"Yontu sanatından sanırım az çok anlayan bir genç, bir mezarın üzerine yaptırılmış olan mermer bir yontuya aşık olmuş. Bu yüzden çıldırmış ve zavallı deli, lahdin içinde bu güzel kadından ne kaldığını görmek için bir gün taşı kaldırmış.Budala!Bir de ne görsün..ne görmesi gerekiyorsa onu..Bir mumya!O zaman aklı başına gelmiş ve iskeleti kucaklayıp öperek "Seni böyle daha çok seviyorum" demiş. "Hiç olmazsa sen yaşamış olan bir şeysin; oysa ben hiçbir zaman bilinci olmayan bir taş parçasına gönül vermiştim." Therese: -Anlamıyorum, dedi. Laurent: -Ben de, diye yanıt verdi; ama belki de aşkta yontu, insanın kafasında canlandırdığı; mumya da, yüreğinde bulduğudur."
Sayfa 123Kitabı okudu
İçimden geldiği için yazıyorum! Başkaları gibi normal bir iş yapamadığım için yazıyorum. Benim yazdığım gibi kitaplar yazılsın da okuyayım diye yazıyorum. Hepinize, herkese çok çok kızdığım için yazıyorum. Bir odada bütün gün oturup yazmak çok hoşuma gittiği için yazıyorum. Ben, ötekiler, hepimiz, bizler İstanbul’da, Türkiye’de nasıl bir hayat yaşadık, yaşıyoruz, bütün dünya bilsin diye yazıyorum. Kâğıdın, kalemin, mürekkebin kokusunu sevdiğim için yazıyorum. Edebiyata, roman sanatına her şeyden çok inandığım için yazıyorum. Bir alışkanlık ve tutku olduğu için yazıyorum. Unutulmaktan korktuğum için yazıyorum. Getirdiği ün ve ilgiden hoşlandığım için yazıyorum. Yalnız kalmak için yazıyorum. Hepinize, herkese neden o kadar çok çok kızdığımı belki anlarım diye yazıyorum. Okunmaktan hoşlandığım için yazıyorum. Bir kere başladığım şu romanı, bu yazıyı, şu sayfayı artık bitireyim diye yazıyorum. Herkes benden bunu bekliyor diye yazıyorum. Kütüphanelerin ölümsüzlüğüne ve kitaplarımın raflarda duruşuna çocukça inandığım için yazıyorum. Hayat, dünya, her şey inanılmayacak kadar güzel ve şaşırtıcı olduğu için yazıyorum. Hayatın bütün bu güzelliğini ve zenginliğini kelimelere geçirmek zevkli olduğu için yazıyorum. Hikâye anlatmak için değil, hikâye kurmak için yazıyorum. Hep gidilecek bir yer varmış ve oraya tıpkı bir rüyadaki gibi bir türlü gidemiyormuşum duygusundan kurtulmak için yazıyorum. Bir türlü mutlu olamadığım için yazıyorum. Mutlu olmak için yazıyorum...
Reklam
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
Kitap diğer Elips Kitap yayınlarından çıkan tüm Aytmatov kitaplarındaki aynı uzun yazar hakkındaki güzelleme ile başlıyor. Bunun yerine yukarıda bahsettiğim şeyler hakkında kısacık bir bilgi yazısı ne güzel olurdu halbuki. Güzellemenin ardından sadece 18 sayfa süren Yıldırım Sesli Manasçı hikayesi geliyor. Manasçı, destanı günümüze kadar nesilden
Deniz Kıyısında Koşan Ala Köpek
Deniz Kıyısında Koşan Ala KöpekCengiz Aytmatov · Nora Kitap · 20183,980 okunma
Bir kadınla birçok şey yapabilirsin. Çok güzel sevişebilirsin. Çok iyi anlaşabilirsin. Birlikte gezmekten, eğlenmekten zevk alabilirsin. Bir kadın seni güzelliğiyle, konuşmasıyla, davranışlarıyla etkileyebilir. Ama pek az zaman, bir kadınla yürümekten, belki bir başkası anlatsa dinlemeyeceğin bir sürü anıyı ondan duymaktan,sonra gülmekten, sonra birlikte sıkılmaktan, sonra ne yapacağını bilmemekten, sonra bir sinemaya gitmekten, sonra yemek yemekten, sonra boş boş oturup karşılıklı bakışmaktan, sonra uyumaktan, sonra uyurken sonsuz bir rahatlıkla rüyalara dalmaktan ve sabah uyandığında onun yüzüne bakıp kokusunu içine çekmekten mutlu olursun.
376 syf.
9/10 puan verdi
Tebrik ediyorum gercekten de cok guzel konubislenmis. Kitabin tevsiri gibi olmus . Belki de dovus kulubune sadece "dovusuyolar yaaaa" diyip gecenlerin bi goz atmasi gerekli.
Tüketim Toplumu, Nevrotik Kültür ve Dövüş Kulübü
Tüketim Toplumu, Nevrotik Kültür ve Dövüş KulübüHakan Övünç Ongur · Ayrıntı Yayınları · 201157 okunma
536 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
İlk başta okuduğumda Nar ağacı ne alaka dedim. Sonra öğrendim ki yazar kitabın adını Nar ağacı değilde "Taht-ı Süleyman" koyacakmış,yayıncısı izin vermemiş... Çok yazık. Kitap genel olarak güzeldi. Kabullenemediğim ve iki puan kırmama sebep olan şey anlatanın yani yazarın hep orada bulunması. Bu belki de okuyanları rahatsız etmemiş olabilir ama ben bu yüzden kitaba bir türlü bağlanamadım. Her şeyi boş verdim de içinden geçirdiklerini nasıl okuyordu? Takmamam lazımdı taktım.Büyük bir kısmı kurgu olmuş olsa da bir nevi yazarın dedesinin kendi hikayesiymiş. Beğendiğim kısımlar da vardı tabii duygularını güzel kaleme almış mesela. Genel olarak kitabı elimden bıraktıktan sonra özlem duyacağım kitap olmadı.. Keyifli okumalar.
Nar Ağacı
Nar AğacıNazan Bekiroğlu · Timaş Yayınları · 202127.6k okunma
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.