Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Sen akıllı bir adamsın, dostum John; iyi mantık yürütürsün ve nekān gözüpektir, ama çok fazla önyargılısın. Gözlerinin görmesine ya da kulaklarının duymasına izin vermiyorsun ve günlük yaşamınin dışında olan şeylerin senin için değeri yok. Anlayamayacağın, ama yine de var olan şeyler olduğunu düşünmüyor musun; bazı insanların görebildiği,
Sayfa 217 - Dr. Seward'ın Günlüğü - 26 EylülKitabı okuyor
“Kâbuslar sadece rüyalarda olmuyordu, en korkunçlarını gözleri açıkken yaşıyordu insan; çünkü hayatın hayal gücü, insan beynininkinden çok daha kuvvetli ve acımasızdı.”
Reklam
Tüm antropo­loglar belirli uygulamaların bazen raporlanmadığını bilir çünkü böyle yapmak insanları kendi gözleri önünde tanımlamak ve kötülemek olduğu için incitici olacaktır.
Gözleri açık düş görenler
kibir bir tür deliliktir, çünkü sırf hayalini kurmakla her şeyin üstesinden gelebileceğini düşünen ve hayallerinin de gerçekleştiğini sanıp başarısından ötürü bayram eden kimse, bu başarılarının varoluşunu dışlayacak nitelikte şeyler hayal edemediği ve kendisinin etkime gücünü dizginleyemediği sürece, gözleri açık düş görmektedir
Sayfa 178 - KabalcıKitabı okuyor
"Neden bu konuyu bir türlü kenara bırakamıyorsun?" "Çünkü anlamaya çalışıyorum. Senin bir canavarı nasıl sevdiğini." "Neden?" Lorcan, Elide'in üzerine yürüdü. Elide bir adım bile gerilemedi. Aksine, gözleri alev alev yanarken "Çünkü bunu anlarsam benim de nasıl aynısını yaptığımı anlayabilirim."
Bu anıyı anlatmak İsterdim... ama nasıl solgun... hiç bir şey kalmamış gibi —çünkü uzaklarda gömülü, İlk gençliğim yıllarında. Yaseminden gerilmiş gibi bir ten... o Ağustos gecesi? Ağustos muydu ?— o gece... Yalnız gözleri hatırımda hayal meyal; gözleri
Reklam
Renklerden Moru alıntılar
(1) Kimi kadınların sırtlarında çocukları vardı ne kadar yorgun olsalar da şarkı söylüyorlardı Celie! Bizim oralarda yaptığımız gibi tıpkı. Yorgun insanlar neden şarkı söyler, diye sordum Corrine'e. Başka bir şey yapamayacak kadar yorgun oldukları için, dedi. (2) İsa olmak da zordu, dedi Shug. Ama o bir yolunu buldu. Unutma bunu.
Sayfa 1 - Doğan Kitap - Renklerden Moru
"Sana açıklayamayacağım çok fazla şey var," dedi. Çok dikkatli bir şekilde hemen önümde durdu. "Senin anlaman gereken çok fazla şey var. Ama sana asla zarar vermeyeceğime inanman lazım Nova, benim buna ihtiyacım var." "Neden?" diye sordum. "Neden geldiğimden beri sadece bana eziyet ediyorsun?" "Sana doğru çekilmekten kendimi alamıyorum." Hayati bir şeyi itiraf eder gibi mağrurdu. Gözlerini bir saniyeliğine dahi kırpmıyordu. Gözbebekleri titriyor, mavi karanlığa teslim oluyordu. Bakışlarının bana anlatmak istediği çok şey vardı. "Seni gördüğümden beri yapmak istediğim ama yapamadığım tek bir şey var, okul koridorunda da kolyeni alıp gittiğimden beri..." Elini yüzüme koyduğunda bir şey oldu ve korku, tiksinti, huzursuzluk, hissettiğim her şey durdu. "Sana dokunduğumda bir şey hissettim." Tekinsiz. Ateş Lordu bir kelime olsa bu olurdu. "Ne hissettin?" "Seni öpmek istedim." "Bu nasıl mümkün olabilir?" diye kendi kendime mırıldandım. Başımı yere eğip kaşlarımı çattım. Çok zorlanmamama rağmen nefes nefeseydim. Nefes almayı unutmuş olabilir miydim? "Bu gerçek değil," dedim başımı iki yana sallayarak. "Gerçek değil, senden nefret ederken bu nasıl mümkün olabilir?" Düşüncelerimi toparlamaya, zihnimi ondan korumaya çalışıyordum. Parmakları çenemin altından kavradı, yüzümü ona bakacağım şekilde kaldırdı. "Bana karşı koyamıyorsun, sana karşı koyamıyorum, sudan korkuyorsun..." Gözleri bir ihtiyaç gibi yüzümde dolandı. "Çünkü ben senin aslında Ateş Vârisi olduğunu düşünüyorum."
