Deniz Sinanoğlu

Başkalarının nasıl tepki vereceğini bilemeyeceğim gibi, hayatın ne türden olaylar sunacağını ön görebilmem veya tahmin edebilmem de mümkün değil. Öte yandan, karşıma çıkan olaylara vereceğim tepkinin nasıl olacağını ben belirleyebilirim. Özgür iradem ve gücüm işte burda.
Reklam
Hayat bize ardı ardına farklı seçenekler sunuyor ve uyandığımız andan itibaren bunlar arasında seçimler yapmaya başlıyoruz. Her gün hayatımızı değiştirmeye karar verebiliriz, bu olağanüstü bir şey.
Bütün düşünme hastalarını iyi edecek tek şey, yani unutmak ve düşünceleri savurmak üstünde hiç durulmaz. Bu yükten çok azı kurtulabilir. Çoğu kafasında koca bir yük taşır oradan oraya, bedenini yorgun düşüren, zamanla güçten kuvvetten kesen bir yük.

Reader Follow Recommendations

See All
Koruyucuya ve çalıştırıcıya gereksinim duymayan tek bir makine bile yoktur. Hepsinin içinde bir bela saklıdır. Çalışırken, her şeyin içinde var olan, ellerimizle yarattığımız sevgiyi indirir midesine. Bir makinenin yonttuğu kanoyu, balyozu ne yapayım ben? Makine, yaptığı iş üzerinde konuşamayan, gülümsemeyen; bitirdikten sonra yaptığın işe, onlar da sevinsinler diye annene ve babana götüremeyeceğin soğuk, kansız bir nesneden başka nedir ki? Eğer makine ben elimi bile sürmeden yenisini yapacaksa, ben tanoa mı, şimdi sevdiğim gibi sevebilir miyim? İşte, makinenin içindeki bela budur. Papalagi hiçbir şeyi sevemez, makine her şeyin aynısından bir daha yapabilirken nasıl sevsin ki?
Papalagi, bütün gücünü ve bütün aklını, nasıl ederim de şu zamanı genişletirim diye düşünerek kullanır. Zamanı durdurabilmek için suya, ateşe, fırtınaya, hatta gökyüzündeki şimşeklere bile başvurur. Daha çok zamanı olsun diye ayağının altına demir tekerlekler, sözcüklerine kanat takar. Peki, ne içindir bütün bu çaba? Papalagi, zamanıyla ne yapar?
Reklam
Reklam
415 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.