Bir evliliğin başlaması için pek çok iyi ya da kötü neden olabilir. Ama hiçbiri, tecavüz kadar tuhaf bir başlangıç yaratamaz. Hele kız çocuğunun genital bölgesini, mikroplardan korumak işlevinde olan bir zarın kaybının, bir insanın yaşamını değiştirmesi kadar akıl dışı bir şeye zor rastlanır. Bu, evine girerken camı kıran hırsıza evin tapusunu vermek ve gönüllü hizmetçisi olmayı teklif etmek kadar mantığın iflasına işaret eder. Evlilik öncesi taraflar birbirini araştırır ve kötü bir özellik gördüğünde de bu evlilikten vazgeçer. Peki birinin tecavüzcü olduğunu bile bile evlenmenin amacı nedir? Bir barbarın tecavüzlerine evlilik içinde rahat rahat devam etmesi mi?
Diyelim ki şişmiş gözleri mosmor bir kadına soruyorsunuz: "Peki, neden seçtin kocanı?" O da şöyle bir cevap veriyor: "Çünkü o, bir tecavüzcü." Eğer bu söz saçmaysa, kızları tecavüzcüleri ile evlendirme anlayışı da bir o kadar saçma ve ahlaksızca. Bir zar değil ki kadın, bir birey ve değerini altı üstü bir zar belirleyemez. Öyle olsaydı, soğan kat kat zarlarıyla en değerli şey olurdu.
Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde.
Yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu.
Otoban dolusu gürültüyü sıkıştırılıp beynime ;
"Anne," dedim, "Hadi çay koy da içelim.."
adın 3 kere geçti saçma sapan bir filmde yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu; otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime anne dedim "hadi çay koy da içelim"
Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde.
Yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu.
Otoban dolusu gürültüyü sıkıştırılıp beynime ;
"Anne," dedim, "Hadi çay koy da içelim.."
"Anlattıklarımın hepsi saçma şeyler, Momo." Sonra kederli bir sesle ekledi: "Görüyorsun ya, yine çok içtim. Kabul ediyorum, son zamanlarda çok fazla içiyorum. Yaptığımız işe başka türlü dayanamam. Dürüst bir duvar ustasının vicdanı sızlar. Harcın içine haddinden fazla kum katmak ne demektir, bilir misin? Böyle bir bina dört beş yıl dayanır. Sonra biri öksürse, yıkılıverir. Hepsi aldatmaca, haince aldatmaca, hile! En kötüsü bu da değil, yaptığımız evler! Bunlar aslında ev bile değil. Bunlar, bunlar ruh ambarları bunlar! İnsanın midesi bulanır! Amaaan, bana ne bundan canım? Ben paramı alıyorum ya, ona bakarım! Evet, devir değişiyor! Evvelce başka türlüydüm. Yaptığım işle gurur duyardım.
"Hele bakılmaya değer bir şey yaptığımızda. Ama şimdi... Bir gün yeterince param olduğunda, zaten bu mesleği bırakıp başka işler yapacağım."
...başkalarının da -okulumda, bu şehirde ya da dünyanın bir ucunda- saçma ve önemli şeyler yüzünden sorun yaşadıklarına emindim ama birbirlerine çok yakın olanlar bunu aşmanın yolunu bulurdu.
Makedonya, yaşlılardan dinlediğimiz, çocukluğumuzdan bildiğimiz Makedonya değil! O Makedonya Makedonyalılarındı! Hıristiyanı, Müslümanı, Rumu, Bulgarı, Sırpı, Arnavutu, Osmanlısı Makedonyalıyım demeyi birbirine çok görmezdi. Şimdi bu din ayrılığı çekişmesi, ulusçuluk kavgaları çıktı çıkalı Makedonya'da hava karardı, dostluk, kardeşlik, komşuluk hatırı kalktı, herkes birbirine girdi.
Bulgar Rumu, Rum Bulgarı, Sırp Arnavutu, sonunda hepsi bir olup Türk'ü Müslümanı vuruyor, öldürüyor. Sonu ne bunun? Neye, niçin?
Saçma bir kavga bu! Yanlış bir anlayış. Herkesin anasından babasından öğrendiği dille konuşmasını, türkü söylemesini anlarım, ama kendi diliyle konuşmayanı düşman bilmesini anlamam!
...
Adın üç kere geçti saçma sapan bir filmde
Yalnız olsam çok ağlardım ama annem bakıyordu
Otoban dolusu gürültüyü sıkıştırıp beynime
Anne dedim,
hadi bir çay koy da içelim.