Yok İmiş
❝Kaç gece hesap etmedim uykudan mahrum Bilmem kaç sabah ezanı ile doğruldum Yok imiş hüznün tamahı. Göğsüm kan gölü Göğsüm dolu ölü Yok imiş bir felâhı. Feryad ettim duyulmadı Sesten bile sayılmadı
İntikam; taş atana taş atmak değil, taş atanı unutmak, atılan taşı saklamaktı benim dünyamda. Öyle yaptım. Göğsümün orta­sına, kalbimin durgun sularına atılmış o taşı, hayali bir ya­kut gibi boynuma taktım. Üzerine tırnağımla iki çift laf ka­zıdım. Güneşe doğru tutunca daha net okunuyor: “Güvendi­ğiniz dağlara kar yağdığında, üzülmeyin. Kıç üstü oturun ve sessizce aşağı doğru kayın. Bahan görene kadar...”
Reklam
Yaylalara veda ettik, veda dağlara Yatağı, yorganı alıp düştük yollara Gülü, çemeni değiştik kör betonlara Köyü düşündükçe anam içim yanıyor
BEKLENTİSİZ OLMA YALNIZLIĞI İçinden çıktığım, içimden çıkan ve içimi yakanların ürettiği bir duygu Yalnızlık Fazlasıyım artık bu şeytani dünyanın Yerlerini dar ediyorum zalimlere Bu merhametsiz yeri terk edene kadar Yalnız, düşünceli, yavaş ve daha ölçülü olacağım Onların karşısına daha büyük bir ağırlık ve insanlık adaleti koymak adına
2523 Cenâb-ı Hak, gizlice cisme tealluk gösterdi ki onu incitsinler de imtihana uğrasınlar. 2524 İnsanın cesedini incitenler, onu incitmenin Hakk’ı incitmek olacağını bilmezler. Bu ceset küpünün suyu nehir suyuna muttasıldır. 2525 Cümle âlemin melce’i olsun diye. Cenâb-ı Hak bir cisme taalluk etmiştir. 2526 Enbiyâ ve evliyanın kalbine kimse
Mayıs ,ayların gülüdür, Taze bir çiçek dalıdır, İçerim Ateş doludur, Mayısta gönlüm delidir. Yeşil dağlara göçülür, Kızıl şaraplar içilir, Yarim dökülüp saçılır, Mayısta gönlüm delidir. Göklere karşı yatılır, Dertlerimiz unutulur, Eski sevgiler atılır, Mayısta gönlüm delidir. Uzakta kuşlar seslenir, Gönlüm genişler ,beslenir, Yaşamaya heveslenir, Mayısta gönlüm delidir... Sabahattin Ali
Reklam
Ve senin yalnızlığın Ancak dağlara sığabilir Bir de türkülere. — Ahmet Telli
İsa peygamber dua etti: “Allah’ım bu gence zerrenin yarısı kadar muhabbet ihsan et!” Çok geçmeden genç delirdi ve dağlara çıktı. Hz. İsa, Allah’tan genci kendisine göstermesini istedi. Allah, şöyle vahiy etti: “Ey İsa! Kalbinde zerrenin yarısı kadar benim muhabbetim bulunan biri insanların sesini işitmez. İzzetim ve celalim hakkı için sen onu testere ile biçsen farkına varmaz.”
Şehrin üstünden geçen bulutlar
Bakıp imreniyorum akınına Şehrin üstünden geçen bulutların. Belki gidiyorlardır yakınına Rüyamızı kuşatan hudutların. Evler, ağaçlar, sular, ben ve bu an Sanki bulutlarla bir, akıyoruz; Onların hevesine uyaraktan Cenup ufuklarına bakıyoruz. Biz de hafif olsaydık bir rüzgârdan, Yer alsaydık şu bulut kervanında, Güzel’e ve yeni’ye doğru koşan Bu sonrasız gidişin bir yanında; Dağlara, denizlere, ovalara Uzansaydık yağarak iplik iplik, Tohumları susamış tarlalara Bahar, gölge ve yağmur götürseydik. Ahmet Muhip Dıranas
“Dağlara qalxdığımı təsəvvür etsəm də, əslində, dərələrə enirdim. Bu məhz beləydi. Camaatın gözündə guya zirvələrə qalxırdım, amma həyatımı puça çıxarırdım… Və artıq hər şey sona yetdi, öl indi!”
Sayfa 94 - Parlaq imzalar, İvan İliç
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.