Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
okumaya değer bir pasaj
Aşk öylesine bencil, öylesine büyük bir kendini koruma güdüsü içinde ifade edilir ki, insan tüm duygularını sergilemez, en azından hepsini aynı anda sergilemez. Duygular adım adım, taksit taksit açıklanır, böylece karşılık görmek garanti altına alınır. Hatta, bunda öyle ileri gidilir ki, ne zaman "seni seviyorum sözcüklerini kullanacak olsak karşımızdakinden de aynı sözcükleri bekleriz adeta mübadele ekonomisinde pazarlık yapıyormuş gibi. Bu sözüm ona aşk denen şeyin genel uygulamasında ve kavranmasında karşılıklılık kavramı vardır. "Ben senin yaptığını yapayım, sen de benim yaptığımı yap." "Seni seviyorum, çünkü sen beni, ben seni sevdiğim için seviyorsun." Neden mütekabiliyet arıyoruz? Çünkü aşkta kendi bireysel ifademizi bulmaktan aciziz.
Aşk öylesine bencil, öylesine büyük bir kendini koruma güdüsü içinde ifade edilir ki, insan tüm duygularını sergilemez, en azından hepsini aynı anda sergilemez. Duygular adım adım, taksit taksit açıklanır; böylece karşılık gör- mek garanti altına alınır. Hatta, bunda öyle ileri gidilir ki, ne zaman "seni seviyorum" sözcüklerini kullanacak olsak karşımızdakinden de aynı sözcükleri bekleriz - adeta mübadele ekonomisinde pazarlık yapıyormuş gibi. Bu sözüm ona aşk denen şeyin genel uygulamasında ve kavranmasında karşılıklılık kavramı vardır. "Ben senin yaptığını yapayım, sen de benim yaptığımı yap." "Seni seviyorum, çünkü sen beni, ben seni sevdiğim için seviyorsun."
Sayfa 267 - İletişimKitabı okudu
Reklam
III Manevi üniformalarımızın içinde, sevgimizi göstermekten de korkarız. Aşk öylesine bencil, öylesine büyük bir kendini koruma güdüsü içinde ifade edilir ki, insan tüm duygularını sergilemez, en azından hepsini aynı anda sergilemez. Duygular adım adım, taksit taksit açıklanır; böylece karşılık gör- mek garanti altına alınır. Hatta, bunda öyle ileri gidilir ki, ne zaman "seni seviyorum" sözcüklerini kullanacak olsak karşımızdakinden de aynı sözcükleri bekleriz - adeta mübadele ekonomisinde pazarlık yapıyormuş gibi. Bu sözüm ona aşk denen şeyin genel uygulamasında ve kavranmasında karşılıklılık kavramı vardır. "Ben senin yaptığını yapayım, sen de benim yaptığımı yap." "Seni seviyorum, çünkü sen beni, ben seni sevdiğim için seviyorsun."
Sayfa 267Kitabı okudu
Martin Eden
Şu anda kafamı en çok kurcalayan şey, beni neden istedikleri. Beni kendim olduğum için istiyor olamazlar çünkü hâlâ eskiden istemedikleri kişiyim. Demek ki beni başka bir şey için, benim dışımda bir şey için,ben olmayan bir şey için istiyorlar! Sana bu şeyin ne olduğunu söyleyeyim mi ? Gördüğüm kabuldür bu. Halbuki o kabul ben değilim. İnsanların kafalarındaki bir şey o . Bir de kazandığım ve kazanacağım paralar için istiyorlar .Halbuki o para da ben değilim. Para bankada duran , herkesin cebinde olan bir şey. Sen de mi bunun için kabul , ve para için mi istiyorsun beni ? “Kalbimi kırıyorsun,” diye hıçkırıklara boğuldu kız. “Seni sevdiğimi ve seni sevdiğim için burda olduğumu biliyorsun .” “Korkarım ne demek istediğimi anlamadın ,”dedi usulca Martin. “Söylemek istediğim şey şu: Beni seviyorsan,beni reddedecek kadar az sevdiğin güne göre,nasıl oluyor da şu anda beni daha çok seviyorsun ?”
