Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin. Parmaklarını sözüne pınar edememek Uzaklarda bir adamın üşümesi bir kadın dağlara daldıkça. Işıklı vitrinlere bakmadan geçmek çarşılardan Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Evlerle sokaklar arasında bir ayrım kalmaması Ayrılık yağmurdan vazgeçiş, sudan üşüme Yalnızca gölge vermesi ağaçların İyiliğin küfre dönmesi ayrılık. Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya Başını alıp gitmek gibi bir geri dönüş İki adımından birisi insanın, sevincin kundakçısı, Hüznün arması, süren korkusu inceliğin. Ayrılık, o küçük ölüm!
“Güvendiğiniz dağlara karlar yağdığında, en güzel çare dağ ile karı baş başa bırakmaktır.”
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Mevlana Celaleddin-i Rumi
Reklam
Hani benim gençliğim nerede?
Hani benim sevincim nerede; Bilyelerim, topacım, Kiraz ağacında yırtılan gömleğim? Çaldılar çocukluğumu habersiz.. Penceresiz kaldım anne, Uçurtmam tel örgülere takıldı.. Hani benim gençliğim nerede?
Bir kitapta okumuştum, güvendiğiniz dağlara kar yağdığında, dağlarla karları baş başa bırakın diyordu.
Sayfa 125 - Siyah Kitap Yayınları, Kenda'nın (Helin Güngör) "İçimdeki Buzdağı" kitabından alıntısı.Kitabı okudu
66. SONE "Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni, Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez. Değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini, Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz, Değil mi ki ayaklar altında insan onuru, O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış, Ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru, Ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş, Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın, Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene, Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın, Değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen' e  Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama, Seni yalnız komak var, o koyuyor adama. " William SHAKESPEARE
Bir kız Yusuf adlı sevgilisini yitirmiş. Çok severmiş onu. Dağda yitirmiş. Aramış aramış bir yıl, iki yıl, beş yıl aramış. O da tutturmuş, "kuş olsam, bir çift kanat taksam ... Kuş olsam ... " Gittiği, yattığı yerlerde hep "kuş olsam, kuş olsam," diye bağırır çığırır gezermiş. Bir sabah bakmış ki kuş donunda ... Düşmüş dağlara dağlara, inmiş ovalara ovalara. Yeryüzünü pervaz vurup dolaşmış. Köşe bucak koymamış yeryüzünde. Dili de durmazmış, bağırırmış çığırırmış, "Yusufçuk Yusuf! Yusufçuk Yusuf!" Kuş masalı canım. Dünya kadar büyük bir oda dolusu Yusufçuk Yusufçuk kuşları kederli. Sesi insan sesine benzer. "Yusufçuk Yusuf! Yusufçuk Yusuf!"
Sayfa 354Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1,000 öğeden 991 ile 1,000 arasındakiler gösteriliyor.