkes olduk.Kendimize en büyük acıları ve zevkleri tattırdık.Ve artık ölüyoruz.Bunu fark etmiyor musun? En yukarıdan aşağı düşüyoruz.Ve yeri öpmemize çok az kaldı.Başladığımız yere dönmeden,yani sermayemizde ve hafızamızda sadece ismimiz kalmadan hatırladıklarımızı yazacaksın.Hayatın suyunu içtikten sonra bir gün işememiz gerekecekti.Ve zihinlerimiz ölmeden önce bunu yapacağız, insanlığımızı, ahlakımızı,dünyayı çok uzun zaman önce yok ettik...Hissediyorum.Şimdi sıra anılarımızda ve hayallerimizde. Kafatasımızın içini süsleyen bütün bildiklerimizde.Her geçen saniye eksiliyorlar.Çok geç olmadan yazmalısın!
Derhal vazgeç. Çok geç olmadan vazgeç, diye fısıldıyordu içindeki bilge. Derken nispeten daha tedbirsiz, güven dolu başka bir ses dev- reye girdi. En azından kulübede neler bulduklarını öğrenebilir- sin. Fazla bilgi göz çıkarmaz.
Haydut Karokep Jarvinen konuşmasında Haydut Karokep’in hayatını hatırlattı: -Efendiler! Bundan yirmi beş yıl önce bütün Finlandiya’yı heyecan ve dehşet içinde bırakan Johan Karokep ismini hatırlıyor musunuz? Karokep, bir hırsız ve hayduttu. Büyük şehirlerdeki bankaları, işyerlerini ve kiliseleri soyardı. Hırsızlık yaparken âdeta polise
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.