Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
DEVLET UĞRUNA KENDİNİ FEDA EDEN KAHRAMAN: URUNGU (BOZKURTLAR DİRİLİYOR) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce yine uzunca bir özet verelim Kür Şad ihtilali, Çin Kağanı Tay-tsung'u korku ve endişeye kaptırmıştır. Ne yapılacağını görüşmek üzere nazırlarını sarayda toplar. Çeşitli fikirler ileri sürülür. Sonunda Gök Türklerin Çin'den
Şimdilerde güzel tavırlar abesle iştigal ediyor . Geçen gün sosyal medyada gezinirken bir paylaşım gördüm. Bir arkadaşım yanlış bir bilgi paylaşmış, ötekisi altına doğrusunu yazmış. Yanlış paylaşım yapan bilmiyordum teşekkürler minvalinde bir cevap verince doğru yanıtı veren de rica ederim, demiş. Peki, bu gayet sıradan diyalog nasıl mı benim karşıma çıktı. Bu iki arkadaşı yanıtlayan bir başkası sayesinde. O “bir başkası” şöyle söylüyordu bu diyaloğa cevabında: “Hayret, neden birbirinize küfür ya da hakaret etmediniz?” Ve bu cevap öylesi komik bulunmuştu ki binlerce beğeni almış, çok beğeni alan cümlelerin paylaşıldığı bir platforma düşmüştü. Anlayacağımız artık iki kişi birbiriyle dostane sohbet gerçekleştirdiğinde yadırgıyorduk bunu. Komiklik algımız bile bambaşka bir boyuttaydı.
Sayfa 16 - E-KitapKitabı okuyor
Reklam
Hastalanmamış ne kadar ruh kaldı? İbrani dilinde hasta sözcüğü ümitsiz, beklentisi kalmayan anlamına da geliyor ve günümüzün pek çok belası arasında en ağır hastalık bu. Ama biri kim bilir kim- Bogotá kentinin bir duvarına şunu yazmış: 'Karamsarlığı daha iyi zamanlara bırakalım.' Kastilya dilinde umutlu olduğumuzu söylemek için, umudu kuşandık deriz. Güzel ifade, güzel meydan okuma: Bu zamanların keskin havasında, soğuktan donup ölmemek için kuşanmalıyız.
Sayfa 294
Taze (yeni) Osmanlının işbu üç edibi (yazarı) hususta yazdıklarınızım hulasası (özü) budur Sami Bey çok yazmıyor velâkin, her ne yazmış ise fayda malûmâttır; lisanı sade ve yengildir; Sami demek fayda demektir . Kemal Bey, doğma şairdir; her ne yazmış ise dilber (güzel) yazmıştır ki emsali yoktur. Kemal, hüsn (güzel) dil ve letafettir . Ahmet Midhat Efendi, başlı ayaklı kütüphanedir ve Çerkezistan gayretinin hakiki bir emsalidir.
Sayfa 214Kitabı okudu
"Topla gül goncalarını toplayabilirken, Zaman akıp gidiyor: Aynı çiçek sana bugün gülümserken, Yarın solup gidiyor." Durdu. ""Topla gül goncalarını toplayabilirken," diye tekrarladı Keating. "Bu fikrin Latincedeki karşılığı Carpe Diem'dir. Bunun ne anlama geldiğini bilen var mı?" "Carpe Diem," dedi Latince âlimi Meeks, "Anı yaşa." "Çok güzel Bay ...?" "Meeks." "Anı yaşa," diye tekrarladı Keating. "Şair neden bu dizeleri yazmış acaba?" "Acelesi olduğundan mı?" dedi öğrencilerden biri. Diğerleri gülüştüler. "Hayır, hayır, hayır! Solucan yemi olduğumuzdan, çocuklar!" diye bağırdı Keating. "Hepimiz sınırlı sayıda ilkbahar, yaz ve sonbahar yaşayacağız da ondan.”
