Ve arayana şiddet içerikli, yıldızı sönük bir tutam öğüt. bir güveye rastladım geçende bir ampulün içine girmekti derdi ve kızartmak kendini tellerde derdiniz nedir sizin kuzum diye sordum güveye
Sayfa 233Kitabı okudu
İkisi arasında daha göz kamaştırıcı, daha büyüleyici, belki de daha önemli olanı Talleyrand'dır. Güzel sanatlarla ve köklü bir kültürle biçimlenmiş, 18. yüzyılın ruhuyla esneklik kazanmış bu kişi diplomasi oyununu, varoluşun diğer pek çok gerilimli oyunundan biri olarak sever fakat çalışmaktan nefret eder. Nadiren kendi eliyle bir mektup yazar, gerçek bir zevk düşkünü olarak, rafine bir keyif ehli olarak bütün hamallığı başkalarına yükler ve daha sonra zarif, yüzüklü parmaklarıyla rahatça semeresini toplar sadece; en karmaşık durumları bir bakışta şimşek gibi kavrayan sezgisi ona yeterlidir. Doğuştan ve eğitimli bir psikolog olarak, Napoléon'un dediği gibi bütün düşünceleri okur, öğüt vermeye kalkışmaksızın herkesi gönlünden geçen şeyler konusunda yüreklendirir. Bütün tehlikeli anlarda cesur dönüşler, hızlı buluşlar, yumuşak manevralar onun uzmanlığıdır; ayrıntılarla uğraşmayı, kan ter içinde çalışmayı küçümseyerek reddeder. Göz kamaştırıcı nüktedanlığı ve özlü söz üretme yeteneği, sadeliğe ve entelektüel düşünceleri en yoğun şekilde ifade etmeye yönelik merakından kaynaklanır. Uzun uzadıya raporlar yazmaz, keskin, tek bir sözle bir durumu halleder, bir insanın hakkından gelir. Fouché ise böylesi geniş bir dünya vizyonundan tümüyle yoksundur, sayısız küçük insanla birlikte arılar gibi hummalı bir koşuşturma sürdürür, bir araya getirildiklerinde kesin ve yadsınamaz sonuçlar verecek binlerce ve binlerce gözlem biriktirir. Onun yöntemi analitiktir, Talleyrand'ınki ise hayal gücüne bağlıdır; onun yeteneği çalışkanlıktır, Talleyrand'ınki ise hızlı düşünme...
Sayfa 162 - Can Yayınları
Reklam
RAB'DEN KORKUYOR MUYUZ?
Bu bölümün başlığı muhtemelen pek çok Hristiyan'ın üzerinde çok az düşündüğü önemli bir konuyu ortaya koyuyor. Üzerinde ne kadar da az düşünülse, bu (zarar görme pahasına göz ardı ettiğimiz) oldukça önemli bir konudur. Kutsal Kitap'ın Rab korkusu hakkında söyleyeceği çok şey vardır, ancak Hristiyanların büyük bir çoğunluğu bu kavramı
Sayfa 99 - GDKKitabı okudu
En'am Suresi
151- De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size
Çocuklar hemen çevresini aldılar, soru dolu bakışlarını yüzüne diktiler. - Baylar, kısa bir zaman sonra ayrılacağız. Şimdilik iki ağabeyim var ya, bunlardan biri sürgüne gidiyor, öteki de ölümle pençeleşmekte. Yakında gideceğim buradan, belki dönüşüm çok uzar. Ayrılmadan önce sizinle burada, İlyuşacağın taşının yanında söz verelim birbirimize,
Sayfa 960 - İletişim Yayınları
O esnada Nisa Suresinin 58. ayeti “Şu bir gerçek ki Allah size emanetleri, onlara ehil olanlara vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emrediyor. Allah size bu şekilde ne güzel öğüt veriyor. Allah Semi’dir, çok iyi duyar; Basir’dir, çok iyi görür." nazil oldu.
Reklam
249 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.