Aslında şu bizim çocuk Holden Caulfield , sorunları olan 17 yaşında iyi kalpli , savunmasız bir çocuk..kız kardeşi Allie nin ölümünden sarsılmış,varlıklı bir aileden gelen, cebinde yeterli mangırı olan, okumayı seven, sinemadan nefret eden, şahsına münhasır, mesela arada bir ( sarhoşken falan) karnından kurşun ile yaralanmış numarası yapan, central parkta yapay göldeki ördeklerin kışın nerede yaşadıklarını ısrarla merak edip onlar için üzülen, aslında insanlar için hep üzülen, kendi ölümünü bile matrak bir dille hayal eden, palavra sıkmayı seven , arada ağzı da bozulan, bazen çenesi çok düşen, kızlara hiç dayanamayan, her şeyi dalagaya almaya çalışan, alayına isyan eden, her şeyden şikayet edebilen, çoğu insanı gösterişçi ve sahtekar bulan, ailesini çok seven , özellikle kardeşi Phoebe’ye hiç dayanamayan, uzun çelimsiz, ara ara intihar düşüncesini bile aklından geçiren ... Ah şu Holden Caulfield!
Yıllar önce çok satan bu kitabı okuyup, hiç sevmemiştim. Bir daha okuyayım dedim, belki farklı hissederim diye.. ilk sayfalarda yine hoşlanmadım kitaptan , ama ilerledikçe Hikayeyi kendi ağzından anlatan Holden’a merhamet duymaya başladım, sonra empati, sonra sevgi.. iyi ki bir daha okumuşum da fikrim değişti kitap hakkında...yazarın diğer kitaplarını da okurum artık ..