Bu kitabın hakkını vermek için, yarım bırakıp zihnimin temiz olmasını beklemiştim. Halbuki okuduktan sonra düşünüyorum ki, zihnim hemen temiz olmalıymış kitabı bitirebilmek için.
Içimi kıpır kıpır eden, bahsettiği mevzularla beni alıp başka diyarlara koyan bir Irvin kitabı.
Kitap herkesin kendi hayatında yaşadığı sorunlardan birer parça bulup sorgulayabileceği nitelikte bir eser. Gerçek kişilerle ve tahminen kurgulanmış bir roman. Okurken gerçek gibi etkiler bırakıp, Nietche sen ne inanmışsın be dedirtiyor.
Bi kısma daha değinmek istiyorum. Bu kısacık hayatımızda aşk sandığımız, belki aylarımıza belki senelerimize mâl olan birisi hep denk gelir. Insanlar Lou kadar vicdansız, biz de Nietche kadar kör ve çaresiz oluruz. Içinden çıkabilirsek o durumun, dışardan bakmak büyük kızgınlık sebebi olur kendimize. Bakamayanlar ise hala şanssızlıklarıyla boğuşuyor halde kalırlar malesef. Ama Breur'in de Nietche'nin de kurtulduğu şeyden kurtulan biri olarak demeliyim ki, bu kitaba dışardan bakıyor olmak acayip keyifli.
Okumadıysanız okumadığınız günler için pişman olabileceğiniz bir kitap. Felsefeyi ve sorgulamayı severseniz, neye sahip olursanız olun hep bi acabanız varsa kafanızda, vakit kaybetmeden okumalısınız. Size yol gösterir mi bilemem ama sizi anlayacağı kesin.