Öncelikle hiçbir kitap üzerine inceleme yazmayıp Beyza Alkoç'un kitabına yazarak başlamamın sebebi çoğu kişiyi böyle bir zaman kaybından kurtarmak. Uzun zamandır düşünüyordum ama şimdiye nasipmiş. Bu kitabı okumanın insana bir şeyler katmasından ziyade sizden bir şeyler çalacağı yönünde fikrim. Beyza Alkoç kitaplarında kadının erkek olmadan yaşayamayacağı, ona muhtaçmış gibi davranması ve ne tesadüf ki her kitabında ana karakterin sanki başına gelen her şeyin sorumlusu ailesiymiş gibi davranması, okuyanları -okuyanların ergenlik döneminde olmasının da etkisi olduğunu düşünüyorum - ailesinden soğutması hiç iç açıcı bir durum değil. İçinizin kararacağı, her olaydan kendinize üzülecek bir şeyler çıkarma çabasına gireceğiniz bir kitap.
Üzerimizde yeterince dert ve stres varken bu kitabı okuyarak bu karakterlere üzülmek, pek mantıklı değil açıkçası. Kitapta İzmir'in anne ve babasının kaçırılmasından da bahsediliyor ancak nasıl geri bulundular, kim kaçırdı ne oldu ne bitti anlamadığım ve kitapta çok büyük bir boşluğa sebep olan bir kısım. Evet akıcı bir dili var. Ancak ne kadar akıyor olursa olsun aktığı yol, yol değil. Kendimizi her yönden geliştirebileceğimiz çok kitap var. Hele ki zamanımız bu kadar kıymetli iken bunları okuyup da kafamızı bulandırmaya hiç gerek yok. Akıllıca kitaplar seçip okumamız dileğiyle Allah'a emanet olun.