Sayfa 457 - İş bankasıKitabı okudu
“Neden daha önce göze almadın?” diye sordu sertçe. “İşim gücüm yokken... Açlıktan ölürken... Şimdi kimsem o zaman da aynı adamdım, insan olarak, sanatçı olarak aynı Martin Eden’dım; o zaman neden yapmadın? Kafamı duvarlara vura vura kendime sorduğum soru buydu. Sadece senin için değil, herkes için sordum. Görüyorsun değil mi, değişmedim ben. Gerçi
Sayfa 457Kitabı okudu
Aşk öylesine bencil, öylesine büyük bir kendini koruma güdüsü içinde ifade edilir ki, insan tüm duygularını sergilemez, en azından hepsini aynı anda sergilemez. Duygular adım adım, taksit taksit açıklanır; böylece karşılık görmek garanti altına alınır. Hatta, bunda öyle ileri gidilir ki, ne zaman “seni seviyorum sözcüklerini kullanacak olsak karşımızdakinden de aynı sözcükleri bekleriz adeta mübadele ekonomisinde pazarlık yapıyormuş gibi. Bu sözüm ona aşk denen şeyin genel uygulamasında ve kavranmasında karşılıklılık kavramı vardır. “Ben senin yaptığını yapayım, sen de benim yaptığımı yap.” “Seni seviyorum, çünkü sen beni, ben seni sevdiğim için seviyorsun.” Neden mütekabiliyet arıyoruz? Çünkü aşkta kendi bireysel ifademizi bulmaktan aciziz. Mütekabil olunca, karşımızdakinin dilini kullanırız, daha doğrusu ortak bir dil yaratırız, standartlar, ısmarlanmış davranış kalıpları yaratırız. “Sen bunu yap, ben de onu yapayım.” Kullandığımız dil, aşkın paylaşılan bir süreç olmaktan çok objeler arasındaki bir alışveriş ilişkisi olduğunu gösteriyor: “Benimle seviş”, “seninle sevişmek istiyorum”, “beni sev”, “seni öpmek istiyorum” gibi. Mekanik bir mütekabiliyete, karşılıklı taleplere dönüştüğü anda ilişkinin totaliter niteliği, totaliter potansiyeli su yüzüne çıkar. Bilinçli olarak karşımızdakini hoşnut ederken, aynı zamanda onu hoşnut etmeme potansiyelini, gücünü de elimizde tutarız. Karşılıklılık esası üzerine kurulmuş ilişkilerde, tüm doğaçlama ve kendiliğindenlik, ilişkiden koparılmıştır.
Reklam
Sendeki Ben
Bir şey daha var. Sen de beni seviyorsun. Peki neden seviyorsun? Bende beni yazmaya zorlayan şey neyse, seni bana çeken de o. Beni seviyorsun çünkü tanıdığın ve sevebileceğin herkesten farklıyım. Masabaşı işleri için, muhasebecide çalışmak için, küçük iş meseleleri üzerinde didişmek, mahkemelerde tartışmak için yaratılmadım ben. Bana böyle şeyler yaptırır, beni diğer adamlara benzetir, onların işlerine sokar, onların soluduğu havayı solutur, onların bakış açılarını kafama yerleştirirsen, işte bu farklılığı, beni, sevdiğim şeyi yok etmiş olursun.
Sayfa 313 - Martin&RuthKitabı okudu
“Neden daha önce göze almadın?” diye sordu sertçe. “İşim gücüm yokken... Açlıktan ölürken... Şimdi kimsem o zaman da aynı adamdım, insan olarak, sanatçı olarak aynı Martin Eden'dim; o zaman neden yapmadın? Kafamı duvarlara vura vura kendime sorduğum soru buydu. Sadece senin için değil, herkes için sordum. Görüyorsun değil mi, değişmedim ben.
