Sabahattin Ali ve biricik eşi Aliye Ali arasında 13 yıl boyunca süren bir mektuplaşma süreci, buram buram aşk kokan bir kitap. Sabahattin Ali Aliye'yi çok içten çok güzel, onu her bir zerresinde hissederek seviyor.
İlk sayfaları utangaç taze bir aşığın mektupları iken kitabın ortalarına doğru kendinden emin, sevdiğini belli eden, onun tek bir kelimesine muhtaç bir aşığın mektuplarına dönüyor. Evlendikten sonra ise tam bir aile babası oluyor Sabahattin Ali, onların üzerine titriyor, kızı Filiz ve eşi Aliye onun için belki de dünyadakı tek önemli canlılar oluyor.
Kitabı okurken "Tamam işte, aşk bu!" diyorsunuz. Gerçekten o saf o masum aşk o kadar güzel işleniyor ki içinize kitap bir çırpıda okutuyor kendini. Sabahattin Ali'nin el değmemiş çiçekler gibi masum olan aşkını büyük bir huzurla, mutlulukla okuyorsunuz.
Bu yüzden kitabı okumayı düşünen herkesin bir an önce okuması gerektiğini düşünüyorum çünkü böyle saf bir aşka rastlamak çok zordur. Keyifli okumalar dilerim.