Bütün gözyaşlarını toplasam kirpiklerden Bütün silahları bir meydanda yaksam Sonra çıkarıp mezarlardan ölüleri Dili göğe değen ateşlerin çevresinde Öperek kaybolmuş zamanları gövdemle Bütün acıları aşka çevirsem Olmazsa gidip o çocuklarla dağlarda ölsem...
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
Şiir söyleyecektin! Ölüm ölümdü, bu dert, bu gam da neyin nesi! Memleketinin özgürlük şiirini söyleyecektin, çaresizliğin, zavallılığın, yoksulluğun, güzelliğin şiiriní... Ve şiirin sesi, senin sesin, naçar, mazlum yurdunun sesi dağlarda koyaklarda, şehirlerde köylerde, ovalarda yaylalarda yankılanacaktı. Düğündü bu. Ölümün gölgesi altında şenlikti... Şiir lazımdı... "Dostlar selam vermez, kardeş ve baba sormaz Yitirdik yolu, ah, bilmem ne yana gitsem Allah'ım! Irmakta susuzluktan mı ölsem...
Reklam
Dağlarda ölsem
Bir dağ kovuğuna daha çok küçük yaşları Alıp çıkarsam ayrılıklardan o çocukları. Götürüp gün ışığı ile yıkasam yüzlerini Acılarını rüzgara tutsam bir zaman. Gövdeleri yufka ekmekler kadar ince Parmakları anılarda salkımsöğütler Saçlarına yağmurlardan taraklar vursam Sonra alıp bir soba başında ısıtsam Bu bahçedir desem bu ev bu yatak Bu ılık minderi anne yüreğinin Bu bitkin bir babanın karıncalaşmış sesi Evlerden sokaklara sokaklardan evlere Seni bekliyor bütün oyunlar Bütün mevsimler seninle ilkyaz Hiçbir türkü keder vermeyecek artık Hiçbir pencereden kötülük gelmeyecek Bütün gözyaşlarını toplasam kirpiklerden Bütün silahları bir meydanda yaksam Sonra çıkarıp mezarlardan ölüleri Dili göğe değen ateşlerin çevresinde Öperek kaybolmuş zamanları gövdemle Bütün acıları aşka çevirsem Olmazsa gidip o çocuklarla dağlarda ölsem.
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
"Sana buraya bazı şeyler koyuyorum. Yol boyunca aklında olsun. lazım olursa açar okursun. Olmazsa da olsun, bir zararı yok, burada dursun." Birhan Keskin, fakir kene "Sabahları kitap mürekkebinin kokusunu içime çekmeyi severim."