Hayatınının Yarısını Kitap Okumakla Geçirenlerin Çok İyi Bildiği 17 Şey 1. Kitap okumak sizin için hiç bir zaman boş zaman aktivitesi olmamıştır. Tam tersi kitap okumaktan artan zamanı boş zaman olarak görürsünüz. 2. Kitap okumak için özel bir yere ihtiyaç duymazsanız. Metroda, otobüste, sokakta, vapurda her yerde kitap okuyabilirsiniz. 3.
Adil olanın peşinden gidilmesi doğrudur, en güçlünün peşinden gidilmesi ise kaçınılmazdır. Gücü olmayan adalet acizdir; adaleti olmayan güç ise zalim. Gücü olmayan adalete mutlaka karşı çıkan olur, çünkü kötü insanlar her zaman vardır. Adaleti olmayan güç ise töhmet altında kalır. Demek ki adalet ile gücü bir araya getirmek gerek; bunu yapabilmek için de adil olanın güçlü, güçlü olanın ise adil olması gerekir. Adalet tartışmaya açıktır. Güç ise ilk bakışta tartışılmaz biçimde anlaşılır. Bu nedenle gücü adalete veremedik, çünkü güç, adalete karşı çıkıp kendisinin adil olduğunu söylemişti. Haklı olanı güçlü kılamadığımız için de güçlü olanı haklı kıldık.
Sayfa 416 - Erich Auerbach "Kötünün Zaferi"Kitabı okudu
Reklam
592 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Başlangıçta kitaptan gözüm korkmuştu, çünkü herkesin yorumu çok kötü. Ama kitabı okumaya başladıktan sonrasında yanıldıklarını anladım. J. K Rowling'in anlatım tarzını özlemişim, kendimi sanki yeniden Harry Potter okur gibi heyecanlı hissettim. Kitap o kadar güzel ki... Daha ilk sayfasından hikayenin içinde hissediyorsunuz kendinizi. J.K Rowling, "tekrardan" size hikayesini nasıl yaşattırabileceğini göstermiş, her paragrafta sanki o sahnedeki baş karakter sizsiniz gibi hissettiriyor, betimlemeleri o kadar canlı, o kadar öz ve gerçekçi ki, bir anda kendinizi hikayenin kötü kahramanı olarak görüyorsunuz ve kendinizi haklı çıkarmaya çalışırken buluyorsunuz... "Bence", en iyi çağdaş romanlardan.
Boş Koltuk
Boş KoltukJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Doğan Kitap · 20131,807 okunma
Benzemez insan dostlarıma/ Ağaçlar gölgesini esirgemez/ Güneş köpeğimden daha sadık/ Dizlerime sıçrar ellerimi ısıtır/ Karşılık beklemeden/ Hele kuşlar/ Avcılara bile kin beslemezler.” Oktay Rıfat'ın “Gün Sonu Konuşması” şiiri böyle biter. Mahsusmahal için aklımda harfler, kâğıda, dünyaya, insana her baktığımda, bu dizeler sözden önce halkalandı
Bir tek veya milyon, fark etmezdi. Çünkü birinin ölümü her birinin ölümü gibiydi. Çünkü her insan bir evrendi ve her ölüm evrenin sönüşü demekti. Bu yüzden tek masumun dahi öldüğü yerde hiçbir haklı gerekçeden söz edilemezdi. Savaş insanı canavarlaştırıyordu ve insanın insana ettiğini kimse kimseye etmiyordu..
Artık olamayacağını biliyorum. Aşk benim kalbimi yakıyor, seninkini yalayıp geçiyor. Ben tam merkezine koyuyorum aşkı hayatımda, sen başka bir şeyin yerine koyuyorsun. Bana evlenme teklif ettin, reddettim. O gece sana geldim, bu defa sen reddettin. Aşkı ve ahlakı tartıp durdun aylar boyunca. Gerekçelerini, savunularını, ithamlarını, infazlarını sıraladın; sanığı da savcısı da yargıcı da sen olan bir mahkemede yargılayıp durdun kendini defalarca. Hangi yanın haklı çıksa, bu davanın öbür yanından yara aldın. Çünkü ne yeteri kadar âşık ne de yeteri kadar ahlaklıydın. Oysa aşkın yeterince’ si olmaz benim için hiç olmamış sevgilim. O ya vardır ya yoktur. Hududu, temkini, itidali, tazmini olursa zaten aşk olmaz. Var olduğu müddetçe vardır o. Ve var olduğu müddetçe de tek biçimde tek hacimdedir…
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.