Sayfa 457Kitabı okudu
“Neden daha önce göze almadın?” diye sordu sertçe. “İşim gücüm yokken... Açlıktan ölürken... Şimdi kimsem o zaman da aynı adamdım, insan olarak, sanatçı olarak aynı Martin Eden'dim; o zaman neden yapmadın? Kafamı duvarlara vura vura kendime sorduğum soru buydu. Sadece senin için değil, herkes için sordum. Görüyorsun değil mi, değişmedim ben.
Sayfa 457 - Martin & RuthKitabı okudu
Bu sözüm ona aşk denen şeyin genel uygulamasında ve kavranmasında karşı lıklılık kavramı vardır. "Ben senin yaptığını yapayım, sen de benim yaptığımı yap." "Seni seviyorum, çünkü sen beni, ben seni sevdiğim için seviyorsun."
Reklam
Aşk öylesine bencil, öylesine büyük bir kendini koruma güdüsü içinde ifade edilir ki, insan tüm duygularını sergilemez, en azından hepsini aynı anda sergilemez. Duygular adım adım, taksit taksit açıklanır; böylece karşılık görmek garanti altına alınır. Hatta, bunda öyle ileri gidilir ki , ne zaman " seni seviyorum" sözcüklerini kullanacak olsak karşımızdakinden de aynı sözcükleri bekleriz - adeta mübadele ekonomisinde pazarlık yapıyormuş gibi. Bu sözüm ona aşk denen şeyin genel uygulamasında ve kavranmasında karşı ıklılık kavramı vardır. "Ben senin yaptığını yapayım, sen de benim yaptığımı yap." " Seni seviyorum, çünkü sen beni , ben seni sevdiğim için seviyorsun."
Sayfa 267Kitabı okudu
Manevi üniformalarımızın içinde, sevgimizi göstermekten de korkarız. Aşk öylesine bencil, öylesine büyük bir kendini koruma güdüsü içinde ifade edilir ki, insan tüm duygularınu sergilemez, en azından hepsini aynı anda sergilemez. Duygular adım adım, taksit taksit açıklanır; böylece karşılık görmek garanti altına alınır. Hatta, bunda öyle ileri gidilir ki, ne zaman "seni seviyorum" sözcüklerini kullanacak olsak karşımızdakinden de aynı sözcükleri bekleriz- adeta mübadele ekonomisinde pazarlık yapıyormuş gibi. Bu sözüm ona aşk denen şeyin genel uygulamasında ve kavranmasında karşılıklılık kavramı vardır. "Ben senin yaptığını yapayım, sen de benim yaptığımı yap." "Seni seviyorum, çünkü sen beni, ben seni sevdiğim için seviyorsun."
Sayfa 267Kitabı okudu
"Manevi üniformalarımızın içinde, sevgimizi göstermekten de korkarız. Aşk öylesine bencil, öylesine büyük bir kendini koruma güdüsü içinde ifade edilir ki, insan tüm duygularını sergilemez, en azından hepsini aynı anda sergilemez. Duygular adım adım, taksit taksit açıklanır; böylece karşılık görmek garanti altına alınır. Hatta, bunda öyle ileri gidilir ki, ne zaman “seni seviyorum” sözcüklerini kullanacak olsak karşımızdakinden de aynı sözcükleri bekleriz – adeta mübadele ekonomisinde pazarlık yapıyormuş gibi. Bu sözüm ona aşk denen şeyin genel uygulamasında ve kavranmasında karşılıklılık kavramı vardır. “Ben senin yaptığını yapayım, sen de benim yaptığımı yap.” “Seni seviyorum, çünkü sen beni, ben seni sevdiğim için seviyorsun.” Neden mütekabiliyet arıyoruz? Çünkü aşkta kendi bireysel ifademizi bulmaktan aciziz."
Sayfa 223 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.