-Rio, kendimi bazen çok garip hissediyorum. Hatırlar mısın? Eskiden okuduğumuz bir yazar vardı: Jacques Rigaut. Ne diyordu biliyor musun bir cümlesinde? “Bazen elimi yüzüme götürdüğümde bir burun, göz, ağız bulamamaktan korkuyorum.” İşte böyle söylüyordu kitabında. O zamanlar benim için hiçbir şey ifade etmiyordu bu cümle. Ama şimdi bazen ben de korkuyorum yüzümü bulamamaktan. Hayatta sadece seni tanıyormuşum gibi geliyor. Sadece Rio’yu. Bazen başka hiçbir şey bilmediğimi düşünüyorum. Aşık olduğum insandan başka hiçbir şey bilmediğimi düşünüyorum bazen. Bu duygudan çok korkuyorum. Hem de çok.
"Beni hiç tanımamış olan sana" bu cümle
kitabı özetliyor. Kitabı yeni alıp bitirdim. Gerçekten mükemmel bir kitap her cümlede aklımda canlandı kadının yaşadıkları, hayatı. Karşılıksız aşk çok zor ve Zweig bunu çok iyi özetlemiş. Ama ne kadarı aşk tartışılır. Bazılarına göre takıntı bazılarına göre aşk..
(spoiler)
Kadını mektubu yazarken hayal ettim ölü çocuğunun yanında, nasıl hissettiğini hissettim iliklerime kadar, o çaresizliği.. ve kendini tekrar ve tekrar o adama vermesini.. ama adamın onu hiç tanımamasına ve Johannın hemen onu bilmesine çok üzüldüm. Kadın ne ümitle belki tanır diye yaptığı konuşmayı hayal ettim gerçekten çaresizlikten başka bişey değil.
(Acaba gerçekten böyle insanlar var mı diye düşündürdü)
Bence okumak isteyenler okusun. Tavsiye edeceğim kitaplar arasında.
Sahtekârlık ve hilebazlık yapma fırsatı elimize geçince dilimize "ne yapalım, şartlar böyle gerektiriyor" cümlesini doladık. Dürüst davranmamız, hakka riayet etmemiz ihtimali karşımıza çıkınca da aklımıza gelen ilk cümle "âlemin enayisi ben miyim" oldu.
Birisinin hüngür hüngür ağlayarak kurduğu bir cümlenin, hiç kimsenin gönlüne değmemesi kadar canım yandı o gece. Sonra, gırtlağımda yüklemi olmayan bir cümle ile eve döndüm. İnsan aptal olduğunu öğrenince eve döner hep.
Ona, kendini anlatmak için hayat bazen beklediğimizden hızlı davranıyor diyecektim ama vazgeçtim, o sırada bu cümle, fazlasıyla anlam yüklediğimiz boş sözlerden biriymiş gibi geldi bana.