Kime göre neye göre? Sorusunu hepimiz duymuşuzdur. Ve hatta modern zaman insanının ağzındaki sakız gibidir. Bu basit gibi gözüken soru gerçekten basit mi diye baktığımızda aslında öyle olmadığını söyleyebiliriz. Soruya büyütecimizi yaklaştırdığımızda aslında arka planda şöyle bir ön kabul vardır:Dünya üzerinde genel geçer bir doğru yok. Gerçekten öyle midir bugün doğru saydığımız yarın veya öbür gün yanlış kabul edilmeye mahkum mudur? Hakikat kavramı dediğimiz şey geçmişte mi kalmıştır? Dünya üzerinde başlangıç doğrusunun İngiltere'nin Greenwich kasabasından geçtiğini coğrafya kitaplarından okuruz. Bu doğru sayesinde yerel saat hesaplamaları yapar ve başka kolaylıklardan faydalanırız. Yani insanlar işlerini halledebilmek için sabit bir doğruya ihtiyaç duymuşlar. Peki ya tek atımlık hayatımızı hangi doğruya göre düzenleyeceğiz? Neye göre yaşayacağız,tercihlerimizi,davranışlarımızı neye göre belirleyeceğiz? Metnin en başına dönersek bu soruyu tekrardan soralım:Neye göre kime göre? Aslında bir cevabı var,Kur'an-ı Kerim ve Sünnet-i Seniyye'ye göre. Fakat heyhat modernleştiğini iddia eden aynı zamanda barbarlaştığı gün gibi ortada olan insan kendisini var edene sırtını çevirmiş. Yaratıcısına kendimi en iyi ben bilirim demiş. Fakat bu seçiminin sonuçlarını iki büyük dünya savaşıyla görmüş dünyanın bir çok yerinde yaşanan haksızlıklar ve zulümle tatmıştır.
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 7 days
#güdü Blythe'nin mutlu bir evliliği vardır ama bu mutlu evliliğinin tek eksik parçası bir bebektir. Mutlu çiftin gün gelir mutlu evlilikleri bir bebekle taçlanır. Ama Blythe'nin hayatında yolunda gitmeyen bir şeyler vardır. Kızı Violet ile çok istediği annelik duygusunu yaşamakta zorluk cekmektedir. Ne Violet anneyi kabul etmiştir ne de Blythe kızını.. Blythe annesi gibi olmak istemese de tüm çabasını bunun için harcasa da bir türlü başaramaz ve o duygusal bağı kızı ile kuramaz. Ve eşinden beklediği desteği göremeyen Blythe'nin hayatı ikinci bir çocuktan sonra daha da çekilmez bir hâl alır. Güdü her ne kadar gerilim kitabı olsa da duygusal yanı daha ağır basan ve sizi ilk sayfalarından içine çekip alan bir kitap. Öyle sayfalar var ki küçük bir kız çocuğu bunu yapmış olamaz diye düşünüyorsunuz. Çocuğa kızdığım kadar anneye de kızdığım yerler vardı elbet. Ama bir deve kuşu misali başını toprağa gömüp etrafında ne olup bittiğini görmeyen babaya da daha çok sinir oldum. Ben bu duyguları Kusursuz Çocuk kitabını okurken de hissetmiştim. Güdü'yü okurken de kendimi kusursuz çocuk kitabı sayfaları arasında buldum da diye bilirim. Ama bu kitap daha duygusal ve dram ağırlıklıydı. Üç kuşağın dramatik hikayesini anlatan bu kitabı ben severek okudum merak edenler ve elinde olanlar hiç bekletmesin derim. Okumada bana eşlik eden canım Rüya'ma sonsuz sevgiler İyi ki... @benimktp_dunyam
Güdü
GüdüAshley Audrain · Pegasus Yayınları · 031 okunma
Reklam
Doktorum, bütün bunların depresyon belirtileri olduğunu söylüyor. Ondan iyi bilirim depresyonu! Hayatım boyunca içinde yaşadım. Bu, depresyon değil. Çok zor geçen bir değişim sürecinin sancıları...
Benim sesim hep kısıktı.. Bir yerde korkup annesinin cebine giren kanguru yavruları gibiydim.. Çabuk üzerdi beni zaman, en çabuk ben yanardım ateşten, halen öyle.. Bir kez kendimi düşünürsem, başka şeylere üzülmüşlüğümü hayatımın bana yüklediği bir sorumluluk olarak bilirim.. İçime bir korku düşerse bunun rüyasını önceden görürüm, hissettiğim şeyler hayatımın merkezinde debelenir çünkü.. Tarih işte beni yakar da yıkar da ama her şey olacağına varıyor diyorum; onu öğrendim misal.. Üzüle üzüle de olsa bir adım ne geri çekilebiliyor insan ne bir adım yaklaşıyor.. Çözülüp düzelecek olan elbet düzeliyor, sizinle olan size geri geliyor.. Öyle halatla sımsıkı bağlıymış yahut pamuk ipliğiymiş bilmiyorum ben; tutunan bir şekilde tutunuyor size.. Samimiyetinizi, mücadelenizi bile iyi biliyor.. En azından ben biliyorum; bu halis.. Midemde çok fazla kirpi yürüyor, çok fazla yağmur yağdı, düze çıkmak değil amacım ben en dipte de birinin elini tutmaya alışır, onu orada severim.. İşte zaman ilerliyor bir aleyhte işleyen şey budur, bir de uzaklık var ve her şeyden öte, her şeyden daha zor, dokunamamak var ve özlemek; bunlar kalbimin zırhı oluyor.. Yine ben bir şeyler yazıyorum ve yine sabah oluyor.. Olmayacak sanmamıştım zaten..
Özkan Öngel
Özkan Öngel
CANIN ÜÇ PARÇASI: ZİHİN, İRADE, DUYGULAR
Canın üç parçası ve ruhun üç parçası vardır. Hem canın hem de ruhun üç parçasının neler olduğunu keşfetmemiz gerekir. Ayrıca yüreği de tanımlamalıyız. 1. Selanikliler 5:23, üç parçalı bir varlık olduğumuzu gösterir. Ruh, can ve beden. Ancak yürekten söz etmez. Yürek nedir ve içsel parçalarla ve saklı parçayla nasıl bir ilişki içinde
Sayfa 51 - Akarsu YayınlarıKitabı okudu
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
“Heybemde Biriken Yolculuk” Üzerine Değinmeler "Heybemde Biriken Yolculuk" Yazar Mustafa Işık'ın 2018’de okurlarıyla buluşturduğu deneme kitabı. İbrişim Kitap etiketiyle okurlarıyla buluşturulmuş. Yüz on iki sayfa hacmindeki kitap da otuz bir deneme yazısı yer almaktadır. Medeniyet ve inanç zemininde aşk, sevgi, okuma, şair, şiir
Heybemde Biriken Yolculuk
Heybemde Biriken YolculukMustafa Işık · İbrişim Kitap · 201814 okunma
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.