294 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
“Zalim Esed’e ölüm! Yaşasın özgür ordu!”
İnceleme yazmayı pek düşünmüyordum, okumak istediğim eserlerin incelemelerini de okumam çünkü bir esere başlarken olumlu ya da olumsuz bir önyargıyla değilde, kendi zihin berraklığımla objektif olarak başlamak isterim. Ama bu eser hakkında bir şeyler yazmak içimden geldi. Kitap, Suriye’de halkın Esed rejimine başkaldırmasını, özgürlükleri için her şeyi göze alan mücahidleri, savaşın en acımasız yanlarını ve o anlara kendi bizzat tanık olan gazeteci yazarın gözünden aktarılıyor. Dili çok akıcı, olay örgüsü çok iyi işlenmiş. Beni en etkileyen yanlarından biri de hayatı, hayalleri, aşkları, umutları yok olan,bombalar arasında ölümü ensesinde hissederek yaşayan, çocukları gözleri önünde ölüme yürüyen anneleri, kamplarda yaşama tutunmaya çalışan insanları, yazarın kendi gözünden yaşadıklarını aktarması oldu. Rejimin baskısı, saldırıları yetmiyormuş gibi Suriye topraklarında etkisini göstermeye başlayan İŞİD militanlarına da karşı dik duran gözü kara mücahidlere, davalarına sahip çıkışlarına, Allah’a olan teslimiyetlerine hayran olmamak elde değil. Bir toplumun genelini yargılamayı doğru bulmamakla beraber ülkemizdeki bazı tepkilere istinaden, savaş uzaktan görüldüğü kadar kolay değil, bu kitaptan sonra daha da iyi anladım. İnsan yaşamadığı acıyı anlayamaz. Dünyada yaşanan bütün acıların ahirette karşılığının olduğunu bilmenin ümidi ve bir nebze de olsa teskiniyle iyi okumalar dilerim.
Cuma Günü Uçmayan Kuş
Cuma Günü Uçmayan KuşSamet Doğan · Profil Yayıncılık · 2017384 okunma
Şu anda dünyanın dört bir yanında kimileri ağlıyor, kimileri kahkahalar atıyor olmalıydı. Ne tuhaf şey! Burada silah sesleri arasında yükselen feryatlar, ölüm çığlıkları kimin umrundaydı? Dünyada bildiğim tek gerçek, kimsenin bir başkasının acısını hissetmediği ve hatta umursamadığıydı. Şairin dediği gibi "İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır"dı.
Reklam
İç sesim :)))
“Nasıl bir dünya lan burası? Neredeyiz, ne yapıyoruz, kafayı mı yedik?”
Suriye Mücadelesi
Şu yaşadıklarımız, bu çılgın adamların devrim çabası unutulup gidecekti şüphesiz. Tarih kitaplarında bu küçük ayrıntılar anlatılmayacaktı, belki savaşın sonuçları veya orta Doğu’ya etkisi işlenip geçilecekti. Şu kadar insan öldü, şu kadarı sakat kaldı ve şu kadarı da ülkesini terk etti. Ebu Ali’nin küçük dünyasını ve büyük mücadelesini kimseler bilmeyecekti.
terk edilmişliği hazmedemedim. gururumu ezip geçen o yüzün hatırasını uzunca bir zaman silmeye çalışmıştım. kim bilir şimdi ne yapıyordur diye aklımdan geçiyordu hâlâ. belki uyuyordur, belki de uyanmak üzeredir, üzerinde tatlı bir uyku mahmurluğu vardır... beni esiri eden o yüzü hatırlamakta güçlük çekmek de zamanın acımasız yanıydı. yine de eskiyordu işte yüzü. yerini başka bir yüze bırakarak.
Sayfa 66
Yazgımız mı bizi bulur yoksa biz mi tercihlerimizle yazgımızı buluruz? Yazgımızla birbirimize kavuştuktan sonra mı başlar hayat? Bunun ayrımına hiç varamadım, sanırım varamayacağım da.
Reklam
Şu anda dünyanın dört bir yanında kimileri ağlıyor, kimileri kahkahalar atıyor olmalıydı. Ne tuhaf şey! Burada silah sesleri arasında yükselen feryatlar, ölüm çığlıkları kimin umurundaydı? Dünyada bildiğim tek gerçek, kimsenin bir başkasının acısını hissetmediği ve hatta umursamadığıydı. Şairin dediği gibi, "İnsanlar hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır"dı.
Sayfa 148 - Profil Kitap
Savaşmak var olanı korumaktan ve yaşamı devam ettirmeyi sağlamaktan daha kolaydı.
Baş Döndüren Bu Ahengin Kimse Farkında Değildi
Kendiliğinden bir ahenk içerisindeydik. Başka amaçlar,başka kaygılar, başka korkularla yaşamın aynı karesinden geçip gidiyorduk. Baş döndüren bu ahengin kimse farkında değildi. Yaşam küçük ayrıntılarda gizliydi.
"İnsan ölüyordu, insan öldürüyordu."
Sayfa 169 - Profil Kitap
535 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.