İşte bu! “Yaşamın özü, amaçsızca ve belirsizce süregitmesidir.”
Spinoza’yı bir gün örümcek ağlarına sinekler atıp, nasıl hayatları için ölümüne mücadele ettiklerini seyrederek çocuk gibi kahkahalarla gülerken yakaladım... Bu anekdot, Spinoza adlı, 17. yüzyılın “dönek Yahudi”, “lanetli” filozofunun portresinin ana çizgilerini gözlerimiz önünde kurmaktadır: Hayat, her şeyin varlığını sürdürmek için belirsizce ve sonsuzca harcanan bir çabanın (conatus adını verir bu çabaya) süregidişidir... Yani sonsuzca bir akış... Tschirnhaus’un bahsettiği çocukluğu bu düşünürün inanılmaz güçteki düşüncesinin temel unsuru haline getiren işte bu özelliği, yani doğada mutlak bir masumiyeti varsaymasıydı. Bize belki bir “zalimlik” belirtisi olarak görünebilecek bu anekdot, Ethica yazarının asırlar öncesinden bize gönderdiği bir mesajdır aslında: Yaşam hiçbir surette “iyilik” ve “kötülük” terimleriyle sorgulanamaz. Hayat sürer... Yaşamın özü, amaçsızca ve belirsizce süregitmesidir.
Bireysel doğa kurgusunun içerdiği hakikat, bizim için iyi olan hayatı seçmediğimiz; onu bulduğumuzdur. Kendi ver­diğimize inandığımız kararların sonucu bile olsalar, yaşadık­larımız bizim tarafımızdan belirlenmez. İyi hayat, yaşamayı istediğimiz değil, yaşarken hoşnut olduğumuz hayattır. Bu yaklaşım bir bakıma, Spinoza'nın conatus kavramının ve içimizdeki yolu takip etmemiz gerektiğini söyleyen Taocu inancın metafizikten arındırılmış halidir.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
Her şey, var olma gücü uyarınca, varlığını sürdürmeye gayret eder. (conatus)
Arzu- Spinoza
Öte yandan , arzu olmadan ne bilgi ne akıl ne de ahlak var olabilir. Her şeyden önce bilgi gerçeğe, akıl tutarlılığa , ahlak iyi bir hayata duyulan arzudur. Bu yüzden Spinoza arzuyu , 'varlığını sürdürme çabası ' anlamına gelen CONATUS terimiyle ifade eder.
Gerçekte "iştah" arzu kavramıyla, bu kavram da Spinoza öğretisinde merkezî bir yeri olan conatus, yani "var-kalma çabası" kavramıyla derinden ilişkilidir. Spinoza'ya göre her sonlu varlık-yani çevremizde gördüğümüz irili ufaklı her şey- bir "tarz"dır. Spinoza bu şeylere kendi sisteminde modus der. Latince modus, çevresindeki diğer şeyleri etkileme ve onlardan etkilenmeye elverişli olmaklık, bu etkilere göre değişim gösterebilir olmaklık anlamında kullanılır. Biraz dikkatle düşünürseniz, evrendeki her şeyin (yani her modusun) diğer her şeyle etkileştiğini, o şeyleri etkileyip yine o şeylerden şöyle ya da böyle etkilendiğini fark edersiniz.
Spinoza, Ethica'nın üçüncü bölümünde, günlük yaşamımızda bizi hiç yalnız bırakmayan neredeyse tüm duyguları tek tek inceler. Bu incelemeyi yapmadan önce de vurgular: Duyguları, Doğa/Tanrı'daki zorunlu nedensellikle etkileşmenin sıradan sonuçları olarak ele alacak, herhangi bir duygu için sanki bu dünyanın doğal üretimi değilmiş gibi
Sayfa 123 - Upuygun Fikirlerle Sevinçlenmek
Reklam
144 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.