Yanımda ne annem ne de babam vardı. Ölmüş olsalardı keşke... Hiç olmazsa mezarlarına gider, çiçek koyar, senin yaptığın gibi içimden konuşurdum onlarla... Sen sağlıklısın Cem. En azından annenle babanla ilişkin... Onları eski şarkılar gibi hüzünle hatırlıyorsun. Sahaflarda bolca bulunan sepya fotoğraflara bakar gibi belli bir mesafeyle... Benim için öyle olmadı. Önce birbirlerini terk ettiler, sonra beni. Babamdan nefret etmiştim evet ama bunu sadece kendi adıma yapmamıştım. Annemin adına da nefret etmiştim. Silik ve sessiz, korkak ve güçsüz bir kadın olan anneme o kadar çok acımıştım ki... Yatakhanede gözümü ranzanın demirine dikip saatlerce nefret ederdim babamdan. Annem için ağlardım. Ama ne oldu? Ben yatılı okulun karavana kuyruklarında beklerken, sevgili annem beni bir an bile düşünmedi. Nasıl olsa ben güçlü bir kızdım. Akıllıydım, çalışkandım, gözü pektim, cesurdum. Bu yüzden kolayca hayatımdan çıkıp gittiler. Başka gezegenlere yerleşip başka hayatlar kurdular. Kendilerine başka çocuklar yaptılar. Hızla... Arkalarından kovalayan varmış gibi...