Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Üniversiteli delikanli kolejli kıza bir voleybol maçında rastladı.Okul salonundaydı maç Tribünsüz,minik bir salon.. Seyircilerle, oyuncular arasında, sahanın çizgisi vardı sadece.. O kadar yakındılar..Delikanlı, bu tatlı, bu güzel, bu dünyalar şirini kızı ilk defa göruyordu takımda.. Hoşlandıgını, fena halde hoşlandıgını hissetti. Az sonra
İSTANBUL’DA KAL (A) MIŞ (TIK) ÇOCUKTUK-FENERBAHÇE Çocukluktan gençliğe, yılları hezeyansı bir coşkuyla kovalarken, Şimdilerde yıllar kovalar oldu sırayla; gençlik sonrasında çok manidar bir şekilde… Kimi seçilmiş hayatların akrep ve yelkovanı, gece karanlığına odaklanmış; Sanki kimi çocukluklar; O köstekli bozuk saat… O ilk öpüşte, o sıcak
Reklam
Bunu çok sık söylerlerdi ona: genç görünüyorsunuz, gençsiniz. Meşakkatli gelecekleri haber veren manidar bir iltifat.
Yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
2010'da Balıkesir'de grizu patladı, 14 maden işçisi hayatını kaybetti, yandaş televizyonda yorum yapan badem, aynen şunları söyledi: Darbeci subaylar aralık ayında ifadeye çağrıldıklarında Bursa'da grizu patlamıştı, şimdi tutuklandılar, Balıkesir'de grizu patladı, zamanlama çok manidar değil mi?
Sayfa 41 - Doğan KitapKitabı okudu
Honore De Balzac (20 Mayıs 1799▪18 Ağustos 1850)
Fransa krallarından hiçbiri Balzac’a ya da atalarından birine bir soyluluk unvanı bahşetmemiş olmasına rağmen, sonraki kuşaklar, bu en önemli Fransız romancısının ismini, onun arzusuna riayet ederek Honoré de Balzac olarak kabul etmiştir; Honoré Balzac ya da Honoré Balssa olarak değil. Ne de olsa yoksul atalarının gerçek soyadı
Sayfa 15 - Can YayınlarıKitabı okuyacak
'Öngörülebilirlik,' bizim için 'mukadderat'ın yanında zayıf bir sözcük. Belirsizliğe tahammülümüz Batılı insanlara göre daha fazla. Bu yönüyle Doğu ve İslâm toplumlarının "Bu da geçer yâ Hû" anlayışında cisimleşen, keder ve ızdırabın uçuculuğunu imleyen, dünyanın yerleşmek için heveslenilecek bir yer olmadığını, dolayısıyla da onun derdiyle sermest olmamayı öğütleyen yaklaşımı çok manidar.
Sayfa 151Kitabı okudu
Reklam
Büyüklenmeci Olmayan Bir Özgüvenin Sahibi Olarak Said Nursi.. “Bir kaç defa ziyaretine gittik. Fakat hiç konuşmuyordu. Yatağı bir tahta ranzada idi. Duvara asılı bir torbada Kuran-ıKerim vardı. Başka bir kitap görünmüyordu. İlk gidişte bize çay yaptı ve verdi. Amma, kederli duruyor ve konuşmuyordu.“Nasıl yapalım da konuşturalım, bir mesele
Telâşın Mânidâr
Engin bir sigara yakıyor. Aslında karanlığa bakmaktadır. Tam bu sırada -onların- masasından bir kadın da Engin'e bakmaktadır. Bir gazetesi olduğunu söyleyen, her şeyi bir kenara bırakıp Engin'in gözlerinin içine bakan zât, bu kısa süren kritik ânı yakalıyor. Dudaklarının ince kıvrımlarla bükülüp, bir garip tebessüme kaymasını engellemiyor.
Sayfa 69 - Dergah Yayınları, HikâyeKitabı okudu
750 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.