Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Numan Esin'deki fikri dönüşüm:
Numan Esin, sosyalist gazetecilerden Müşerref Hekimoğlu ile ilişki kurmuş ve Madrid'de sürgünde iken, onun vasıtasıyla Yön'e yazı yazmıştı. Daha önce de onun sosyalistlerle ilişkilerini gözlemlemiş olan Türkçüler bu durum karşısında sessiz kalmamışlar ve gerekli uyarıyı yapmışlardı. İsmet Tümtürk'ün kaleme aldığı yazı, “14′ler, topyekûn, 14′ler pek çok kimsenin büyük ümitler bağladığı bir topluluktur." cümlesiyle başlıyor. Bu cümle Türkçülerin 14'lerden çok şey beklediğini gösterir. "14'lerin hepsi karakterce sağlam değildir... 14'ler arasında Türkeş'in karakteri sağlamdır.” ifadeleri, ümitlerin daha çok Türkeş'e bağlandığını göstermektedir. Numan Esin'in Yön'deki yazısını tahlil eden ve onun solcularla temaslarını anlatan yazı, "Bir fikir yolunda gitmek başka şey, şahsî dostluk ve ahbaplık başka şeydir. Türkçülük, karakteri icabı sert olmaya mecburdur. Gerekirse, Numan Esin'den bin kere daha mühim olan şahsiyetleri de fırlatıp atabilir... O artık bizim için mevcut değildir." cümleleriyle bitiyor (Millî Yol 22 Haziran 1962: 7-12). Bu yazıya rağmen Numan Esin 1965 seçimlerinde CKMP'den milletvekili adayı olacak ve 1967'ye kadar Türkeş'in Genel Başkan Yardımcılığı görevini yürütecektir. Daha sonra milliyetçilerle yollarını tamamen ayıracak ve 1974-1978 yılları arasında yönettiği Vatan gazetesinde sosyalist yayın yapacaktır.
Eskişehir Hapishanesinin Son Meyvesi OTUZBİRİNCİ LEM'ANIN İKİNCİ ŞUÂI بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ Onaltı sene evvel, Eskişehir Hapishanesinde, arkadaşlarımın tahliyeleriyle yalnız kaldığım bir vakitte şu Şuâ, gayet acele, pek noksan kalemimle, sıkıntılı, rahatsızlık bir zamanda te'lif edildiğinden bir derece intizamsız olmakla beraber, bugünlerde tashih ederken iman ve tevhid noktasında pek çok kıymetdar ve kuvvetli ve ehemmiyetli gördüm. Said Nursî ["Allahü Ehad" ism-i a'zamına dair yedinci nükte-i a'zam ve altı ism-i a'zamın altı nüktesinin yedincisi] İhtar Bu risale benim nazarımda çok mühimdir. Çünki, içinde çok mühim ve ince olan esrar-ı imaniye inkişaf ediyor. Bu risaleyi anlayarak okuyan adam imanını kurtarır inşâallah. Maatteessüf ben burada kimse ile görüşemediğimden, kendime tebyiz edip yazdıramadım. Bu risalenin kıymetini anlamak istersen, başta bulunan İkinci ve Üçüncü Meyve'yi ve âhirdeki hâtimeyi ve hâtimeden iki sahife evvelki mes'eleyi evvelce dikkatle okuduktan sonra tamamını teenni ile mütalaa eyle!.. * * * Şualar - 5
Envar NeşriyatKitabı okudu
Reklam
432 syf.
6/10 puan verdi
Seride 5. kitapmış :( Gerçekten serileri baştan okumak çok mühim mesele. Zira yazar çokça önceki kahramanlardan onların ilişkilerinden bahsederken her şey -biraz da dağınık kafa ile okuyunca- çorba oluyor. Çerez kitap diyemem, çünkü öyle su gibi akmadı, aşk romanı desem çok karakter çok olay girdi araya. Amerikanvari biraz boşluklar dolsun diye sohbet ve muhabbetlerin sokulduğu, tahminen kötü çeviri yapılmış, eh işte bir kitaptı. Not: Piper daha sevimsiz ve buz gib gösterilemezdi, çocuk karakter de harcanmış
Aşk Çok Yakında
Aşk Çok YakındaSusan Elizabeth Phillips · Pegasus Yayınları · 2014240 okunma
darulgaye
"Çok okumak değil marifet olan, doğru okumaktır mühim olan!" İnsanı, kalbi, anı...
Mottom budur!
Yalnız,mutsuz,bazen somurtkan ya da yabancılaşmış olmak bu çağın samimiyetsiz ilişkilerine alet olmaktan,emeksiz icraatlerinin içinde bulunmaktan,kılıksız karakterlerle muhatap olmaktan ve -mış gibi yapmaktan iyidir;evvela dürüst kalmak mühim,en çok da kendimize.
