Noktasız kuruyorum son zamanda cümlelerimi. Cümleler yarım ... Anlamları yarım bırakıyorum... Hiç bir kafiye uymuyor seni düşündüğümde, Kalemi tutup bir köşesinden, Seni yazdığım sayfalara bırakıyorum...
Rüyalarım bile edebiyat kokuyor; şimdilik cümlelerimi kısa tutuyorum ama birgün gülüşüne uğrayacağım...
Reklam
Kelebeğin Kanatları... Bir şaire sormuşlar, -ancak bu şairin dili o kadar karmaşık ancak bir o kadar da sadeymiş ki- "Bu şiirleri nasıl yazıyorsunuz, nasıl bir ruh hâline bürünüyorsunuz?" O da cevaben, "sabah kalkarım, dışarı bakarım ve yazmaya başlarım. Ne görürsen, börtü böcek, etkilenir kağıt kalemi alır yazarım"
En büyük hatam insanlardan cümlelerimi bitirmelerini beklemekti. Hayatımın belli bir dönemine kadar hep böyle yaptım zaten. Gözlerinin içine baktım beni bilsinler diye. Kadınlardan bunu bekledim. Birisi gelip ''evet, ben seni tanıyorum'' desin diye bekledim. Ve o kadına aşık olacaktım. Ama sonra anladım ki böylesine insanlar yok. Olsalar bile kitap okumuyorlardı. Kimseyi tanımıyorlardı...
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. ellerimde koparmaya çalıştığım zincirlerden kalma yara izleri yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun. gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın. yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak. öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde. hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi, hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha. hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun. hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde. hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde. öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun. ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile. dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince. yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane. unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım, sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre. öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.. Orhan Veli Kanık
'elim ayağım epeydir kimin kime ne anlattığını bilmiyorum adında hem ekmek hem gül geçen kimseyi görmedim tanımıyorum ben biraz yavaş günde beş defa hiçbir şey yapmayan biri ben biraz en üzgün baharatlara fena meyilli mümkünse haşhaş
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.