Hadi ama, dostum. Biz genciz. Hatalar yaparız. Bazıları diğerlerinden daha kötü sonuçlar doğurur. Ama bu... kaçıp gideceğimiz anlamına gelmez. Bu olsa olsa... " Omuz silkti. "Daha fazla yanlarında olmamız gerektiği anlamına gelir. Daha çok çabalamamız. Daha iyi olmamız."
“Mizah gerek bize, kahkaha gerek. Eskiden daha çok gülerdim, herşeyi daha çok yapardım. Yazmak hariç. Artık yazıyorum, yazıyorum ve yazıyorum. Yaşlandıkça daha çok yazıyor, ölümle dans ediyorum. İyi bir gösteri.”
"Sizi daha iyi yapan biri," diye başladım. "Aşkta ve hayatta size ilham veren ve sizi cesaretlendiren, o olmasa görmezden geleceğiniz hayallerinize ve hedeflerinize doğru sizi iten; daha cesur, çok yönlü ve mutlu bir insan olmanıza yardımcı olmak için zamanını özveriyle feda eden biri. İşte bu kutsaldır," dedim ve sözümü bitirmeden önce yutkundum. "Ve böyle bir aşkı bırakamazsın."
“Alev saçlı, hemen ben yaşlarda bir kadındı. Çok iyi bir kadın. Ve akıllı. Kız kardeşim sebebiyle birkaç yıldır tanıyorduk birbirimizi. Ve işte bir gün, öyle kendiliğinden karar verdik evlenmeye. Onunla iyi, dingin bir yaşam süreceğime emindim. Çok güzel bir kadın değildi ve bu da olumlu birşeydi benim için. Çünkü kıskançlığın çılgınlığını yaşamıştım artık. 1932 yılında evlendik. Gerçekten de her şey düşlediğim gibi oldu.”
78 sayfa ama insanın içine bıraktığı yük o kadar ağır ki. Esprili bir dille anlatmamış olsa bir dram şeklinde yazsa belki de bu kadar ağır gelmezdi. 78 anı, bir insanın babasıyla daha fazla anısı olması gerekir ve hepsi de hüzünle bitiyor. Çocukların bunları yaşıyor olması, bu acılarla yoğruluyor olması oldukça kötü ama kitap çok iyi. Sanırım Fournier babasını affetmiş, umarım ben de yazarın babasını affedebilirim.
Kitap bağlanma türlerini çok iyi bir şekilde açıklıyor. Çünkü kitapta çok fazla günlük hayat örneği var. Bazen bu örnekleri bir test gibi kullanıyor. Bir olayı anlattıktan sonra oradaki kişinin bağlanma stilinin ne olduğunu okura soruyor ve bu olaydaki doğru ve yanlış kısımları sorgulamamızı sağlıyor.
Ancak kitabın çözüm önerileri kısmına geldiğimizde kaygılı bağlanan kişileri bir melek gibi kaçıngan bağlananları şeytan gibi gösterdiği düşüncesine sahip oldum. Kaçınganlara yeterince öneride bulunmayıp sürekli kaygılı bağlananların neler yapabileceği anlatılmış. Bu yüzden kaygılı bağlananlar için daha faydalı bir kitap gibi gözüküyor. Ancak kendi bağlanma türünü öğrenmek isteyen herkes için de faydalı.
Bu kitabı okuduktan sonra sizin ve çevrenizdekilerin anlamlandıramadığız bazı davranışlarını çok iyi anlayabilecek, büyük bir farkındalık kazanacaksınız.
BağlanmaAmir Levine · Aganta Kitap · 20182,812 okunma
yazarı sosyal medyadan çok az biliyordum arkadaşımın kitaplığında kitap ararken beğenmeyeceğimi bilerek belki iyi hissettirir diye aldım ama 2 sayfayı zor okudum :)) arkadaşına mesaj ile başından geçenleri anlatıyormuşçasına ve destek veriyormuşçasına edebiyattan yoksun bir dil kullanmış. evett herkes kitap yazmamalı ya yazıyorsa da en azından biz okumak için çaba sarf etmeyelim diyerek kitabı kapattım.
KARTAL PENÇESİ~ EBRULİ
Yazarı: Payell
Yayınevi: Parola
Sayfa Sayısı: 384
Merhaba. Bir askeri kurguyu daha okunmuş kitaplar bölümüne bırakabildik. Kartal ve Efruz ile başlayan yolculuk, Selin-Kılıç, Asude-Savaş ve Erva-Tamer daha nice çiftin eklenmesiyle geniş bir aile oluşturdu. Kun isimli keşişin hayatlarının ortasına girmesi ile Kartal ve Efruz
Yolu geçtiklerinde aniden,şimdi,burada yolun öbür tarafında kızının elini bırakma vakti gelip çattı. Smita kızına,”Sevinmelisin,” demeyi çok isterdi. “Senin hayatın benimki gibi olmayacak. Sen sağlıklı olacaksın,benim gibi öksürmeyeceksin,benimkinden daha iyi ve daha uzun bir hayatın olacak. Saygı göreceksin.Üzerinde bu iğrenç,asla çıkmayan lanet koku olmayacak.Sen saygın bir insan olacaksın.Kimse,köpeğin önüne atar gibi,yiyecek artıklarını atmayacak sana. Bir daha asla başını ne de bakışlarını yere eğmek zorunda kalacaksın…” Smita kızına bütün bunları söyleyebilmek isterdi.Ancak nasıl söyleyeceğini bilmiyordu. Kızına umutlarından,aklındaki çılgın hayallerden,karnında uçuşan kelebeklerden nasıl bahsedeceğindeni bilmiyordu. O yüzden Lalita’ya doğru eğilip sadece”Hadi git…” demekle yetindi.
1929 Ekonomik Bunalımı, Amerika'da başlamış ve tüm dünyaya yayılmıştır. Küçük toprak sahipleri, bankalar ve tüccarlar tarafından aldatılmakta, insanlar, kuraklık, yoksulluk, zorbalık veya açlık yüzünden evlerini terk etmektedir. Kitap da bu zorluklar yüzünden daha iyi bir yaşam için Oklahoma'dan kalkıp Kaliforniya'ya doğru yola çıkan Joad ailesinin öyküsünü anlatıyor. Hızlı bir sanayileşme süreci yaşayan Amerikan toplumunda, toprağa bağlı yaşamaya alışmış büyük bir ailenin değişim rüzgârları karşısında acımasızca savruluşunu ve tükenişini gözler önüne seriyor. Topraklarını terk etmek zorunda kalan insanların yollarda yaşadığı sıkıntıları, karınlarını doyurmak için günü birlik çok ucuza neredeyse karın tokluğuna çalışmak zorunda kaldıklarını okuyoruz. Kitabın sonu beni baya etkiledi.Etkisinden bir süre çıkamayacağınız dokunaklı bir kitap .
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202034,6bin okunma