Mü'min kimse günahlarını hayalinde öylesine büyütür ki sanki kendisi bir dağın eteğinde oturuyormuş da dağ üzerine çökecekmiş zanneder. Günaha düşkün kimse ise günahlarını, burnunun üstüne konan bir sinek gibi görür.
İbn Mesud Hazretleri (r.a): "Bir mü'min işlediği günahları üzerine yıkılacak kadar korkunç bir dağ gibi görür. Münafıksa onu üzerine konmuş da hareket edince uçup gidecek bir sinek gibi küçümser." buyurdu.
Reklam
Mühim bir nokta;
“..insan, fıtratındaki zulüm damarıyla, şeytanın telkiniyle, bir zâtın yüz hasenatını bir tek seyyie yüzünden unutur, mü'min kardeşine adavet eder, günahlara girer. Nasıl bir sinek kanadı göz üstüne bırakılsa; bir dağı setreder, göstermez. Öyle de insan garaz damarıyla, sinek kanadı kadar bir seyyie ile dağ gibi hasenatı örter, unutur; mü'min kardeşine adavet eder, insanların hayat-ı içtimaiyesinde bir fesad âleti olur.”
Efendimiz'in (s.a.s): "Mü'min, günahlarını üzerine düşecek bir dağ gibi görür, münafık ise onları burnun üzerine konan ve kovalayınca kaçacak bir sinek gibi görür." (Tirmizi
Sayfa 191
Mümin kimse günahlarını hayalinde öylesine büyütür ki sanki kendisi bir dağın eteğinde oturuyormuş da dağ üzerine çökecekmiş zanneder. Günaha düşkün kimse ise günahlarını, burnunun üstüne konan bir sinek gibi görür.
Türk kadınlarının doğdukları andan itibaren DNA’larına kodlanmış olan ‘evlenme saplantısı’ ne yazık ki bizde daha yoğun yaşanıyor. Millete ailesinden genetik miras olarak mavi göz kalır, bize de bu evlenme saplantısı kalmış. “Sinek kadar eri olanın dağ kadar feri olurmuş”
Reklam
364 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.