Her biri dizi karakteri olabilecek bir görünüme sahip olan hücreleriniz, vücudunuzdaki en küçük, temel canlı birimidir. Örneğin; sürekli gurur duyduğunuz beyniniz, yaklaşık 80 milyar tane sinir hücresinin bir araya gelerek meydana getirdiği bir yapıdır. Yine bir başka övünç kaynağı olan, yerlere ve göklere sığdıramadığınız kalbiniz ise yaklaşık 2-3 milyar kalp hücresinin bir araya gelmesiyle oluşur. Yani elinizde birbirine çok benzeyen 2-3 milyar yapboz parçası olduğunu düşünün. Parçaların her biri tek başına bir şey ifade etmese de bu yapboz parçacıklarını bir araya getirmeyi başardığınızda, kalp denilen ve bir saatte vücudunuza yaklaşık on beş damacana kan (300 litre) pompalayan bir organ elde edebiliyorsunuz.
"Kitap okurken, acılarını sadeleştirmeden yazanlara tesadüf ettiğim zaman şunu idrak ediyorum en çok: Böylesine yoğun bir acıyla muhatap olan sadece biziz sanıyoruz, ama çok şükür sandığımız kadar yalnız değiliz."
Kötü ayrılmış olabiliriz, şu an konuşmuyor olabilir ve bundan sonra hiçbir zaman konuşmayacak da olabiliriz. Lâkin bu, asla benim sana olan sevgimin bittiği veya biteceği anlamına gelmez!
Ben seni hâlen çok seviyorum.. Hâlen çok ve hâlen daha deliler gibi..❣️
Her ne kadar her an ve her dakika düşünsem de, konuşmadığımız için soramıyorum;
inşallah sağlığın yerindedir.. inşallah iyisindir..
ve inşallah mutlusundur..
Dilerim en kısa zamanda atanırsın ve her şey gönlünce olur. Ve yine dilerim ki, sen de bundan sonra bir ömür boyu mutlu olursun.. ❣️🤗
Bugün seninle tanışma yıl dönümümüz. ☺️
Seni yaratana binlerce kez şükür, seni doğurana da binlerce kez teşekkür ediyorum. 🙏🏿☺️
Şu ana kadar aldığın ve bundan sonra da alacağın sağlıklı her bir nefes için, yaratana ayrıca sonsuz şükürler olsun. 🤲🏿☺️
Rabbim iyi ki yaratmış, annen iyi ki doğurmuş ve yine rabbim iyi ki seni benim karşıma çıkarmış.. ☺️
Dilerim kalbin kadar güzel bir hayatın olur.. Ve yine dilerim rabbim, karşına kalbin kadar güzel insanları çıkarır.. İyi ki varsın Prenses❣️🤗
Tuhaf Bir Kadın da Leyla Erbil ve arkadaşını, yazar kahvesi abazalarına karşı savunusunun anlatılışıyla yüreğimin üst sıralarımdaki yerini muhkemleştirmiştir. 2018 sonrası da dar, yaşamın umrunda olmasa da küskün, dönüşünü muntazam sürdüren dünyaya kırgın zamanlar (hatta artık zamana kırılmaya başladım galiba) yaşadım da; sevinci bulmak için tekrar (2020 başında sevinci bulmuşken okuduğum
Kayıp Aranıyor müstesna) okumadım Sait Faik’i. Onun gibisini de bulamadım zaten. Serseriliğin piri şâd etmek için ruhunu, yazmasam da okuyarak, mirasını sahipleniyorum. (Saati yine ebesinin örekesi yaptım, çok şükür)
Daha önceden de Sait Faik öyküleri okumuştum, ama kendimi ‘tutkulu okur’ olarak görmeye başladığım son altı yıl içerisinde, Sait Faik ile tanışmam 2-3 yıl öncesine rastlıyor. Tiyatro delisi bir sevgilim vardı ve hala Ankara Devlet Tiyatroları’nda sahnelenen “Meraklısı İçin Öyle Bir Hikaye” oyununa bilet almış ama yoğunluğundan dolayı gidemeyip
“Bir şeyleri bulabilmek için önce yolumu kaybetmem lazımdı.”
“Mezarda ilk gece yaşanacaklar” insanı ölüm gerçeğiyle yüzleştiren ,uyandıran bir eser.
Emre Beylice adında bir gencin uyanışını ,dünya ile ahiret arasında kendi özünü buluşunu konu alıyor tabir caizse. Her şey kız kardeşi İnci ve annesinin trafik kazasıyla geçirmesiyle başlar.
İnci
ahir zaman ümmetiyiz.. imtihanlar çok sabır az.. nimetler bol şükür az.. imkanlar çok fakat imkanları değerlendirenler yok.. zamanlar bereketsiz.. günahlar çok... Rabbim ahir zaman fitnesinden sana sığınırım sen bizleri muhafaza eyle..
Mayıs'ı bekle gönül,
Çalkantı olacak, çırpınacaksın.
Darmadağınık dünyada,
Bir akıllı adam bulacaksın.
Kimse senin ne olduğunu bilmeden,
Herkes senin herkesin ruhundan haberdar olduğunu sanarak....
Mayıs'ı bekle gönül,