Avrupa’nın Yunan Tutkusu (Hellénophilie)
19. yüzyıla gelindiği zaman beşeriyetin ve Avrupa’nın kafasında şu fikir vardı: “Biz ancak ve ancak eski Yunanla var olmuşuz.” Hatta 18. yüzyılda bu daha da abartılıyordu: “Ne ki Yunanistan’da vardır ondan sonra hepsi boştur (pseudo), tekrarlamadır.Biz yalnızca Helenizm’le var olan modern insanlığız.” Bu, bir Helenizm cereyanıdır ve çok kuvvetli bir akımdır. Bu yüzden Yunan ayaklanması sırasında, Lord Byron başta olmak üzere, oldukça seçkin münevverler gidip Türk cephesine karşı savaşırken ya hastalandılar ya da muharebede öldüler. Bunlar, Yunanistan için ölmüşlerdir.Mesela Lord Byron Türkleri de seviyor, takdir ediyordu, fakat bu onun için mühim değildi; ona göre, hürriyet idealinin yaşaması için Helenlerin Türklerden kurtulması lazımdı. Kendisi bu yolda hayatını ortaya koymuş, hem de Londra’daki parlak hayatı bırakıp, genç yaşta Yunanistan’ın bataklıklarında hastalanarak ölmüştür.Yunanistan’ın ilk başkenti Nauplion’da kiliseye çevrilen bir caminin duvarlarında Yunanistan için gelip muharebede ölen Avrupalıların isimlerini görebilirsiniz. Etkisi bugün dahi süren bir Yunan hayranlığı Avrupa’da makes bulmuştur.
Reklam
NEZAKET-İ KELAMA DAİR
Mühim bir laf vardır: "Hangi mefhumu sonuna kadar götürürsen, kendi zıddına döner!" derler... Bu mühim ve biraz çetrefil lafı ikinci, üçüncü bir cümleyle izah edecek yerde, bir iki misalle anlatıvermeyi ve böylelikle bugün de bir fıkracık çıkarıvermeyi münasip buldum... Mesela, nezaket iyi şeydir, değil mi? Hele kelamda nezakete
Sayfa 145 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
232 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
Edebiyatımıza ilk kez işçi sorunlarını ele alan kitaplardan biri. Toplumcu gerçekçi romanın tarihinde yeri mühim bir eser. Ne mi anlatıyor? Seri üretim Avrupa kumaşlarına karşı mücadele edemeyen köylünün ezilmesini. İşçi-isveren ikileminin tüccar(güçlü)- zayıf (köylü) ikilemesine ve hatta Sünni-alevî çatışmasına döndürülmüş ve kavga bir büyük isyana dönüşmüş. Kendilerini peygamber ilan eden iki kadın Hz. Ali'nin türbesinin evlerinde belirdiğini söyleyip köyü,civarı etki altına alırlar. Şahsi çıkarları için köylüyü kullanan Sıddıkzâde'ye karşı durmaları ve geleneksel tiftikten kumaş dokumayı ön planda tutmak için direnmeleri, dahası Bolu-Kastamonu hattında büyük bir isyan başlatılsa da kadınlardan birinin geçmişi ve hırsları yakalarını bırakmaz ve kaybederler. Devletin ezici gücü isyanı sert bir şekilde bastırır isyancıları cezalandırır. Yapılan kötülükler yapanın yanına kalır, devlet güçlüden yanadır imajı verilir, dokuma tezgahları Avrupa kumaşlarıyla baş edemez, kaybeden halk olur. Toplumcu gerçekçi roman furyasında konunun benzerleri de daha kusursuz yazılanları da çok elbette ama öncelik etkisiyle ne zamandır merak ediyordum, ilgisini çekene tavsiyedir.
Çıkrıklar Durunca
Çıkrıklar DuruncaSadri Ertem · İthaki Yayınları · 2021530 okunma
bu yükü sen mi sırtladın, yoksa üzerine mi devrildi? burası çok mühim.
Reklam
296 syf.
9/10 puan verdi
Mutlaka okunmalı ve Gafletten uyanmalı
İlkin Mustafa Merter beyefendi hakkında bilgi edinmek isteyen okurun ,gerekli araştırmaları yapabileceğini düşünerek, direkt kitap ile ilgili kanaatlerimi ifade etmek isterim. Evvela bu kitabın yazım aşamasındaki sıkıntılar ve hali hazırda satışıyla ilgili olası spekülasyonlar açısından da önemine işaret etmek isterim. Zira muhakkak birilerinin
Hekaton'la Son Tango
Hekaton'la Son TangoMustafa Merter · Ketebe Yayınları · 202365 okunma
Kimsenin fark etmediği yeşil taç yapraklı bir çiçek verdi bana Rabbim.Belki de en farklı çiçeklerden biri ama göremeyen gözler onu ot sanıyor. İnsan da böyle işte nasıl baktığın çok mühim,yeşil taç yapraklı çiçeğim benim.
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitaplık Duvar İncelemeler Alıntılar İletiler Hedefler Yorumlar İncelemelerde Ara
Fareler ve İnsanlar
Fareler ve İnsanlarJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 2023171,8bin okunma
Almanya'da Müslümanların bilimler tarihindeki yerini bilen insanlar Türkiye'de bilenlerden sayıca fazla. Alman bir felsefeci Hanım Sigrid Hunke, Batı'nın Üzerine Doğan Allah'ın Güneşi kitabının sahibi, okudunuz mu, bilmiyorum? Kendisi oryantalist olmama­sına rağmen bu çok akıllı kadın oryantalistlerin müspet tespitle­rine dayanarak çok mühim bir kitap yazdı.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.