Bu Cuma, namazı kıldırmaya genç bir İmam geldi. Müftülüğün yanındaki camii olduğundan mıdır, eğitim, izleme gibi faaliyetlerden midir bilmiyorum tâbi..
Genç hutbeye çıktığından kitap okuyan birisi olduğu o kadar belliydi ki. Vurgu ve tonlamaları, sesindeki samimiyet, diksiyon; hutbenin de hakkını yemeyerek istifadeliydi. Herkes pür dikkat genci dinliyor, eline telefon alanı görmedim. Herkes şok içinde kala kaldı.
Hutbe bitti geçti namazı kıldırmaya. Hayda yine yanık ve samimi bir sesle okumaya başladı. Yine vurgu ve tonlamaları, nağme yapması; Türk musikisi ile kıraat arasındaki yakınlığı ,biraz aşina olan yakalar.
Neyse ki genç selâm verdi. Hanım kardeşler buradan sonrasını pek bilmez. Hoca cuma farzında selâm verince camideki bir kısım cemaat son sünneti kılmadan yangından kaçar gibi çıkmaya çalışır camiden. (bunu yargılamak maksadıyla söylemiyorum)
Bu kez ve hayatımda ilk kez kimsenin çıkmadığına şahit oldum. Herkes tahiyyata mıhlanmış üstündeki şoku atlatmaya çalışıyordu.