Yazım hatasına takıntılı olan tek insan değilmişim :D
Telefonuna mesaj attım. "Bu akşam için teşekkür ederim. Gerçekten çok güzel vakit geçirdim." Hemen cevap geldi. Allahım ne olur bağlaçları ayrı yazmış olsun, lütfen... "Ben de öyle. Film için buluşmadan önce yemeğe de gidelim mi? Senin için de uygunsa tabii ki." Şov mu yapıyorsun gözünü sevdiğim? "Tabii" yazarken fakirin istediği tek 'i'ydi, Mevlam verdi iki 'i'. Art arda üçlü salto yapan buz patenci misali de'leri, mi'leri, ki'leri külliyen doğru sıralamak nedir?
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
Rafet Canpolat yazdı... Değerli dostum Mehmet bey; Öncelikle yoğun emekle ve titizlikle yazmış olduğunuz bu güzel eser için sizi kutluyorum. Kitap belli yaş aralığına hitap etmesine rağmen 63 yaşındaki bir okuyucun olarak görüşüm olumludur. Naçizane izlenimim; Her şeyden önce gayet akıcı ve oldukça sürükleyici,dili samimi ve tanıdık. Bilinmeyen kelimelerin parantez içerisindeki karşılıklarını hazır bulmamız kitabı elimizde tutma süresine ve akıcılığına katkı sağlamıştır.Aralara serpiştirilmiş şiir parçacıkları dilimize konan çikolata kırıntıları gibi tat vermiştir.. Romanı elime aldığımda aşk romanı olduğunu görünce beklemediğim bir sürprizle karşılaşmış oldum ama iyi de oldu; asla bu yaşıma kadar para verip bir aşk romanı almayı denememiştim böylece bir aşk romanı okuma şansını elde etmiş oldum. Bir başka sürpriz de finalde yaşadım ama zaten genelde yazarlar final sürprizleri yapıyor olmalarından dolayı hazırlıklıydım yine de hükmü bize bırakman, can alıcı o silahın elimizde kalması çok muzipçe olmuştur. Roman biterken yüzümüzde tebessümle kitabı kitaplığımın baş köşesine koymam emeğinizin karşılık bulmasıdır. Saygı ve hürmetlerimle değerli yazar. 25.03.2022 Bursa Rafet CANPOLAT Deniz kenarında maviyle baş başaysan EFELYA
Hatice Gül yazdı... EFELYA'YI BEN DE OKUDUM... Kitapta büyük bir kusur var hocam, 1'i 3'e bölememişsiniz. Gönül koymayın lütfen, bu konuya aşağıda değinmeden edemeyeceğim. "Adamın biri bir gün..." diye başlayan cümleler, buradan Artvin'e yol olur. Adam'ın biri her gün, her saat, her dakika eliyle, eliyle
Türklerde Yazılı Ve Sözlü Kaynaklar
Yazabilmek önemli. Mesela Mısırlı papirüsü bulmuş; çünkü, Nil'de papirüs var. Papirüsün üzerine yazmış. Yine mesela Mezopo­tamya' da kil tabletler üzerine yazmışlar. Bu da çok değerli ve güzel bir teşebbüs ve insanlık adına çok önemlidir. Peki, Orta Asya'da ne yapıyor? Bunu taşa kazıyor. Çünkü eldeki malzeme budur. Öbürleri yok. Çin'de ise ipeğin üzerine yazmaya başlıyorlar ya da bambunun üzerine. Yani birilerine meramını anlatabilmek, sadece Türklerin değil, insanoğlunun derdi. Bir bakıma insanlarda entelektüel bir arayış var ve bunu bir madde kullanarak aktarması lazım. Maddeye aktaramazsa ne olur? İşte Türkler bunu sözel olarak yapmışlar. Türk destan ve efsanelerinin bu kadar zengin olmasının, Türk atasözleri­nin, deyişlerini, halk edebiyatının . . . Esas sebebi budur.
594 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.