Sayfa 428Kitabı okudu
Çünkü beyaz adamın gerçek tanrısı, kendisinin para adını taktığı yuvarlak metal ve ağır kağıttan başka bir şey değildir. Bir Avrupalı'ya sevginin tanrısından söz edecek olsan, yüzünü buruşturur ve güler. Senin düşüncenin yalınlığıyla alay eder. Ama pırıl pırıl bir yuvarlak metal ya da koca bir ağır kağıt uzatacak olursan, o an gözleri parıldar ve dudaklarının arasından salyalar akar. Onun sevgisi paradır, tanrısı paradır. Onlar, yani beyazların tümü uykularında bile bunu düşünürler.
Gözleri ışıdı ve başını hafifçe sallayarak, "İnsanın içinde, merha­metle gaddarlık, bu korkunç gecede gö­ğün derinliklerinde, zincirden kurtulmuş güçler gibi boğuşuyorlar; fakat merhamet baskın çıkacak sonunda; çünkü merha­metin kaynağı Tanrı'dır
Reklam
Çünkü henüz elleri belirmedi böyle Gözleri böyle büyümedi şefkatli ölümün Siz kendinizi iyi hissetmiyorsunuz
Sayfa 113Kitabı okudu
"Gözleri her zaman yarı uykulu olan zavallı Pinokyo, yanmış ayaklarını henüz fark etmemişti; babasının sesini duyar duymaz tabureden atlayıp koşup kazığı çekti. İki veya üç yalpalamanın ardından yere düştü. Ve yere çarptığında, beşinci kattan düşen bir çuval kepçenin çıkaracağı sesin aynısını çıkardı. –Açın benim için! Geppetto sokaktan bağırıyordu. – Babam, yapamam, Kukla ağlayarak ve yere yuvarlanarak cevap verdi. – Sen neden yapamıyorsun? – Çünkü ayaklarımı yediler. – Peki onları kim yedi? – Kedi, – dedi Pinokyo, kedinin ön patileriyle talaşları dans ettirerek eğlendiğini gördü.
"Aşk deliliktir. Çünkü aşık olanın gözü hiç bir şeyi görmez. Hem tehlikeli hem de zayıftır. Tehlikelidir çünkü aşkına gelebilecek zarar karşısında âşığın gözleri kara olur, yakar-yıkar, ölür-öldürür. Zayıflıktır, çünkü tüm gücünü aşk alıp götürür. Bu yüzden de kandırılmaya açıktır."
GÖZ GEDİĞİ
"Bu gedikleri ele geçirdikten sonra evvela göz gediğinin bakışlarının ibret almasını engelleyin, onun sadece zevklenme, dinlenme ve eğlence maksadıyla bakmasını sağlayın. Eğer siz farkında olmadan bir ibret bakışıyla bakarsa, onu gaflet, hayran kalma ve şehvet bakışlarıyla bozun. Zira bu onun kolayca yapa- cağı ve zoruna gitmeyecek bir
Bütün kocaların itaat ettikleri yazısız kanuna inat, evlendikten sonra bile romantik ve karısınına aşık olmaktan utanmayacak kadar cesurdu. Y da öyle görünüyordu.("Çükü karısının gözleri parlıyor ve ancak mutlu kadınların gözbebekleri parlar!" diyodu annem. Ve ben bunu hiç unutmadım, mutluluğunu merak ettiğim kadınların gözlerinde o ışıltıyı daima ararım. Çünkü annem haklıdır.)
Sayfa 75
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.