Geç Tunç Çağının büyük bir bölümü boyunca Hititler ve Mısırlılar kendi bölgelerinin yanı sıra Suriye ve Kenan'ın büyük coğunluğuna da egemendi. Bu yüzden Tunç Çağının sona ermesiyle ortaya çıkan yeni dünya, sadece yeni bir döneme değil, Hititlerin sonu ve Mısırlıların zayıflamasıyla yeni büyüme fırsatlarına da kavuştu. Bazı alanlarda, özellikle Mezopotamya'daki Neo-Asurlular sayesinde belirli bir süreklilik olsa da, genel olarak yeni güçlerin ve yeni uygarlıklarla yeni bir başlangıcın zamanı gelmişti. Güneydoğu Anadolu, Kuzey Suriye ve daha doğuda Neo-Hititler, eski Kenan topraklarında Fenikeliler, Filistinliler ve Israiloğulları baş gösterdi, Yunanistan'da ise geometrik, arkaik ve klasik dönemler yaşandı. Eski dünyanın küllerinden sadece alfabe ve benzer icatlar doğmakla kalmadı, demirin kullanımı da belirgin şekilde artarak yeni döneme, yani Demir Çağına adını verdi. Dünyanın tekrar tekrar gördüğü bir döngü bu. Pek çok kişi, bunun acımasız, bir süreç olduğuna inanır: İmparatorluklar yükselir ve çöker, yerlerini yükselen yeni imparatorluklar alır, sonunda onlar da çöker ve tekrarlanan bir doğum, büyüme ve evrim, çürüme veya yıkım ve sonunda yeni bir biçimle yenilenme ahengiyle, yerlerine yenileri geçer.
Sayfa 215Kitabı okudu
Yeryüzü Matemleri
Muteber olmayan bir evrende başkaldırının bir anlamı olamazdı. Bu dünyada hiçbir şey kendi yerini bulmuş değildir, başta bizzat dünya olmak üzere. Öyleyse, insan adaletlisizliğini seyrederken hiç şaşırmamak gerekir. Toplumun düzenini reddetmek de kabul etmek de aynı şekilde abestir: Onun iyi veya kötü yönde değişimlerine, ümitsiz bir tutucukla maruz kalmaya mecburuz; tıpkı doğuma, aşka, iklime ve ölüme maruz kaldığımız gibi. Hayat yasalarının başında çürüme gelir: Kendi kalıntılarımıza, cansız nesnelerin kendi kalıntılarına olduklarından daha yakınızdır; onlardan önce pes ederiz ve yok edilemez gibi görünen yıldızların altında kaderimize doğru koşarız.
Sayfa 48 - Metis Yayınları
Reklam
"Acı, onu çekeni mükemmelliğe yöneltir, tıpkı tohumun çürüme içerisinde yeşermesi gibi."
henüz ölmemiştim, yalnızca hızlı bir çürüme içindeydim. kim değildi ki allahaşkına? hepimiz aynı dibi delik teknede kendimizi eğlendirmeye çalışıyorduk.
Sayfa 88 - 26Kitabı okuyor
"Yaşamadığımız bir bu kalmıştı."deyip yutkundu Hoca. Yerinden kalkıp kitabı kitaplığa bıraktı, perdeyi hafif aralayarak pencereden dışarı baktı bir süre. Karanlık ve ışık güreş tutuyorlardı sanki, sert esen kasım rüzgarı da bir hakem gibi dikkatle onları, kazananı ilan etmek için sabırsızlanıyordu.
Sayfa 348Kitabı okudu
Çağımız çalışma asrıymış, öyle diyorlar; aslında acı, sefalet ve çürüme asrı…
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.