Duygular adım adım, taksit taksit açıklanır, böylece karşılık görmek garanti altına alınır. Hatta, bunda öyle ileri gidilir ki, ne zaman “seni seviyorum” sözcüklerini kullanacak olsak karşımızdakinden de aynı sözcükleri bekleriz - adeta mübadele ekonomisinde pazarlık yapıyormuş gibi. Bu sözüm ona aşk denen şeyin genel uygulamasında ve kavranmasında karşılıklılık kavramı vardır. Ben senin yaptığını yapayım, sen de benim yaptığımı yap. Seni seviyorum, çünkü sen beni, ben seni sevdiğim için seviyorsun.
Ben senin yaptığını yapayım, sen de benim yaptığımı yap. ''Seni seviyorum çünkü sen beni, ben seni sevdiğim için seviyorsun."
Neden mütekabiliyet arıyoruz? Çünkü aşkta kendi bireysel ifademizi bulmaktan aciziz.
"Bu cüreti neden daha önce göstermedin?" diye sordu sert bir sesle. "Bir işim yokken? Açlıktan nefesim kokarken? O zaman da aynı Martin Eden'dim ben, aynı sanat, aynı adamdım. Kaç gündür bu soruyu sorup duruyorum kendime. Sırf seninle de ilgili değil bu, herkesle ilgili. Görüyorsun işte, değişmedim ben ama bana insanların biçtiği
Manevi üniformalarımızın içinde, sevgimizi göstermekten de korkarız. Aşk öylesine bencil, öylesine büyük bir kendini koruma güdüsü içinde ifade edilir ki, insan tüm duygularını sergilemez, en azından hepsini aynı anda sergilemez.
Duygular adım adım, taksit taksit açıklanır, böylece karşılık görmek garanti altına alınır.
Hatta, bunda öyle ileri gidilir ki, ne zaman “seni seviyorum” sözcüklerini kullanacak olsak karşımızdakinden de aynı sözcükleri bekleriz - adeta mübadele ekonomisinde pazarlık yapıyormuş gibi.
Bu sözüm ona aşk denen şeyin genel uygulamasında ve kavranmasında karşılıklılık kavramı vardır. Ben senin yaptığını yapayım, sen de benim yaptığımı yap. Seni seviyorum, çünkü sen beni, ben seni sevdiğim için seviyorsun.
Neden mütekabiliyet arıyoruz? Çünkü aşkta kendi bireysel ifademizi bulmaktan aciziz.
Manevi üniformalarımızın içinde, sevgimizi göstermekten de korkarız. Aşk öylesine bencil, öylesine büyük bir kendini koruma güdüsü içinde ifade edilir ki, insan tüm duygularını sergilemez, en azından hepsini aynı anda sergilemez.
Duygular adım adım, taksit taksit açıklanır, böylece karşılık görmek garanti altına alınır.
Hatta, bunda öyle ileri
"Neden daha önce göze almadın?" diye sordu sertçe. "İşim gücüm yokken... Açlıktan ölürken... Şimdi kimsem o zaman da aynı adamdım, insan olarak, sanatçı olarak aynı Martin Eden'dım; o zaman neden yapmadın? Kafamı duvarlara vura vura kendime sorduğum soru buydu. Sadece senin için değil, herkes için sordum. Görüyorsun değil mi,