Doğum günüm yaklaşıyordu 25 yaşıma girecektim arka odanın penceresi önünde şehre gecenin çöküşünü izlerken bir iç muhasebe yaptım kendimle .bir tür hasar tespiti .zannettiğimin aksine bu zamana kadar hayatı ve kendimi hiç tanımadığımı farkettim .bu yılın en büyük farkındalığı buydu benim için .son bir yılda yaşadıklarımın bana çok şey öğrettiği şüphe götürmez bir gerçekti benim için . Benim için hayat tıpkı objeye odaklanamayan arızalı fotoğraf makinesinin vizöründen göründüğü gibi olmuştu hep .renkler belirgin olmasına rağmen objeler net değildi. bulanıktı. çerçevenin içerisindeki insanlardan ve şeylerden hangisi net görmem gerektiğini bir türlü seçemiyor ve böylelikle sürekli bocalıyordum. şimdi her şeyi net görebiliyordum :kar yağıyor gece oluyor bugün ağrıyor yeni bir gün başlıyordu bütün kalbimle hissediyordum
“Ben günahkâr bir insanım, hemen ölemem!”
Kafasını içeri çekip yüzüme bakıp güldü ve “Ben de günahkârım ama ölümün bunu umursadığından emin değilim” dedi aşağılar bir ifadeyle.